Parti liderlerinin ‘itibar’ savaşı!

Vatandaş Baki dert yanıyor…

Geçen hafta evine kahvaltılık takımı almış, 24 Türk Lirası ödemiş…

Ev halkı beğenince birkaç tane daha almak için ertesi günü aynı mağazaya gitmiş iki tane daha istemiş!

Tezgahtar kadın onların tanesi 156 Türk Lirası diye açıklama ihtiyacı hissetmiş…

Vatandaş Baki hadi iki katı olsa anlarım da bu fiyat ne böyle deyip bayramlık ağzını açmış!

Adam haklı…

Dün aldınız 24 Türk Lirası bugün almaya gittiniz 156 Türk Lirası!

Kadın mahcup bir şekilde ‘patronun talimatı’ diye yanıtlamış…

Tabii ki patronlar şu sıralar dövizin arkasına saklanıyor!

Ama çoğu yalan söylüyor…

Zira bizde ticari etik falan hak getire!

Vur abalıya misali, dövizi gerekçe göster, bir mala değil iki kat, tam 7 kat zam yap ve vatandaşı kazıkla…

Bizim Baki istediği kadar isyan etsin!

Şikayette bulunsun…

Eğer bu ülkede devlet otoritesi yoksa altta kalanın canı çıkar!

Onun için hep deriz, seçim ziyaretlerinde atıp tutan adaylara hiç inanmayın…

İktidarı da aynı muhalefeti de öyle!

Gariban vatandaş sahipsiz…

…

23 Ocak’ta yapılacak genel seçimler partilerden daha ziyade parti başkanlarının seçimi olacak…

Biz bunun adına itibar savaşı diyoruz!

Parti başkanları elbette partilerinin alacağı oy oranı ile derecelendirilecekler ama…

Bu seçim kendileri için çok daha önemli!

Sucuoğlu’ndan başlayalım…

Faiz Sucuoğlu önce genel başkan sonra da Başbakan olmak için yaşadıklarını sadece kendi bilir!

Çiğ tavuğun başına gelenler onun başına gelmemiştir…

Sonuçta şimdi hem partisinin genel başkanıdır hem de ülkenin Başbakanı konumundadır!

İşte asıl mesele bundan sonra başlayacak…

Şu anda parti içinde seçimler nedeniyle büyük destek olduğu görülmektedir ama birde bunun perde gerisi vardır!

Çünkü Sucuoğlu’nun büyük başarısını sindiremeyenler vardır…

Seçimlerde birinci değil de alt sıralarda çıkması için çeşitli tezgahlar yapılmaktadır!

Zira rahmetli İrsen Küçük’ün başına gelenleri de hiç unutmamak gerek…

23 Ocak akşamı Sucuoğlu partilisi tarafından destek görür ve ezici çoğunluğu sağlarsa işte artık o tarihten sonra partisinde köklü değişimler de birbirini izleyecektir!

…

Tufan hocamı da aynı senaryo bekliyor…

Ülke genelinde ‘mükemmel insan’ olarak tanımlanan Erhürman için de itibar savaşı yaşanacaktır!

Zira parti içinde siyasi duruşunun fazla ılıman olması nedeniyle rahatsızlık duyan önemli bir kesim vardır…

23 Ocak’ta parti oylarını artırır ve birkaç vekil daha ekleyebilirse ne ala!

Ama beklenen başarı gelmezse de Erhürman için parti genel başkanlığının sonu da gelmiş olacaktır…

Tufan Hoca aslında hem partisi hem de ülke için bir fırsattır ama parti içi marjinal kesim kendisinden çok ciddi bir şekilde rahatsızlık duymaktadır!

Bu arada partili bazı adayların başka parti adayları ile listeler hazırladığı söylentileri var…

Vay o zaman hallerine!

Bu arada CTP şu anda iktidar mücadelesi falan vermiyor…

Tek arzuları biraz daha güçlenerek yine ana muhalefette olmak, bu konuda zaten rakipleri de yok!

