“Ya biat ya diyet…”

Et ile tırnak ilişkilerinde çelişkili gelişmeler yaşanıyor…

Konu he de yargı olunca durum göründüğünden daha da vahim!

Şener Levent ‘karikatür’ meselesinde KKTC’de yargılandı, mahkeme beraat kararı verdi…

Ama bu karar belli ki birilerini rahatsız etti!

Türkiye mahkemelerinden Şener Levent’e teslim ol talimatı geldi…

Aynı suçtan dolayı Türkiye’de 1 yıl hapis cezası verilmiş kendisine!

Kafalar hayli karışıyor doğrusu…

Et ile tırnak ilişkisi içinde 2 ülke!

Ama birisi diğerinin mahkeme kararını tanımıyor…

…

Böyle bir karar bize artık et ile tırnak ilişkisinin tarihe karıştığını da ortaya koyuyor…

Belli ki ana-yavru ilişkileri de askıya alınmış!

KKTC mahkeme kararlarını tanımamak da ne demekmiş?

İki ülke arasında belli ki çok da uyumlu bir iş birliği her geçen azalıyor…

Anavatan’a her fırsatta şükran edenler yeri geldiğinde sorgulama görevlerini de akıllarına getirmelidirler!

Kıbrıs Türk devlet erkanı kendi insanına sahip çıkmayacak da kime çıkacak?

Buyursunlar açıklasınlar…

…

Türkiye’de tutuklama furyası malum…

Her sabah gözümüzü açtığımızda seçilen belediye başkanları ve başka yetkililer önce mahkemeye sonra da hapishanelere gönderiliyorlar!

Bizim için şükredilecek bir konudur bu…

Özellikle de KKTC’de demokrasi olmadığından şikayet edenler!

Derslerini alırlarsa ne ala…

Bundan böyle herkese düşen görev mevcut demokrasiye sahip çıkma zamanıdır!

…

Geçenlerde milletvekili bir arkadaşla sohbetteydik…

Bir şey söyleyeceğini ama yazmamam kaydıyla olduğunu özellikle vurguladı!

Mecburen kabul ettik!

Dönemin TC Büyükelçisi kendisini makama davet etmiş, biraz da emrivaki bir tarzda bazı isteklerde bulunmuş…

Vekil arkadaş da bunun asla olmayacağını söylemiş!

Büyükelçi fena öfkelenmiş ve eklemiş;

“Ya biat, ya da diyet” diye kükremiş…

Vekil arkadaş da hayretler içinde kalmış!

Bu tür ilişkiler artarak devam ederse vay halimize artık…

Söz verdik ya isimleri deşifre etmek bize yakışmaz!

…

Girne Dağ yolunda yaşanan ölümlü kazalar tavan yapınca konuyla ilgili bir inisiyatif kuruldu…

Kamuoyundan da büyük destek gördü!

Bu arada toplantıya devletten kimse katılım göstermeyince doğal olarak tepki gösterildi…

Bakan Arıklı hemen açıkladı;

Meğerse bu ölüm yolu için Ankara’da ihaleye çıkılmış…

Birkaç hafta içinde de çalışmalar başlayacakmış!

İlk bakışta güzel ve müjdeli bir haberdir bu…

Ama konu yine dönüm dolaşıp iki ülke ilişkilerine gelip dayanıyor!

Niye burada değil de Ankara da?

…

Birincisi artık Ankara bizde yapılan ihalelere artık güvenmiyor…

Haklı yanları da yok değil!

Buradaki büyük projeler genelde dışarıdan gelen şirketlere verildi, çünkü biz hep elimize yüzümüze bulaştırıyoruz…

Baksanıza Merkez Binası yeni binasının ihalesi bile iptal edildi şimdi büyük ihtimal yeni ihale Ankara’da açılacak!

Birbirleriyle didişmekten başka işleri olmayan yerli müteahhitler de avuçlarını yalayacaklar…

Müstahaktır demek geliyor içimizden ama!

Ne desek nafile…

…

Kıb-Tek’ten dün bir açıklama yapıldı…

Umarız müjdeli bir haber diye yorumladık!

Yok, Teknecik bacasından tüten kara duman hakkındaymış…

Kirli yakıt filan olmadığı açıklandı!

Doğru da bir açıklamaydı bu…

Ama biz beklerdik ki bacaya filtre takılacağı yönünde bir haber olsaydı ha keşke!

Artık Teknecik ve kanser birbiriyle çok ilişkili bir ikilidir…

Bu bilimsel olarak da kanıtlanmıştır!

Yılların sorunu niye hiçbir hükümet döneminde çözüme kavuşturulamıyor anlamak mümkün değil…

Kim bilir belki Ankara sesimizi duyar da oraya da bir el atar!