Bir garip görevden alma!

Prof. Dr. İbrahim Benter, Lefkoşa’da doğdu. Annesi ve babası Baflı.

Bildiğiniz bu toprakların insanı.

Florida Üniversitesi Kimya Fakültesi’nden mezun olmuş. New York Tıp Fakültesi’nde okumuş. Ohio State Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden de doktorasını almış...

Çok önemli buluşları ve araştırmaları var.

Bildiğiniz bilim insanı…

Mayıs 2013'ten beri Vakıflar İdaresi Genel Müdürüydü.

Adamı görevden aldılar iyi mi?

Görevden alındığını bile basından öğrendi!

Görevden neden alındığını çok iyi biliyordu...

Ama önce Benter’in neler yaptığını bir hatırlayalım.

ABD’de tıp profesörlüğü görevini bırakıp Vakıflar İdaresi’nin başına geçerek memur maaşına razı olduğu için en az 3 milyon dolar gelir kaybı yaşadı.

Ülke sevgisi şahsi menfaatlerinin önüne geçmemiş Benter’in.

Vakıfların başına geçtiğinde vakıfların banka hesabında kuruş yokken bugün kasada 300 milyon TL para bırakmış.

Yıllık hayır işleri için göreve geldiğinde 70 bin TL harcanırken, 2023 yılında bu miktarı 70 milyon TL'ye çıkarmış.

Yani bu adam çalışmış...

Akademik bilgisini, bilim insanlığını ve hayra ve barışa yönelik kişilik yapısını nakış gibi işlemiş bu vakfa!

Benter, görevden alındığını basından öğrendikten sonra ki bu şekilde öğrenmesi büyük bir vefasızlık hemen bir açıklama yapıyor...

İki satırda taşı gediğine koyuyor.

“Halkın ihtiyaçları için gece gündüz çalıştım ve dolandırıcılıklara göz yummadım.”

Nokta!

Mesajı hemen aldık biz de herkes gibi…

Bu kadar kaliteli bir isim ve bu derece başarılı bir yönetimin ardından Benter neden ansızın görevden alınmıştı?

Dolandırıcılığa izin vermedi çünkü...

Vakıflara yüklüce borcu bulunan sorunlarıyla gündemden düşmeyen Cratos Otel’in ismini değiştirip garip gurebanın kursağına gidecek paraya çökmek istediler.

Cratos Otel’in borçlarını sileceklerdi.

Plan çok basitti.

Ama Benter çok zorluydu.

İzin vermedi!

Kellesini aldılar ama kendini satın alamadılar.

Peki, Benter’i görevden alma talimatını kim verdi?

Lefkoşa Büyükelçiliği bu görevden alma kararının neresinde?

Bu soruların cevaplarını önce bir alalım.

Yanlış varsa ortada çıksın biri söylesin!

Ha şimdi gözümüz göreve yeni atanan DAÜ eski Rektör Vekilli Mustafa Tümer’e çevrildi.

Bakalım Benter’in sonunu getiren konuda Tümer ne yapacak.

Gerçekten bu değişiklik bir bayrak yarışı mı yoksa Benter’in sildirmediği borcu silme yarışı mı?

Benter neden görevden alınmıştır!

Talimat nereden gelmiştir...

Bu sorular yanıt beklemektedir!

Son olarak;

Vakıflar İdaresi son 10 yıla kadar çok kötü yönetiliyordu...

Sorma gir hanından beterdi!

Vakıf malları yıllardır partili ve yakınlara peşkeş çekilmişti...

Vakıflara ait çok değerli araziler ve apartman daireleri değerinin çok altında torpilli kesime çok düşük fiyatlara kiralanmıştı!

Son 10 yıldır bunların hiçbiri olmadı...

Benter sayesinde vakıf malı yine vakıflarındır üzerine sistem kuruldu!

Alınan kararlar bir çoğunu rahatsız etti...

Vakıflardan nemalanamayanlar şikayet üstüne şikayet yağdırdı!

Sonuç geldiğimiz noktadır...

VİZE OLAYI!

Şu anda hemen herkes merak ediyor...

Türkiye’ye gidersem geri gönderilme riski var mı diye!

Bu konuda merak çok ama yanıt yok...

Büyükelçiliğe yapılan dilekçelerde kabul görmedi!

Ortada şöyle bir gerçek var;

Git şansını dene, sokarlarsa ne ala...

Yoksa sen de yasaklılar gibi gidip geri dönersin!

Bu konuda Cumhurbaşkanı’na uzun bir süredir çağrı yapıyorduk...

Belli ki bir şeyler öğrenmiş ama net cevap vermedi!

Büyükelçiliğe gidip vize için başvurun dedi sadece...

Oysa biz yıllardan beridir etle tırnak gibi değil miydik?

Ana, yavruya bunu yapar mı hiç?

Yasaklı olanlar bundan böyle eğer vize alırsa yasaklı halleri kalkacak mı yani?

"DAÜ VE YDÜ NASIL BİR PARADOKS!”

“Herkes biliyor ama bilmiyor gibi yapıyor. YDÜ profesör maaşı devlere asgari ücret olarak beyan ediliyor. DAÜ’deki işçinin maaşı, YDÜ deki profesörden fazla! Millet olarak gerçek maaşların devlete beyan edilmemesini eleştireceğimize DAÜ’nün maaşları neden yüksek diye şikayet ediyoruz. (DAÜ’de gerçek maaşlar beyan edilir) Oysa DAÜ devletten çalıp profesör maaşını asgari ücret olarak beyan etse bugün batmayacaktı belki. Ve kimse de ne kadar yüksek maaş alıyorlar dedikodusu yapmayacaktı. Ülke olarak yaşadığımız bir paradoks.

Belki isim vermek doğru değil ülkenin iki güzide üniversitesi demek daha doğru olur. Biri batıyor diğeri zenginleşiyor...”

(Bir okur)