…

DP eski Genel Başkanı Serdar Denktaş akşam saatlerinde bir paylaşımda bulunarak seçimi boykot etmenin iradeyi başkasına teslim etmek olduğunu ifade etti…

Sandığa gitmenin kaçınılmaz olduğunu vurguladı!

Bir de karmaya dikkat çekerek bize göre kendisinin ve yakınlarının da karmacı olacağını işaret etti…

Yine bize göre Denktaş ve ekibi DP’ye mühür vurmayacak!

Şunu demeye getiriyoruz;

Fikri Ataoğlu için de şu andan itibaren itibar savaşı başlamış demektir…

DP 30 yıldır ilk kez Denktaş'sız biz seçime girecektir!

Bu arada tabii ki DP içinde Denktaş’ı isteyenler de vardır ama istemeyenler de vardır…

Serdar Denktaş Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendisini yeterince desteklemeyen Fikri Ataoğlu ve partiye küskündür!

DP’nin 23 Ocak akşamı alacağı oy hayati değer taşımaktadır…

En çok da Fikri Ataoğlu’nu ilgilendirmektedir!

Aksi halde DP’de de zor günler kapıdadır…

…

Zor bir sınav da Erhan Arıklı için geçerlidir…

Kim ne derse desin bize göre YDP barajı geçer!

Geçer ama ne kadar geçeceği önemli…

İlk günlerde Bertan Zaroğlu ile iyi bir ikili olan Arıklı, son yaşananlar nedeniyle sıkıntılı bir dönem yaşamıştır ama yine de partilinin büyük bir kesimi Arıklı’nın yanında kalmıştır!

Bir de şu sıralama meselesi var ya…

Biz en çok da bunun sonuçlarını merak ediyoruz!

Partiye değil de karmaya oynayacak olan partililerin burada tek amacı Erhan Arıklı’yı sandığa gömmek olarak belirlenmiş…

Arıklı mı galip çıkacak yoksa kırgınlar mı?

Bu sonuç da sadece Arıklı’nın değil YDP’nin geleceğini yakından ilgilendirmektedir…

…

23 Ocak seçimleri Kudret hocamız için de hayati önem taşımaktadır…

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde iyi bir sonuç alıp, HP kurulduktan sonra da 9 vekil ile meclise giren Kudret Özersay, UBP’nin kendinden çaldığı 3 vekil ile biraz daha zayıflarken, kamuoyunda itibar zedelenmesi yaşamıştır…

Aslında bize göre Kudret Özersay fırsat tepmiştir!

Birazcık bireysel değil de ekip çalışmasına güvense, alınan kararları tabana yaysa ve daha demokratik olsa şu anda değil üçüncülük kavgası, iktidar mücadelesi veriyor olacaktı…

23 Ocak akşamı Özersay için var olup olmama sürecinin başlangıcı da sayılacaktır!

…

Yeni yıl öncesi TDP’li bir kurmay arkadaşla sohbet ediyoruz…

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit’e öyle eleştirilerde bulundu ki hayretler içinde kaldık!

Aynen şunu söyledi:

"Cemal hoca seçim sürecinde ülkeyi hep değiştireceklerini söylüyor ama nedense bu değişime partiden başlamayı hiç aklına getirmiyor…"

Biz de farklı bir düşüncede değiliz!

Çok sevilip sayılan bir isim ama siyasette sadece iyi adam olmak yetmiyor…

Seçimler öncesi kesinlikle parti başkanlığını bırakıp partiyi değişim yapabilecek genç bir kesime devredebilirdi, yapmadı!

Çünkü siyaset çoğunun olduğu gibi kanına işlemiş…

Ama yine de parti içinde genç bir kesim partiyi ayakta tutmak için büyük bir heyecanla çalışıyor!

Genel başkanlarına da dolaylı tepki göstermeyi ihmal etmeyerek…

TDP bize göre de barajı geçer!

Ama şu anki oy oranını devam ettirmek partiye de ülkeye de bir şey kazandırmaz…