Darılmayın ama sizin bu çorbada tuzunuz yok...

KKTC üniversitelerindeki kontenjanların yüzde 75’sinin dolması ve ülke üniversitelerindeki 16 bin 485 kontenjandan 12 bin 40’nın tercih edilmesi büyük bir başarı olduğu kadar tek kelime ile bir mucizedir.

Eğer  bir  başarı varsa, tek sahibi üniversitelerimizin sadece  kendisidir.

Kendi yağı ile kendi ciğerlerini kavurduklarından  dolayı!

Neden mi?

Bazı üniversiteleri karşılarına alamadıklarından dolayı siyasi erkin hala partiler üstü bir üniversite politikası olmadığındandır, sorunun yeğane cevabı...

Yükseköğretime dair fuarlarda, yurt dışına gidip gezip gelerek, fuar alanlarından selfie paylaşmanın ötesine geçemeyen siyasi erkten bir şey beklemek, ölü gözünden yaş beklemektir.

Partiler üstü yükseköğretim politikasının bir Devlet politikası haline getirilmesini bile beceremeyenler, üniversite giriş sınavlarının sonuçları üzerinden ahkam kesmeye başladılar bile...

...

Darılmaca, gücenmece yok efendiler ama bu çorbada tuzunuz yoktur!

İddialı olacaktır ama tek derdiniz bir iki üniversiteyi memnun etmek ve onların güdümünde üniversitecilik oynamak olduğunun herkes farkında.

En iyi yaptığınız iş, her sınav sonuçları açıklandığında ortada başarı varsa sahiplenmek için kılıktan kılığa girmek, başarı  yoksa da ortadan kaybolmak.

Özetle her sene, her 365 günde bir ayni teraneyi okuyup, ayni yemeği ortaya koymak,  tek  yaptığınız icraat.

Madalyonun öbür yüzünde de sadece bir iki üniversitenin aldığı öğrenci sayısını merak ettiğinizi de sağır sultan bile duymuş bir durumda.

Üniversite adasıyız, bilim adasıyız diye de övünmek söz konusu olunca bir harman yere sığmazsınız.

Başarının tek sahibi var, KKTC yükseköğretimine inanan ve hep birlikte daha iyiye gitmeyi vizyon olarak ortaya koyan üniversiteler.

...

Tekelci bir zihniyet ile bürokrasi ve siyaset içerisinde bazı yerleri işgal eden bazı üniversitelerin ise başarı da zerre kadar payı yok...

Yükseköğretime yön vermesi gereken iki kurum olan Milli Eğitim Bakanlığı ile YÖDAK’ın eşgüdümsel çalışmadığı, çarpık bir yapıya rağmen, sonuç elbette mucizedir.

Kapısına kilit vurulması gereken, sahte belgeler ile yatay geçiş yaptığı bilinen üniversitelere uyarı yazısının bile yazılamadığı, çürük elmaların temizlenmesi için ortaya irade koyması gereken mangalda kül bırakmayanların ortadan kaybolduğu ve çarpık yapının sürmesine destek verdiği, herkesin birilerinin adamı olduğu böylesi yapılara rağmen tekelci olmayan üniversitelerimizin ortaya koyduğu emek elbette büyük bir başarıdır...

En az 5 üniversitenin hemen kapatılması gerekirken, ellerde hala satılmaya çalışılan üniversite ön açma izinleri görmezden gelinirken ve resmi kurumlar tarafından gereken yapılmayıp yükseköğretim alanına verdikleri zarar ve güven erozyonu sadece seyredilirken, kontenjanların bu denli yüksek oranda tercih edilmesi, elbette mucizedir.

...

Bir üniversitemizin yaşadığı bazı sorunları fırsata çevirme güdüsü ile hareket edenler yarattıkları olumsuz imaja ve algı operasyonlarına rağmen üniversitelerimizin kontenjanlarının birçoğunun dolması elbette büyük başarıdır.

Şehir ekonomilerinin aktörleri olan toplum bireylerinin çoğunun üniversite öğrencilerini yolacak kaz olarak görmesine rağmen yine KKTC üniversitelerinin tercih edilmesi elbette mucizedir...

Rum’un yapamadığını kendi ellerimizle yapmamıza rağmen yine de yüzde 75’lere varan tercih oranlarının ortaya çıkmasındaki başarı da ne Hükümetin, ne Milli Eğitim Bakanlığının ne de YÖDAK’ın acıdır ki zerre kadar payı yoktur.

Ve sizlere rağmen böylesi bir tercih oranı elbette ve katiyen mucizelerin mucizesidir.

Tebrik edilmesi gereken tek şey ise, kendi ciğeri ile kendi yağını kavuran ve kendilerini tekelci bir zihniyet ile Devletin bile üzerinde görme gafletinde olmayan üniversitelerdir, üniversitelerimizdir.

Seneye aynı teranede görüşmek üzere...

Kaldı 364 gün!