Ünal Üstel başarısız mı olsun?
Ara seçim, hemen ardından Kurban Bayramı.
Malum yaz aylarındayız, ülkede bir tatil ve rehavet havası var.
Ara seçim sonuçları tartışılamadı bile.
Ya da “yeterince tartışılma fırsatı olmadı” desek daha doğru olacak.
Seçime katılım oranının çok düşük olacağı, beklenen bir durumdu.
Bunun en önemli sebebi, “bir milletvekili için seçim yapılmalı mıydı?” sorusunun karşılığıdır.
Yani organize bir şekilde, bir seçmen protestosu yaşanmadı.
Boykot, siyasete inançsızlık, düzene baş kaldırı, ara seçime katılımı, olumsuz etkileyen sebeplerden değildi.
Kimse kendini kandırmasın, “bir milletvekili daha kazansa ne olur, kazanmasa ne olur” yaklaşımı esas etkendi.
Elbette seçim sonucunda dair bir küçümseme, sonucu hafife alma hatası da yapılmasın.
Bir ara seçim yapıldı, CTP ve adayı Sami Özuslu kazandı.
Bu sonuç toplumun nabzını gösteren bir olgudur.
İyi irdelenirse, yol gösterici sonuçlar çıkarılabilir.
Sami Özuslu basın dünyasının deneyimli ve saygın isimlerinden biri.
Meslek gereği siyasetin ve toplumsal sorunların tam göbeğinde yıllarca bulunmuş, çalışmış, değerli bir isim.
Diğer aday olan isimler için de aynı düşünceleri seslendirebilirim.
Pırıl pırıl insanlar, isimler, adaylar, siyasi yolculukları mutlaka devam etmeli.
Ve değişime ayak direyenlerle mücadeleye devam etmeliler.
Başarıyı da, başarısızlığı da sahiplenmek gerek.
Siyaseti, kişisel kazanç, makam, mevki ve ortalıkta dolaşan bin bir dedikodunun malzemesi yapmamak, esas amacından saptırmamak en önemli çaba olmalı.
Siyaset dendi mi akıllara ilk gelen “kapağı meclise attı, bakanlığı kaptı köşe olacak” inanç ve algısından kurtarmak için uğraş verilmeli.
Klişe olacak ama siyasete girmek bu kadar kolay, ülke yönetmek bu kadar basit olmamalı, bürokrasi, devlet aklı, hafızası, bu kadar hiçleştirilmemeli.
Bunlar genel düşünceler, sırf son ara seçim ve sonucu ile ilgili değil.
Sami Özuslu’nun, meclis çatısı altında çok iyi işler yapacağına şüphem yok.
İktidar partileri ve özellikle UBP bu sonucun bir iç değerlendirmesini yapacaktır.
Bir an önce olumlu ve olumsuz taraflara masaya konarak, bir sonraki seçim için çalışmaya başlanmalıdır.
Başarı ancak böyle gelir.
Bu tüm siyasi partiler için geçerli.
Ara seçim sonucundan yola çıkarsak, CTP’nin sorumluluğu daha fazla.
Seçim sürecinde, “yeni dönem başlangıcı” vurgusu sürekli olarak yapılmıştı.
Yeni dönemde aktör olmak için, daha üretken politikalara ihtiyaç var.
Sadece tepkisel reaksiyonlara güvenmemeli.
UBP de kurultay değil, gidişata odaklanmak şart.
İlk adım, iç barışın sağlanmasıdır.
Siyasette rehavete, ara vermeye, vazgeçmeye yer yok.
Örgütlülüğün avantajı burada ortaya çıkar.
Genel başkana, yönetim kurullarına, milletvekillerine, ilçelere, örgütlere görevler düşmekte.
Parti içi yarışın, seçimlerin takvimi bellidir.
Kırıp, dökmeden, özeleştiri yaparak, parti içi süreçlerin doğal akışını bozmadan, zorlamadan gereği neyse öyle yapılmalı.
Tüm enerji, Ünal Üstel’i başarısız göstermeye, kurultay sancısını yeniden ortaya çıkarmaya harcanırsa, ne UBP için ne de ülke için bir şey kalmaz.
Ali Başman adına üzüldüm, bunu da belirtmek isterim.
Üzüntüm seçimi kaybetmiş olmasından çok daha öte.
Sonuçta yapılan bir seçim ve kazanan bir kişi olacaktı.
Ali Başman siyasete, paraya, siyasetin getireceği hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, kendini ispatlamış, başarılı bir iş adamı.
Yani siyaseti mesleğe çevirme derdi yok.
Umarım, bu sonuç siyasi hayatının devamı için bir tecrübe olarak, yol gösterici olur.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.