İşte 6 maddelik Kıbrıs Türk önerisi!
Kıbrıs Postası'nın dün gündeme getirdiği Kıbrıs Türk tarafının Cenevre'de sunduğu öneri paketinin maddeleri ortaya çıktı.
6 maddelik prensiplere göre, Kıbrıs Türk tarafı, BM Genel Sekreterinin inisiyatif alıp, yeni bir BM kararı geçirmesini ve Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıslı Rumlarla eşit uluslararası statüye ve egemenliğe sahip olmasını istiyor.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve taraflara kalıcı uzlaşı için bir belge ve sonunda 6 temel unsuru barındıracak öneri sundu.
Cumhurbaşkanı Tatar'ın BM'ye sunduğu önerisinde, Kıbrıs'ta iki tarafın eşit egemenliğinin sağlanmasıyla, BM himayesinde sonuç odaklı ve takvimi belli olan müzakerelere başlanabileceği belirtildi.
Tatar'ın önerisinde, "Bu müzakereler sonucunda varılacak herhangi bir anlaşma, iki devlette ayrı olarak eşzamanlı referandumlarda onaya sunulacaktır." ibaresi de yer aldı.
"Kıbrıs Türk önerisinin özü, Kıbrıs Türk halkının özünde var olan egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün tanınmasıdır ve bu yolla Ada'daki iki mevcut Devlet arasında bir iş birliği ilişkisi kurulabilir” ifadesiyle başlayan öneride “Bu, gerçekçi ve sürdürülebilir bir çözüme doğru sonuç odaklı ve belli bir zaman aralığını kapsayan müzakerelerin yolunu açacaktır." denildi.
Metinde, Kıbrıs Türk tarafının bir gecede değil, onyıllarca süren uzun, çetin ve başarısızlıkla sonuçlanan müzakereler sonunda bu noktaya geldindiği, iki toplumlu, iki kesimli federal çözüm modelinin tüm boyutlarıyla noktaya tüketildiği vurgulandı.
Bu başarısızlığın esas nedenleri, Kıbrıs’ı Helenizmin bir parçası olarak gören Kıbrıslı Rum ve Yunan vizyonu, 1960 Anlaşmalarının ihlal edilmesi, ortaklığın gaspedilmesi ve devam eden işgaliyle yaratılan, tarafların eşit olmayan statüsü olarak sıralandı.
Öneride, Kıbrıs Türk tarafının 1960 anlaşmalarının tarafı ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortağı olduğu hatırlatılarak "devletin tüm niteliklerine sahip olan Kıbrıs Türk tarafı, Kıbrıs Rum tarafının sahip olduğu ve şu anda kullanmakta olduğu aynı haklara ve statüye sahiptir." denildi.
Metinde, “Somut deneyimler ve önemli ölçüde değişen yerel, bölgesel ve uluslararası ortamın yanısıra, Adadaki mevcut gerçekler, bizi Kıbrıs’ı sürdürlebilir istikrar ve birlikte barış içinde yaşanabilecek bir ada yapmak amacıyla yeni öneriler getirmeye zorlamıştır” ifadeleri de kullanıldı.
Cenevre'deki toplantıların, sadece Kıbrıs Türk halkına karşı yapılmaya devam eden büyük bir adaletsizliği gidermek için değil, aynı zamanda sürdürülebilir çözüm yolunda başarısızlığın temel nedenlerini ortadan kaldırmak için gerekli adımları atmak için tarihi bir fırsat olduğunun altı çizildi.
Kıbrıs Türklerinin önerisinde, adadaki iki Devlet arasında egemen eşitliklerine ve eşit uluslararası statülerine dayalı bir iş birliği odaklı ilişki kurmayı amaçlandığı ifade edildi.
İşte 6 maddelik öneriler...
1-Genel Sekreterin inisiyatif alıp yeni bir Güvenlik Konseyi kararı çıkarılmasıyla birlikte iki tarafın eşit uluslararası statüsü ve eşit egemenliği garanti altına alınacak. Alınacak bu yeni karar, iki devletin iş birliğine dayalı bir ortaklık kurmasının yolunu açacak.
2- Bahse konu kararla birlikte sağlanacak eşit uluslararası statü ve eşit egemenliği sonrası, iki taraf, sonuç odaklı, zaman limitli BM nezdinde bir müzakere sürecini başlayacak. Bu müzakereler iki tarafın anlaşacağı bir iş birliği anlaşmasını hedefleyecek.
