Hasan Tosunoğlu: Çıkış yolu sosyal devlet anlayışı
DP Milletvekili Hasan Tosunoğlu, ülkede özellikle ekonomik sorunları çözmeye yönelik kişisel ihtirastan uzak, sosyal devlet anlayışına uygun, rasyonel ve ortak akla dayalı çalışmalara ihtiyaç olduğunu belirterek, "Çıkış yolu sosyal devlet anlayışı" dedi.
Demokrat Parti (DP) Lefkoşa Milletvekili Hasan Tosunoğlu, ülkede özellikle ekonomik sorunları çözmeye yönelik kişisel ihtirastan uzak, sosyal devlet anlayışına uygun, rasyonel ve ortak akla dayalı çalışmalara ihtiyaç olduğunu belirtti.
Tosunoğlu açıklamasında, Yapılması gereken çok iş bulunduğunu ifade ederek, Meclis’in ve hükümetin daha etkin olması gerektiğini ifade etti. Hem partisinin hem meclisin hem de hükümetin ekonomi konusundaki performansının yetersiz olduğunu savunan Tosunoğlu, kısır çekişmelerin artık bir kenara bırakılmasının şart olduğunu belirtti.
Katıldığı bir televizyon programında görüşlerini paylaşan Hasan Tosunoğlu, kısır siyasi çekişmeler sırasında dile getirilen “bizden bir şey olmaz” algısını elbirliğiyle yıkmak gerektiğini ve bunun için hem iktidara hem de muhalefete işler düştüğünü anlattı. Ülkedeki ekonomik sorunların çok büyük boyutlara ulaştığını belirten Tosunoğlu, alım gücündeki daralmanın halkın geniş bir kesimini mağdur ettiğini belirtti.
Özellikle özel sektör çalışanları, asgari ücretliler ve işsizler için yaşamın her geçen gün daha da zorlaştığını kaydeden Tosunoğlu, böyle bir dönemde kooperatifçiliğin tekrar anımsanması gerektiğini söyledi. Ekonomide rahatlama yaratmanın sanıldığı kadar zor olmadığını belirten Tosunoğlu, kayıt dışılığa son verilmesi, vergi adaleti sağlanması ve dayanışma ruhuna dayalı bir anlayış geliştirilmesi gerektiğini kaydetti. Kooperatiflerin önemini vurgulayan Tosunoğlu şunları belirtti:
“Böyle bir dönemde kooperatifçiliği hatırlamaya ihtiyaç var. Kooperatifçilik dayanışmadır, bütünlüktür. Aynı zamanda kültürümüzün parçasıdır. 1950’li yıllardan başlayarak toplumsal yaşamın en zorlu dönemlerinde kooperatifçilikle ayakta durduk. Bu dayanışma ruhu sayesinde 1974’e kadar gelebildik. Kooperatif ruhu ekonomik ve sosyal açılım sağladı. Direnmemize katkı sağladı. Sonra kooperatifçiliği terk edecek noktaya geldik. Bugünün koşullarında serbest piyasa koşulları var diyerek dar gelirliyi kaderiyle baş başa bırakamayız. Sosyal devlet olma sorumluluğu hepimizi bağlamaktadır.”
Kalkınma Bankası’nın küçük ve orta ölçekli işletmelere ve hayvan yetiştiricilerine daha çok destek vermesi gerektiğini belirten Tosunoğlu, başta Kalkınma Bankası olmak üzere önemli kamu kurumlarının özerk biçimde yönetilmesi gerektiğini vurguladı. “Devlet banka yönetmemeli, fabrika yönetmemeli. Vizyon ortaya koymalı, yasalar çıkarmalı, denetlemeli” diyen Tosunoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yem fabrikası, süt fabrikası olacaksa kooperatifin olacak. Buraların önünü açmalı, atama peşinde koşmamalıyız. Kalkınma Bankası özerk olmalı. Bu tür devlet kurumları siyasetten arındırılabilmeli. Özerklik konusunda en kısa sürede yasa tasarısı vereceğim. İktidardan da muhalefetten de destek bekliyorum. Kalkınma Bankası parayı verdiği krediyi geri alabilmeli ki ekonomiye hizmet edecek şekilde yeni krediler verebilsin.”
