Tek umut çözüm halbuki ama zor…
Yazının başında hemen söyleyeyim; geçtiğimiz gün Rum Lider Hristodulidis’in EOKA’yı kahraman askerler olarak nitelendirmesi Kuzeyde ciddi tepkilere neden oldu. Milliyetçi kesim Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın Rum Lidere sert bir cevap vermediği dillendirildi ve milliyetçiler arasında bir huzursuzluk yarattı. Halbuki Cumhurbaşkanı Erhürman şehitleri anma gününde EOKA’nın kahraman olmadıklarını dile getirdi ancak bazı çevrelerce Tufan Hoca Rum lidere gereken sert cevabı vermemekle eleştirildi. Bunu yazının başında söyleyeyim ki sonra arada kaybolmasın.
Benim çocukluğum büyüklerimizden dinlediğimiz savaş anılarını dinlemekle geçti. Rum askerlerinin masum Kıbrıslı Türkleri nasıl yok etmeye çalıştığını dinlemekle geçti çocukluğum ve hiç bitmeyen 1974 çıkarmasının detaylarını dinlemekle geçti. Peki bugün böyle bir ortam var mı? Yok. Türk tarafında artık kimse Rum-Türk düşmanlığını konuşmuyor. Eskiler, yad edecek birçok insan vefat etti ve aramızdan ayrıldı.
Gelin görün ki Rum tarafında öyle değil. Rum yönetimi halen okullarda, kiliselerde Türk düşmanlığı yapmaya devam ediyor. O nedenle olası bir çözümde Kıbrıslı Türklerle birleşmeye yönelik yapılacak bir referandumda yine hayır çıkma ihtimali çok yüksektir. Biz Kıbrıslı Türkler Rumlardan daha yavaş, sancılı, daha ılımlı insanlarız. Örneğin kapılar açıldı hepimiz akın ettik Rum tarafına.
O yıllarda Rum ekonomisi çok kötüydü, iyi hatırlıyorum, vakti zamanında euro da düşük oldu ve Türk Lirası aşırı değerli olduğu için Kıbrıslı Türkler, Rum tarafını ekonomisini kalkındırmıştı. 2003 yılında kapılar açıldığında birçok Kıbrıslı Türk, kendisine birçok Kıbrıslı Rum'u arkadaş edinmişti. Zaman içinde o arkadaşlıklarda kayboldu gitti.
Şimdi ise karşımızda çözümsüzlük var. 2003 yılında herkes CTP’liydi, herkes barışçıydı. Müzikler, çavbelalar havada uçuşuyordu. Dönemin AK Parti Hükümeti de bu süreci destekliyordu, her şey tozpembeydi. Şimdi bu toz pembelik gitti ve tozu kaldı geriye.
Çözüm anlayacağınız uzun bir tatile çıktı. Halbuki Türk-Yunan yakınlaşmasının ardından Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumlar arasında da bir yakınlaşmanın başlaması umut ediliyordu. Öyle görülüyor ki bu olmayacak.
Yazının başına dönecek olursak; Kıbrıslı Türkler olası bir barışı hissedip umut etmiyor. Arafta kalmış bir toplum var karşımızda. Tufan hoca seçildi seçilmesine ama seçim meydanlarındaki sözleri ne oldu diye soranların sayısı artmaya başladı. Tabii siyasettir bu seçim meydanında birçok şeyi vadedebilirsiniz ama seçildikten sonra gerçekler çıkar gelir önünüze oturur. Tufan hocayı hepimiz tanırız, samimi bir insandır, insan önem veren ve oy potansiyeli olarak görmeyen bir yapısı vardır. Federasyon diyen bir Cumhurbaşkanı yok artık, seçim sürecinde de çok kullanmadı zaten. Bu saatten sonra da federasyon diyebilir mi Türkiye Devleti halen iki devletliliğe vurgu yaparken o da ayrı bir konu.
Hepimiz biliyoruz ki kimse KKTC’yi tanımayacak. O coşup defalarca kez ziyaret edilen Azerbaycan bile KKTC’yi tanımayacak, böyle giderse görüşmeler hiçbir zaman başlamayacak ve yalnızlaşmaya, dünyadan dışlanmış bir şekilde soyutlanmış bir şekilde yaşamaya devam edeceğiz.
Tarihi gerçekleri göz ardı etmeyen bir Cumhurbaşkanımız var. Şahsen ben Cumhurbaşkanı Erhürman’a güveniyorum. Ne yaptığını ve ne yapacağını bilen biridir.
Ama öte yandan Toplumun içinde bulunduğu ruh hali gerçekten çok ilginç ve tehlikelidir. Ne kendi öz değerlerine önem veriyor toplum ne de olası bir çözüm ya da barış ortamını umut ediyor artık. Elbette geçmişi unutmadan yaşamalı ve geleceğimizi ona göre şekillendirmeliyiz ama bir gerçek var ki halk yarından umutlu değil ve bir gerçek var ki bu halkı ekonomik zorluklardan ve dışlanmaktan kurtaracak olan da çözümde başka bir şey değil.
Gelin görün ki Türk tarafı bugün Crans Montana'dan kaldığı yerden devam etme kararı alsa ve federasyonu görüşmeye biz hazırız dese, Rum tarafı sıfır asker sıfır garanti söylemiyle karşımıza çıkacak.
Anlayacağınız belki Türk tarafı şu an müzakere istemeyen taraf olarak görülse de çözümü istemeyen bir diğer taraf da Rum yönetimidir. Geçmişte yaşananlar bize Türk askerinin varlığını ve garantilerin şart olduğunu gösteriyor. Sonuç olarak ne İsa'ya ne Musa'ya yaranabilen bir toplum olarak var olmaya çalışıyoruz. Herkes bu halkın üzerinden politikasını yapıyor ama halk umudunu çoktan kaybetmiş, geçmişini de çoktan unutmuş bir halk olarak karşımızdadır. Buna inanmayan Kıbrıs Türk gençleri, düşüncelerine ve tavırlarına bakarak bu yazdıklarımı anlayabilirler.
****************
Günün Sözü
"Bunca kalabalık içinde yalnız olmak! Her şey bu kadar siyah ve ciddi iken, en aptalca hayalin lafı bile titretmeye yetiyor beni."
Charles Dickens
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.