3- İki devlet arasındaki bu müzakereler AB konuları, mülkiyet, güvenlik ve sınır düzenlemeleri gibi konuları ele alıp, ilişkileri düzenleyecek.
4-Müzakereler, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere tarafından desteklenecek, eğer ihtiyaç duyulursa, AB de gözlemci olarak katılabilecek.
5- Eğer iki devlet herhangi bir kontekste bir anlaşmaya varırsa, iki devlet bir birlerini eş zamanlı tanıyacak, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere bunu destekleyecek.
6-Ulaşılacak olan herhangi bir anlaşma eş zamanlı şekilde referanduma gidecek.
"TURKISH CYPRIOT PROPOSAL FOR A SUSTAINABLE SETTLEMENT
Informal 5+UN Meeting in Geneva, 27-29 April 2021
The essence of the Turkish Cypriot proposal is the recognition of the inherent sovereign equality and equal international status of the State of the Turkish Cypriot people, through which a cooperative relationship can be established between the two existing States on the Island.
This would pave the way for results-oriented, time-framed negotiations towards a realistic and sustainable settlement.
The Turkish Cypriot side has not come to this point overnight, but after decades of long arduous negotiations that have ended in failure, having definitively exhausted all prospects for a bi-communal and bi-zonal federal settlement.
The root-causes of this failure are the Greek Cypriot and Greek vision that Cyprus is an integral part of Hellenism and the unequal status of the two sides that was created in violation of the 1960 Treaties and Constitution after the usurpation of the partnership State in 1963 and its continued occupation. This resulted in a purely Greek Cypriot administration passing itself off internationally as “the sole legitimate government for the whole of Cyprus”.
The Turkish Cypriot side is one of the parties to the 1960 Treaties (Treaty of Guarantee, Treaty of Establishment, and the Treaty of Alliance) and co-founder, as well as co-owner of the partnership state of the Republic of Cyprus, reflecting its inherent sovereign equality and equal status. The Turkish Cypriot side, which possesses all of attributes of statehood, is thus entitled to the same rights and status that the Greek Cypriot side is entitled to, and is currently exercising.
The mere fact of international recognition, no matter how widespread, cannot excuse or confer legitimacy upon the violations of both domestic constitutional law and international treaty law, through which the Greek Cypriot side usurped the name as well as the government of the “Republic of Cyprus”.
For too long, the Turkish Cypriot side has been treated as by-standers or even non-existent, while resolutions, decisions, statements, have been adopted in their absence, in platforms where they are not even represented or heard, while the Greek Cypriot side, having usurped and monopolized the title of government, has given a totally distorted, one-sided view of the situation to the international community.
Concrete experience and the drastically changed local, regional and international environment, together with the current realities on the Island, compel us to put forward a new proposal that would make Cyprus an island of sustainable stability and peaceful co-existence.
The Turkish Cypriot side is ready to rise to the challenge that this time must be different by putting its new vision into clear and practical terms.
In this context, this meeting is a historic opportunity to take the necessary steps not only to rectify a grave injustice that continues to be done against the Turkish Cypriot people, but also for removing the root-causes of failure in the way of a sustainable settlement.
The Turkish Cypriot proposal is aimed at establishing a cooperative relationship between the two States on the island based on their inherent sovereign equality and equal international status.
Such a cooperative relationship needs to be based on the following principles and arrangements:The Secretary-General to take an initiative so that the Security Council adopts a resolution in which the equal international status and sovereign equality of the two sides is secured. Such a resolution will form the new basis for the establishment of a cooperative relationship between the two existing States.
Once the equal international status and sovereign equality of the two sides is secured through the above-mentioned arrangement, they will enter into results-oriented, time-framed negotiations, on this new basis, under the auspices of the UN Secretary-General to establish a freely-reached and mutually acceptable cooperative agreement.
The negotiations will focus on the future relationship between the two independent States, property, security and border adjustment, as well as relations with the EU.
The negotiations will be supported by Turkey, Greece and the UK, as well as, where appropriate, the EU as observer.
In the context of any agreement the two States will mutually recognize each other; the three Guarantor States will support this.
Any agreement to be reached as a result of these negotiations will be submitted for approval in separate simultaneous referenda in the two States."
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Elliot Alderson 28/04/21 18:47
Spot on!