Adalet

Sesini duyacak, duyunca da anlayabilecek yetkili olduğunu bilse.

Bu diyarda ne gezer.

Kendinden önce görevde olanları yaptıklarından dolayı eleştirenler öyle iddialıdırlar ki sanırsınız göreve geldiklerinde taş taş üstünde bırakmayacaklar.

Demokrasi, adalet, eşitlik, hukukun üstünlüğü, insan hak ve özgürlükleri, çağdaşlık söylemleri kulaklarınızdadır. Yeni düzeni beklersiniz sabırsızlanarak.

Büyük haksızlıklar yapılmış.

Adaletsizlikler saymakla bitmez.

Eşdeğerden hak sahipliği,

Tahsisten hak sahipliği,

Kullanımdan doğan hak sahipliği,

İşgalinde tutuyorsan kazandığın hak sahipliği ve çiftlik ağasının kararına göre kazanılan hak sahiplikleri devam eder ve gider sonsuza.

Memleket miras kalmış birilerine algısı hâkim.

1974 sonrası güney Kıbrıs ta gayrı menkullerini kullanamayan mal sahibi Kıbrıslı Türkler ve taşınmaz malları kuzeyde olduğu için kullanamayan mal sahibi Kıbrıslı Rumlar.

Kuzeyde 1974 öncesi mal sahibi olup, kullanım hakları ellerinden alınan insanlarımızın varlığı başka bir trajedi.

Adaleti, hakkı, hukuku sağlayacağını savunanlar, göreve geldikleri zaman yaşanan adaletsizlikleri ortadan kaldıracak olanlar, 40 yıllık yanlışları yeniden yasallaştırmak üzere.

Hiçbir karşılığa bağlı olmadan keyfi bir şekilde dağıtılan taşınmaz mallar, birilerini mal mülk sahibi yaptı.

40 yıldır yaşamlarını iyi gelirlerle sürdürüyorlar.

Canları istedi mi havadan haksızca aldıkları gayrı menkulleri satıyorlar.

Dur diyen yok, hesap soran yok.

Haksız yere hiçbir karşılığa dayanmadan verilen gayrı menkulleri satıp servet ve lüks içinde yaşayanlar mutludurlar.

Taşınmaz mal komisyonu kuruldu.

Taşınmaz mal komisyonu önemli bir görev üstlendi ve işlevselliği hukuki bir mantığa dayanmaktadır.

Kuzeyde gayrı menkulleri kalan ve bunları kullanamayanların uğradıkları zararı insani ve hukuki bir şekilde sonuçlandırmak için sorumluluk yüklenmiştir.

Müracaat eden mal sahipleri komisyonun uygun göreceği ve tarafların uzlaşısı olmak kaydı ile Malın iadesi, takası veya tazmin edilmesi yoluyla mülkiyetini devretmesi.

Güneyde kalan Kıbrıslı Türklere ait taşınmazların 1974 sonrası oluşan yaşam alanlarında kullanımlarına verilen taşınmazlara karşılık feragat edilmesi şart koşulmuştu, o şartlarda ailesine yeni yaşam alanını oluşturmak için düşünmeden atılan imzalar sorun yaratacak ve yaşatacak görünüyor.

Feragat eden mal sahiplerine sizin güneyde malınız yok. Orada bıraktığınız gayrı menkulleriniz KKTC nindir. Taşınmaz mal komisyonuna başvuran müracaatçılara bu malları takas için önerebilme yetkisi vereceğiz diyorlar.

Adalete bak hizaya gel.

İnsanımızın yüzüne baka baka alay ediyorlar.

Sormazlar mı size?

Feragat edecek malları, mülkleri olmayan kişilere verdiğiniz taşınmazların satışına göz yumarken ve ayni taşınmazların gerçek sahiplerine tazminat öderken ne düşünüyorsunuz?

İşgalinde tutuyor diye 2 000 000 puana kadar taşınmazı 20 kuruştan satın almak koşulu ile mülkiyetine geçirme hakkını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Güneyde bırakılan taşınmazlara değer biçerken ayni tarlanın hak sahiplerine farklı değerler biçildiğini kişiye göre hesaplamaları nasıl düzelteceksiniz?

Güneyde kalan taşınmazlara verdiğiniz değerlere karşılık kuzeyde turistik alanlarda şehir merkezlerinde gelişime açık yerlerde karşılık alanlarla kırsalda karşılık alanlar arasındaki farkı nasıl gidermeyi düşünüyorsunuz?

Kırsaldaki bir eve biçilen değer 1 250 000 puan,(Yarım inşaat) turistik merkezlerde denize sıfır bir villaya biçilen değerde 1 250 000 puan bu haksızlığı gidermeyi başarabilecek misiniz?

Güneyde ulaşılmaz kullanıma uygun olmayan bir araziye verdiğiniz puan miktarı şehir merkezinde aldığı arazilerden daha değerli gösterilmiş ve karşılığını alamadığı puanlar artırmış olanlara nasıl bir çare bulmayı düşünüyorsunuz?

Özetle altı çizilmesi gereken adalettir.

40 yıllık sürede kimileri hak sahibi olmadan haksız büyük servetlere ve mal mülke sahip oldu. Kimileri önemli varlık sahibi olmalarına rağmen süründü ailesi parçalandı ve çok ciddi kayıplara uğradı.

Geçmişte köy komisyonları kuruldu. Bu komisyonlarda görev yapanların mal varlıkları incelenebilir karşılaştırılabilir. Verdikleri kararlarların doğruluğu bu gün denetlenebilir bir durumdadır.

Savaştan önce kişilerin sahip olduğu değerler 74 sonrası beyana dayalıydı, şimdi ispatı istenebilir, belgelere ulaşılabilir bir ortamdayız. Neden buna yönelmek bir yol olarak görülmemektedir?

Mülkiyet karşılığı olmayan, kullanma hakkı tanınarak ailesini yaşatma maksatlı tahsis edilen gayrı menkulleri kime sattığına bakmaksızın elinden çıkartanlar, ileride büyük sürprizlerle karşılaşmamızı sağlayabilirler. Denetim var mı ne dersiniz?

Kendi kullanım alanları olarak belirlediği arazileri hiçbir karşılığı olmamasına rağmen kullanıyor diye gülünç rakamlara mülkiyetine verilenlerin bu taşınmazları sattıkları ortada dururken sessiz kalanlar.

Sorunun çözümünü buldunuz! Nereye varacağı belli olmayan bir ortamda, kendi istemleri dışında yerleştirildikleri yerlerde kullanımlarına verilen, geçici kabul ettikleri, başkalarına ait taşınmazlara kullanım karşılığı verdikleri imzayla çözüyorsunuz. öyle mi? bozuk düzene son veren ADALET'E bak.