Ne hisseden var, ne önemseyen...

Yayın Tarihi: 25/12/24 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

21 Aralık şehitleri anma haftası. Yılın en uzun gecesi. Yıllar önce Rumların Kıbrıslı Türklere yaşattığı vahşetin haftasını anıyoruz. Siyasilerden tonla mesaj yağdı haber sitelerine. Anma törenleri yapıldı. Benim çocukluğum büyüklerimizden dinlediğimiz savaş anılarını dinlemek ve öğrenmekle geçti. Rum askerlerinin masum Kıbrıslı Türkleri nasıl yok etmeye çalıştığını dinlemekle geçti çocukluğum ve hiç bitmeyen 1974 çıkarmasının detaylarını dinlemekle geçti. Peki bugün böyle bir ortam var mı ? Yok. Türk tarafında artık kimse Rum-Türk düşmanlığını konuşmuyor. Eskileri yad edecek anlatacak birçok insan vefat etti ve aramızdan ayrıldı.

Gelin görün ki Rum tarafında öyle değil. Rum yönetimi halen okullarda kiliselerde Türk düşmanlığı yapmaya devam ediyor. O nedenle olası bir çözümde Kıbrıslı Türklerle birleşmeye yönelik yapılacak bir referandumda yine hayır çıkma ihtimali çok yüksektir. Biz Kıbrıslı Türkler Rumlardan daha insancıl daha ılımlı insanlarız. Örneğin kapılar açıldı hepimiz akın ettik Rum tarafına.

O yıllarda Rum ekonomisi çok kötüydü iyi hatırlıyorum, vakti zamanında euro da düşük olduğu ve Türk lirası aşırı değerli olduğu için Kıbrıslı Türkler Rum tarafının ekonomisini kalkındırmıştı. Şimdi ise tam tersi yaşanıyor. Euro aşırı değerli ve Rumlar birçok ihtiyaçlarını Kuzeyden karşılıyor ve Türk ekonomisi kalkınıyor. Gerçi son zamanlarda bunda ciddi azalmalar olduğunu da ortaya koymak lazım ama geçen yıla kadar bu böyleydi. 2003 yılında kapılar açıldığında birçok Kıbrıslı Türk, kendisine birçok Kıbrıslı Rum'u arkadaş edinmişti. Zaman içinde o arkadaşlıklarda kayboldu gitti.

Şimdi ise karşımızda çözümsüzlük var. 2003 yılında herkes CTP’liydi, herkes barışçıydı. Müzikler, çav belalar havada uçuşuyordu. Dönemin AK Parti Hükümeti de bu süreci destekliyordu, herşey toz pembeydi. Şimdi bu toz pembeliğin pembeliği gitti ve tozu kaldı geriye. KKTC tanınmazsa müzakere masasına oturmam diyen bir Cumhurbaşkanımız var.

Çözüm anlayacağınız uzun bir tatile çıktı. halbuki Türk-Yunan yakınlaşmasının ardından Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumlar arasında da bir yakınlaşmanın başlaması umut ediliyordu. Öyle görülüyor ki bu olmayacak.

Yazının başına dönecek olursak ; Kıbrıslı Türkler ne 21 Aralık şehitler haftasını ne hissedip anıyor ne olası bir barışı hissedip umut ediyor. Arafta kalmış bir toplum var karşımızda. Cumhurbaşkanı Tatar asla görüşmem demek yerine egemenliğimizi tanıyın öyle masaya oturayım diyor. Bunu diyebildiğine göre Ankara Hükümeti de bu politikanın arkasında demektir. Hepimiz biliyoruz ki kimse KKTC’yi tanımayacak. O coşup defalarca kez ziyaret edilen Azerbaycan bile KKTC’yi tanımayacak, böyle giderse görüşmeler hiçbir zaman başlamayacak ve yalnızlaşmaya dünyadan dışlanmış bir şekilde soyutlanmış bir şekilde yaşamaya devam edeceğiz.

Toplumun içinde bulunduğu ruh hali gerçekten çok ilginç ve tehlikelidir. Ne kendi öz değerlerine önem veriyor toplum ne de olası bir çözüm ya da barış ortamını umut ediyor artık. 21 Aralık şehitler haftası son derece önemlidir. Geçmişi unutmadan yaşamalı ve geleceğimizi ona göre şekillendirmeliyiz ama bir gerçek var ki halk yarından umutlu değil ve bir gerçek var ki bu halkı ekonomik zorluklardan dışlanmaktan kurtaracak olan da çözümde başka bir şey değil.

Gelin görün ki Türk tarafı bugün Crans Montana'dan kaldığı yerden devam etme kararı alsa ve federasyonu görüşmeye biz hazırız dese, Rum tarafı sıfır asker sıfır garanti söylemi ile karşımıza çıkacak.

Anlayacağınız belki Türk tarafı şu an müzakere istemeyen taraf olarak görülse de çözümü istemeyen bir diğer taraf da Rum yönetimidir. 21 Aralık haftası bize Türk askerinin varlığını ve garantilerin şart olduğunu gösteriyor. Sonuç olarak ne İsa’ya ne Musa’ya yaranabilen bir toplum olarak var olmaya çalışıyoruz. Herkes bu halkın üzerinden politikasını yapıyor ama halk umudunu çoktan kaybetmiş geçmişini de çoktan unutmuş bir halk olarak karşımızdadır. Buna inanmayan Kıbrıs Türk gençlerin düşüncelerine ve tavırlarına bakarak bu yazdıklarımı anlayabilirler.

****************

Günün Sözü

Bunca kalabalığın içinde yalnız olmak! Her şey bu kadar siyah ve ciddiyken, en aptalca hayalin lafı bile titretmeye yetiyor beni.

Charles Dickens

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Levent Kutay
Levent KUTAY'dan
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Aras Karabal25/12/24 16:07
1. Devletin bir sey yapmaya niyeti yok. Tam sekreterlik makami. 2. Alkollu arac kullanmaya karsi dogru durust bir taxi sistemi oturturulmasi lazimdir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları