Özdil Nami: Devlet Bahçeli’nin bize zerre kadar saygısı olsa ‘Kıbrıs Devleti’ ifadesini kullanmazdı

Dışişleri eski Bakanı ve eski Başmüzakereci Özdil Nami, Kıbrıs Postası TV’de yayınlanan ve Ulaş Barış’ın hazırlayıp sunduğu ‘Gündem’ adlı programa konuk oldu.

Nami, geçtiğimiz günlerde Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “Artık KKTC demeye gerek yok, Kıbrıs Devleti diyeceğiz” şeklindeki ifadelerini değerlendirdi.

“DEVLET BAHÇELİ’NİN BİZE ZERRE KADAR SAYGISI OLSA ‘KIBRIS DEVLETİ’ İFADESİNİ KULLANMAZDI”

“MHP Genel Başkanı Bahçeli bize karşı zerre kadar saygı duyan bir insan olsa böyle ifadeleri kullanmazdı. Bir devlete veya halka senin ismin artık bu değil de bu olsun demek kimin haddine” diyen Nami, Bahçeli’yi şiddetle kınadığını belirtti.

Nami, İslam İşbirliği Teşkilatı’nda (İTT) da ‘Kıbrıs Türk Devleti’ ifadesinin kullanıldığını hatırlatarak, “O ifade bizim için kabul edildiğinde o toplantı da ben de vardım. Biz Annan Planı’na evet dediğimiz için bu olmuştu. Bu ifadenin altı bu yüzden gerekçelendirilmişti” dedi ve şunları ekledi:

“Muhtemelen bu ifade İTT’deki yaklaşımı kopyalamak için yapıldı. KKTC ismi ile bunu yapamayacaklarını gördüler. Can simidini federal çözüm çerçevesinde bizim için kullanılan sıfatta buldular. Böyle de trajikomik bu olaydır. Bu saçmalamanın sonu yok.”

Nami, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın New York temaslarını ve Kıbrıs sorununda gelinen aşamayı da değerlendirdi.

Rum Lider Nikos Hristodulidis’in kapsamlı bir çözüm aşkıyla yanıp tutuşan biri olmadığını söyleyen Nami, “Hristodulidis Pile’deki olayları da bahane ederek Kıbrıslı Türklere yönelik açıklanması planlanan paketi açıklamaktan imtina etti. Onların tuzu kuru zaten” dedi.

“NEW YORK’TA CUMHURBAŞKANI TATAR’I MUHATAP ALAN KİMSE OLMADI”

Nami, Kıbrıs Türk tarafının Pile olaylarında yaptığı yanlışın bedelini New York’ta ödediğini belirterek, “Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı muhatap alan hemen hemen kimse olmadı ve tam bir yalnızlaşma gerçekleşti” ifadelerini kullandı.

Geçmiş cumhurbaşkanlarının bu tarz görüşmelere gittiğinde çok daha fazla yetkiliyle bir araya gelebildiğine dikkat çeken Nami, “Türkiye’nin de katkılarıyla başka ülkelerin devlet başkanı ve dışişleri bakanlarıyla görüşebiliyorduk” diye konuştu.

Nami, şu anki gelinen aşamanın sıkıntılı olduğunu kaydederek, “Eğer teziniz iki devletli çözüm ise bunu muhataplarınıza anlatmanız ve desteklerini kazanmaya çalışmanız lazım. Bunun için de başka ülke yetkililerinin Kıbrıs Türk tarafıyla görüşmeyi kabul etmesi lazım. Biz kendi elimizle o imkanı dinamitledik” açıklamasında bulundu.

“HİÇ UMURSAMADAN AYNI HATALAR YAPILMAYA DEVAM EDİLİYOR”

Kıbrıslı Türklerin muazzam bir çelişki yumağının içinde olduğuna vurgu yapan Nami, “Bunun sorumluları bellidir. Fakat hiç umursamadan aynı hatalar yapılmaya devam ediliyor” dedi.

Nami, özel bir temsilci atanacağı yönündeki iddialarla ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Kıbrıs Türk tarafının temsilci konusunda kendi başına bir anlayış türettiğini dile getiren Nami, “Suni yaratılmış bir kriz etrafında bir zaman kaybı yaşandı. Birleşmiş Milletler (BM) her iki tarafın da kabul edeceği birini atama noktasına yaklaştı” ifadelerini kullandı.

“Yüzde 90 biri özel temsilci olarak atanacak. Beni asıl düşündüren mesele atananın kişinin ne yapacağıdır” diyen Nami, konunun içerik değil süreç kurgusu olduğunu, yeni atanacak kişinin de bu yönde görevlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

“TEMSİLCİ ATANMASI KONUSUNDA TÜRKİYE’NİN VE KKTC’NİN VERDİĞİ MESAJLAR ARASINDA BİR KOPUKLUK VARMIŞ GİBİ GÖZÜKTÜ”

Nami, Türkiye’nin bir temsilci atanması konusunda daha olumlu mesajlar verdiğini, Kıbrıs Türk tarafının aynı tutumu sergilemediğini öne sürerek, “İlk defa Türkiye’nin verdiği mesajlarla bizim mesajlar arasında sanki bir kopukluk varmış gibi gözüktü” diye konuştu.

Türkiye’nin hariciyesinin bir şekilde müzakere masasına dönülmesi gerektiğini gördüğünü ifade eden Nami, “Türkiye, ‘iki devlet önce kabul edilsin’ görüşünün asla kabul edilmeyeceğini biliyorlar. Bir orta yol formülüyle bunun olmasını istiyorlar” açıklamasında bulundu.