Ankara ikili mi oynuyor!
Tam da müzakerelerin yoğunlaştırıldığı bir süreçte tartışmalar manidardır!
Dedikleri gibi hükümetin tam bir uyum içinde olduğunu böylelikle bir kez daha gördük...
İyi de gerçekten Akıncı'ya güvenmiyorlar mı!
Öyleyse 'güvenmiyoruz' diyebilirlerdi...
Ama 'dışlandık' diyerek sanırım başka bir mesaj veriyorlar!
Ya da başkasının mesajını seslendiriyorlar...
Ankara hükümetinin tabi ki!
Cumhurbaşkanı Akıncı'nın Türkiye ziyaretleri malum, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile uzun süren toplantıları...
Ardından hiç de detay verilmeyen açıklamalar!
Türkiye'nin çözümden yana tavırda koyduğu imaları
Gerçekten Türkiye Kıbrıs'ta bir çözümden yana mı!
Akıncı'nın sırtını sıvazlarken diğer yandan hükümet ortaklarına başka mesajlar mı verip bir yol haritası belirlemeye çalışıyor...
Daha da açıkçası Ankara, müzakere sürecinde Akıncı'ya güvenmiyor mu!
Başarılı bir süreç götürdüğünü açıklarken, aslında böyle düşünmüyor mu...
...
Annan Planı dönemini hep birlikte yaşadık...
KKTC'de birçok insan ülkede yaşanan sıkıntılara bir çare olur düşüncesiyle Annan Planı'na güçlü bir destek verdi!
Burada Türkiye'nin rolü de fazlaydı
Kuzey'den güçlü bir evet çıkması gerektiğini istediler!
Başarılı da oldular
Hiçbir zaman unutmayacağım da Abdullah Gül'ün açıklamalarıydı o dönem!
"Yeter ki evet deyin, Rumlar 'hayır' derse kapı kapı geçip KKTC'yi tanıtacağım" demişti Sayın Gül
Ama kimsenin kapısını çalmadı!
Bunun da hesabını vermedi Kıbrıs Türküne
Kıbrıs Türkü büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştı çözüm gerçekleşmedi diye!
Bu arada
Türkiye yetkilileri hemen her açıklamalarında çözüme destek verdiklerini dile getiriyorlar!
Ama KKTC hükümeti ansızın çözüm istemeyen bir tavır içine girdi
Bana göre müzakere heyetinde temsilci konusu tamamen bir kulp!
Önceki gün ansızın efelendiler
Kimsenin de dikkatinden kaçmadı bu efelenme!
Türkiye eğer gerçekten Kıbrıs'ta çözümden yanaysa bizim hükümetin çözüm karşıtı olması mümkün müdür
Bana bunu kimse anlatamaz!
Ankara'nın bir taktiği mi bu
Akıncı iyi polis, hükümet kötü polis!
Şu anda ülkede yaşanan tablo hiç de iç açıcı değildir
Kıbrıs Türkü bir kez daha karpuz gibi ortasından ikiye bölündü!
Çok yakında görecesiniz yaşanan tartışmalar ve gerginlik daha da artacaktır
Hem de daha ortada bir plan bile yokken!
İnsanlar neye evet ya da hayır diyeceklerini bilmeden birbirlerini düşman ilan ettiler ve bu da sağlıksız bir tartışma ortamı yarattı
Böyle bir ortamda nasıl bir sonuç çıkarsa çıksın sağlıksız olacaktır!
Ankara duruşunu daha net bir şekilde Kıbrıs Türk kamuoyuna duyurmalı ve iyi polis, kötü polis mantığından vazgeçmelidir
Senfoni Orkestrası açıklaması!
Konservatuvar öğrencilerinin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası istihdamları konusundaki serzenişlerini sayfamıza yansıtmıştık.
Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Gürdal Hüdaoğlu duyarlılık gösterip çok sağlam bir araştırma yapmış bu konuda, telefonda arayıp anlattı.
İstihdamların tamamen gizlilik ilkesiyle yapıldığını, sınav komitesinin adayları görmeden dinlediğini ve ona göre karar verdiklerini söyledi.
Hatırlarsınız dünkü şikayet mektubunu yazanlar konservatuvar son sınıf öğrencisi olduklarını da ifade etmişlerdi
Onu da araştırmış ve şu anda konservatuvarda son sınıf Kıbrıslı Türk öğrenci bulunmuyormuş!
Ayrıca Sayın Akıncı'dan kimse randevu talebinde de bulunmamış
Şu anda orkestrada 17 kişi bulunuyor;
Bunlardan 12'si KKTC kökenli, 4'ü TC kökenli, bir kişi de Bulgaristan uyruklu!
Yani Rusya'dan istihdam edilen bir kişi yok
Hüdaoğlu'na duyarlılığından dolayı teşekkür ederiz.
Ofise ne gerek var!
Türkiye'nin Koordinasyon Ofisi konusu yine alevlendi
Hükümet bu konuda olmazsa olmaz diyor!
Ama irade tamamen Türkiye'de
Gençlik için çeşitli yatırımlar yapılacakmış!
Anlamadığım konu şu;
Türkiye zaten yıllardan beridir maddi ve manevi desteğini esirgemiyor!
KKTC'ye yapılan yatırımların hepsini Türkiye yapıyor, bu bir gerçek
İyi de niçin şimdi gençlere yapılacak olan yatırımlar için burada bir ofis açma niyetinde!
Başında yine Türkiye'den gelen bir yetkili, çalışanlar yine Türkiye'den
Haliyle Kıbrıs Türkü buna bozuluyor!
Hele de yurtlar ve gençlik kampları tamamen Türkiye'nin kontrolüne geçince ne olacak
Bunu birilerinin mutlaka Kıbrıs Türkü'ne anlatması lazım!
Zira çoğunluğun kafası bu yüzden çok karışık ve haklı olarak tepki gösteriyorlar
Sadıkoğlu ailesinin talebi
"Volkan'ın kurucusu ve isim babası İsmail Sadıkoğlu'dur
Volkan, 9 Eylül ve Kara Çete gibi amatör bir yeraltı örgütü olmamıştır. Volkan konjonktür gereği isim değiştirip Türk Mukavemet Teşkilatı adını almıştır.
Dr. Küçük, Rauf Denktaş ve Burhan Nalbantoğlu isimlerinin yanında İsmail Sadıkoğlu'nun da ismi birlikte anılmalıdır, bu tarihe olan saygı gereğidir. Kendisi hiçbir zaman bu hakkını mütevazılığı ve vatanperverliği gereği talep etmemiş olsa da, biz bunu talep ediyoruz..."
(Okyay SADIKOĞLU)
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.