Tutuklamalar savaş sebebi mi?

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, KKTC’de bulunan Rum malları ile ilgili 2017’de bir torba yasa çıkardı.

Bu yasaya göre Kuzey’de kalan Rum mallarını kullananlar, faydalananlar, satanlar suçlu.

Şimdi Rum yönetimi bu yasayı ‘tutuklamalarla’ fiili olarak yürürlüğe koydu.

Ambargolar altında ezilen Kıbrıs Türküne bu yapılan haksızlıktır…

Bu yapılan zalimliktir, bu yapılan adaletsizliktir…

Say say bitmez Rumların bize yaptığı.

Şimdi iğneyi Rumlara, çuvaldızı da kendimize batıralım.

Bu ciddi bir sorun!

Maalesef ülkeyi yönetenler mülkiyet üzerinde yatırım yapanları doğru düzgün yönlendirmedi.

Zamanında bu sorunlarla karşılaşacağımızı dile getirenler uyaranlar oldu ama hiç kulak asılmadı.

Rumlar, bizim tarafta yapılanları ‘yağmalama’ olarak yorumluyor.

Kıbrıs Türkünü ve devletini ağır bir ithamla yargılıyor.

Hem de dünya önünde…

KKTC’de yapılan yatırımların hacmi büyüyünce halı altına süpürülmüş dev bir sorunla karşılaştık.

Bu sorunu artık başka bir halının altına süpürerek yok edemeyiz.

Arazilerimizi Türkleştirmeden yapılan her yatırımın bir gün başımıza dert olacağını da çok iyi biliyorduk.

Ne bekliyorduk yani Avrupa’nın dünyanın desteğini arkasına almış bir devlet seyircimi kalacaktı…

Taşınmaz Mal Komisyonu bizim çıkış kapımız olabilirdi..

Oldu mu peki, TMK’yı amacına göre kullanıp Rumları köşeye sıkıştırabildik mi?

Şimdi ne yapıyoruz?

Ağlıyoruz!

Rum lider, Nikos Hristodulidis, KKTC’deki Rum mallarını “gasp edenlerin” cezalandırılması için her şeyi yapacağız diyor.

Bu düşmanca açıklama adadaki çözümsüzlüğü daha da kalıcılaştıracak bir açıklama.

Şimdi Rumların tutuklamalarının bir savaş sebebi olabileceği konuşuluyor.

Türk tarafının misilleme yapması gerektiğinden bahsediliyor.

Liderlerin masada buluşamadığı bu dönemde bu olanlar yeni bir diyalog sancısı mi yoksa bizi savaşa kadar götürür mü?

Kim bilir…

***

Rum yönetimi boş durmuyor.

Sanki bütün gün oturup ne yapsak ta bu Türklere bir zorluk çıkarsak gibi bir halleri var.

Kıbrıs Cumhuriyeti, Yeşil Hat Tüzüğü'nde yer alan serbest dolaşım maddelerine aykırı olarak, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Kuzey Kıbrıs'a günübirlik geçen turistleri engelleme girişiminde bulunuyor.

Esnafın, turizmcinin can damarını kesmek istiyorlar.

Avrupa’nın önde gelen tur operatörlerini sıkıştırıp Kuzeye geçişleri engellemek istiyorlar.

Kıbrıs Türkü ablukaya alınmak isteniyor.

Dünya sizce yanımızda olur mu?

Daha ince hiç oldu mu?

O zaman kendi göbeğimizi kendimiz kesmek zorundayız.

Yanımızda bir tek Anavatan var.

Türkiye’nin bu süreçte çok dikkatli olması ve geçmişte yapılan hatalardan da ders çıkararak Rum saldırılarını püskürtmesi gerekiyor.

Sadece askeri güçle değil hukuki, ekonomik, sosyolojik her açıdan Kıbrıs Türkünün yanında olması gerekiyor.

 

***

KKTC’nin en çok eleştirilen insanı kimdir desem?

Kimin adını verirsiniz…

Ben size söyleyeyim.

Ersin Tatar!

Yapılan iyi hiçbir işte övgü almayan ancak ülkede kötü giden her işten sorumluymuş gibi eleştirilen bir İsim Ersin Tatar.

Tatar’ı insan olarak çok severiz.

Gerçekten yerli ve millidir.

Bu toprakların insanıdır.

Köy kahvesinde sohbet ettiğini gördüğünüzde Cambridge mezunu falan demezsiniz.

Hiç hissettirmez size ama gerçekten çok bilgili ve çalışkan bir insandır.

Samimiyeti ve hiç değişmeyen ideolojisiyle, doğrularıyla yanlışlarıyla bu ülkenin Cumhurbaşkanıdır.

Türkiye ile ilişkileri çok iyidir. Sevilir, sayılır değer görür.

Aklıma Rauf Denktaş geliyor, Denktaş deyince akan sular dururdu.

Güzel yıllardı o zamanlar.

Tüm dünya tarafından ablukaya alınmışken, o bağlara tekrar ihtiyacımız var.

Biz arıza çıkaran değil, iyi ilişkiler kuran liderler istiyoruz.

Daha stratejik düşünelim artık…