Tosunoğlu, son günlerde DP içinde yaşanan sorunlara ve kendisinin gösterdiği tepkiye ilişkin bir soruyu yanıtlarken, “kooperatiflerle ilgili sorumluluktan kaçan parti yönetimine isyan ettiğini” belirtti. Meselenin Kooperatif Şirketler Mukayyitliğine yapılan atama düzeyinde ele alınmasının yanlış olacağını ifade eden Tosunoğlu, Mukayyitliğe DP yerine UBP kanadınca atama yapılması konusundaki görüşlerini şöyle ifade etti:
“Böyle bir zamanda hele kooperatifçilik hükümet protokolünde açıkça yazdığı gibi DP’nin sorumluluğundayken ve üstelik ortada Parti Meclisi kararı varken, bu şekilde terk edilmesi benim kabul edebileceğim bir şey değildir. Benim kişilerle bir sıkıntım olmaz. Kişilere karşı tavır koymam. Ben olaylara, olgulara ve yapılmayanlara ve yanlış yapılanlara tepki koyarım. PM kararı varken bu şekilde hareket edilmesine bir DP mensubu olarak ve halkına karşı sorumluluk taşıyan bir kişi olarak tepki koymam kaçınılmazdı. Ben bunları kabul etmeyeceğim. Parti Meclisi’ne konuyu getirenler, bu kararın alınmasını sağlayan ama bu kararın gereğini yerine getirmeyenler aynı kişilerdir. Bu kabul edilemez. Benim derdim isimler değildir. İsyanım kooperatifçiliğin bir isme sıkıştırılmak istenmesinedir.”
Hükümet çalışmalarından zamanında haberdar edilmediklerini ve bu konuda parti genel başkanını defalarca uyardığını savunanTosunoğlu, şunları söyledi:
“DP’nin Meclis performansını yeterli görmüyorum. Hükümetten yasa tasarıları geliyor. Konulara Fransız kalıyoruz. Kendi aramızda hiç toplanmadan, tasarılar hakkında bilgi sahibi olmadan, elektronik postalardan ya da genel kurulda bilgi sahibi olabiliyoruz. Hiçbir görüşümüz alınmadan geliyor yasalar. Gerekli tüm uyarıları yaptım. İstikrar için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğim. Ama hiç kimse parmakçı olmamızı beklemesin. Ben bu hükümetin yaptığı tüm iyi işlere sahip çıkarım ancak yanlış yapılan şeylerde sadece el kaldır indir noktasında olacak bir kişi değilim. Ben mücadelemi mecliste, parti içinde ve kamuoyu huzurunda vermeye devam edeceğim. Görüşlerimi seslendirmeye devam edeceğim.”
İstişare edilmeden açıklanan kararlardan birisinin de ete narh koyma uygulaması olduğunu ileri süren Tosunoğlu, et sıkıntısını önlemenin yolunun bu olmadığını belirtti. Tosunoğlu bu konudaki görüşlerini şöyle ifade etti:
“Narh uygulamasından sonra et satılmaz hale geldi. Halk ucuza et yiyemedi, bu şekilde yiyemeyecek de. Hayvancılık bizde çok önemli. Özellikle küçükbaş hayvancılık. Kültürümüzde de vardır. Onu da öldürdük. Türkiye hem et ithalatını serbest bırakıyor hem de tarım kooperatiflerinden ve et balık kurumundan gıda alınmasını sağlıyor. Belli başlı koşullar içinde gelire göre buralardan alışveriş yapmak mümkün. Serbest piyasa kurallarından çıkmıyor ama sosyal devlet anlayışını da yaşatıyor. Hayvancıya da çeşitli yollardan destek çıkıyor. Bizde daha işin en başında hayvan yeminin fiyatını kontrol altında tutamıyoruz. İşte tam da bu noktada daha önce de belirttiğim gibi kooperatifçilik büyük önem taşımaktadır.”
Hasan Tosunoğlu bundan sonra nasıl hareket edeceğine ilişkin bir soru üzerine, siyasal ihtirasları olmadığını, parti başkanı ya da bakan olmak gibi bir gaye ile hareket etmediğini anlattı. Parti tabanı ile halkına karşı sorumluluk taşıyan bir kişi olarak DP içinde ve mecliste mücadelesini sürdüreceğini açıklayan Tosunoğlu konuşmasını şöyle tamamladı:
“Hepimiz kişisel beklentilerden arınmalıyız, kişisel karşılaşmalardan uzak durmalıyız; intikam hissiyle hareket etmemeliyiz. Yapıcı bir şekilde orta akılla çözümler peşinde koşmalıyız. Ben siyaseten hırslı birisi değilim. İhtiraslarım yok. Yaptığım işte başarısızlığı kabul etmem. Sorumluluktan kaçan bir yapım yoktur. Parti başkanlığı ve milletvekilliği en çok iki dönem yapılmalı. Benim parti başkanı olmak gibi bir derdim yok. Zaman ne gösterir bilemem ama şu anda ortak akılla çözümler peşinde koşmalıyız, benim odaklanmam bu yönde. Ben mücadele etmeye; doğruya doğru, eğriye eğri demeye devam edeceğim.”
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.