Danışman mı müşavir mi?

20 senedir gerçekleştirilemeyen bir reform…

Şimdi ansızın gündeme geldi ve beklediğimiz gibi iktidar ile muhalefet birbirine girdi!

İktidar bir an önce bu yasayı geçirip 54 maddeden ilkini hayata geçirmeye çalışıyor çünkü belli nedenleri var…

Aslında bize bıraksalar aradan bir 20 sene daha geçer ve 28 belediye ile devam ederiz!

Çünkü bizde belediyeler bile siyasi bir rant kapısıdır…

İstihdamdır, torpildir, partiliye, eşe dosta kıyaktır!

Reform olmalı mı artık kesinlikle olmalıdır…

Söylenenlere göre eğer gerçekleşirse yüzde 80 kadar tasarruf sağlanacağı iddia ediliyor!

Bizim asıl derdimiz de çalışanların işsiz kalma riskinin olup olmayacağıydı…

Öyle bir sıkıntı yokmuş!

Ama bu reformun asıl gerekçesi Türkiye ile imzalanan protokoldür…

Artık Ankara daha fazla sertleşmeye başladı!

Haklı olarak diyor ki gelip protokollere imza koyuyorsun ama sonuçta tek bir tanesini bile hayata geçirmiyorsun…

Cevizcinin çuvalı artık yok!

İmzana sahip çıkacaksın…

Ödevlerini yerine getirip ondan sonra Ankara’ya el açacaksın!

Ne kadar çok reform o kadar çok maddi destek demek…

Gerisi de hikayeden ibarettir!

…

Yeni yasayı teknik olarak çok incelemedik ama en çok da belediye başkanlarının gelecekleri ile ilgili alınan karar gözümüze battı…

Bu karara göre şu anki mevcut başkanlar emekli oluncaya kadar danışmanlık görevinde bulunacaklarmış!

Yeme de yanında yat yani…

Başkanlar yeni seçimde aday olacak, kazanacak ya da kaybedecek ama!

Emeklilik gününe kadar hem de yüksek baremden maaşlarını çekmeye devam edecekler…

Böyle bir karar yenir yutulur bir şey değildir!

Belediyeler ayağa kalksın diye sözde reform yapıyorlar ama aksine alınan garip kararla vatandaşın sırtına okkalı bir yük bindiriyorlar…

Ne demekmiş efendim!

Danışman yapılacaklarmış…

Zaten bazı mevcut bazı belediye başkanlarının bu reforma şiddetle destek vermesi hatta utanmasalar göbek atacak olmalarına bile bakarsanız böyle bir karar absürttür!

Kesinlikle kabul edilemez…

Ayrıca bunların adı danışman filan değil ancak tam manasıyla müşavir olur!

Sonuçta müşavir ordusunun sayısı daha da artar…

Reform yapılırken bile eşe dosta, partiliye kıyak geçiliyor ya, pes doğrusu!

…

Lefke Avrupa Üniversitesi'nde atama savaşları yaşanmaya başladı…

LAÜ Mütevelli Heyeti Başkanlığına eski Güzelyurt Milletvekili Menteş Gündüz’ün atanmasına kesin gözüyle bakılırken UBP Lefke Örgütü ayaklanarak bu atamaya karşı tavır aldılar…

Lefke örgütü bu makama geçtiğimiz dönem bölgeden milletvekili olan Aytaç Çaluda’nın getirilmesi gerektiğinde karar üreterek parti merkezi üzerinde baskı yapmaya başladılar!

Başbakan Sucuoğlu’nun bu konuda nasıl bir karar üreteceği merak konusu olurken, alınan olası kararı beğenmeyen bazılarının istifa kararı üretebileceği konuşuluyor…

Peki bunları niye yazdık?

Statükonun halen devam ettiğini ortaya dökmek için…

Ortalık yangın yeriyken ve vatandaşın alım gücü her geçen gün dip yaparken UBP içinde atama kavgalarının davam etmesi düşündürücüdür!

Birde liyakat konusu var tabi…

Gelenek bu kez de sona ermemiş yeni hükümet döneminde de liyakata bakmadan atamalar ardı ardına gelmeye başlamıştır!

Oysa bizi o kadar zor günler bekliyor ki bu kimsenin umurunda bile değil…

…

Senede bir gün tören ve sevgi selleri devam ediyor…

Bu kez bizim siyasiler Down Sendromu günü için atağa geçerek her biri down sendromu özellikle de çocuk ve gençleri kucaklarına almaya başladılar!

Paylaşılan fotoğrafları izlerken doğrusu gözlerimiz yaşarıyor…

Ama senede sadece bir kere dökülen göz yaşlarıyla kimseyi de kandıramıyorlar!

Ha keşke daha samimi olsalar…

Yılın bir günü değil de gerçekten her günü onların yanında olup sorunlarına çözüm üretseler!

…

Daha birkaç ay öncesine kadar Lefkoşa açık pazara gider ve poşetler dolusu sebze meyve alırdık…

Artık o günler geçti!

Daha az çeşit daha az kiloyla alıyoruz tüm ürünleri…

Çünkü evdeki hesap çarşıya uymamaya başladı!

Geçtiğimiz Pazar yine pazardayız, tezgahın sahibi aldıklarımızı tartıp, içindekilerden domates poşetini yukarı kaldırıp diyor ki;

12 adet domates 58 lira oldu…

Ama yüzündeki utanç da gözlerimizden kaçmıyor!

Bunlar daha iyi günlerimiz diyenleri duyunca da cinnet geçirmemek elde değil…