Aslı Murat: TSK mensuplarının KKTC mahkemelerinde yargılanamayacağını söyleyen bir ibare yok!
Gemikonağı'nda 15 Haziran'da meydana gelen ve 26 yaşındaki üniversite öğrencisi Naveed Akbar'ın ölümüne neden olan kazayı yapan 22 yaşındaki TSK askeri Mehmet Eren Erdoğan’ın tutukluluğu Ankara’da devam ediyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Avukat Aslı Murat, TSK mensuplarının KKTC mahkemelerinde yargılanamayacağına dair bir ibare bulunmadığını ifade ederek, “Eğer aksini iddia eden bir yetkili varsa çıkıp bunu açıklamalıdır” dedi.
Avukat Aslı Murat, Gemikonağı'nda 15 Haziran'da yaşanan trafik kazasında, 26 yaşındaki üniversite öğrencisi Naveed Akbar'ın ölümüne yol açan 22 yaşındaki Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensubu Mehmet Eren Erdoğan’ın Türkiye’ye iade edilmesini eleştirdi. Erdoğan'ın tutukluluk sürecinin önemine değinen Aslı Murat, tutukluluk sürecinde izlenmesi gereken adımları ve sürecin adaletin sağlanması açısından kritik olduğunu vurguladı.
Kıbrıs Postası’na özel açıklamalarda bulunan Avukat Aslı Murat, Erdoğan'ın sivil veya Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı (GKK) mensubu bir asker olsaydı, askeri görevi nedeniyle işlediği bir fiil olmadığı için polis tarafından tutuklanıp, sivil mahkemelerde yargılanacağını belirtti. Murat, askeri personelin, askerlik hizmeti esnasında işlediği ve Askeri Suç ve Cezalar Yasası kapsamına giren fiiller ile Ceza Yasası’ndaki devlete karşı ihanet gibi suçlar için Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesi'nde yargılandığını, diğer durumlarda ise sivil ceza mahkemelerinin görevli olduğunu ifade etti.
“ERDOĞAN’IN KKTC’DE YARGILAMADAN KAÇIRILMASI KEYFİYET BARINDIRIYOR”
Murat, "Askerlerin, sivil kişilerden farkı kalmaz, onlara da aynı yasal prosedür uygulanmalıdır. Şu ana kadar ulaşabildiğim mevzuatta, askerlerin cezai soruşturma ve kovuşturmadan azade tutulacağına dair bir yasal düzenlemeye rastlamadım. Sosyal medyada dönen tartışmalarda, bazı kesimler bir protokolden bahsediyor. Erdoğan’ın KKTC’de yargılamadan kaçırılmasının keyfiyet barındırdığını ve hukuk devleti ile bağdaşmadığını söylemek mümkün" dedi.
“ESAS VE ADİL OLAN SUÇUN İŞLENDİĞİ YERDE SORUŞTURMANIN ETKİLİ ŞEKİLDE YÜRÜTÜLMESİ VE ZANLININ BURADAKİ MAHKEMELERDE YARGILANMASIDIR"
Erdoğan'ın trafik kazasının yaşandığı gün polis tarafından gözaltına alındığını, karakola götürüldüğünü ve aynı gün sırra kadem bastığını belirten Murat, Erdoğan’ın şu an Türkiye’de tutuklu olduğunu anımsatarak, “Erdoğan’ın neden burada yargılanmasına izin verilmedi? gibi sorular, cezasızlığı engelleyebilmek için yanıtlanmalıdır. Apar topar gönderilmesi, suçun burada işlenmiş olması sebebiyle etkili soruşturmayı sekteye uğratacak bir husustur. Esas ve adil olan suçun işlendiği yerde soruşturmanın etkili şekilde yürütülmesi ve zanlının buradaki mahkemelerde yargılanmasıdır” açıklamasında bulundu.
Murat, Erdoğan'ın sivil olsaydı izlenecek prosedür hakkında da şu bilgileri verdi: "Kendisi sivil olsaydı ve bir trafik çarpışması neticesinde birinin ölümüne neden olsaydı, polis karakoluna götürülecek, işlediği suça yönelik soruşturma başlatılacak, en geç 24 saat içinde yargıç huzuruna çıkarılacaktı. Eğer soruşturma tamamlanmadıysa, tutukluluğunun devamı istenecek, tamamlandıysa uygun bir teminata bağlanması talep edilecekti. Kaçma şüphesi varsa ve yargılamada hazır bulunması başka bir şekilde garanti edilemeyecekse, büyük ihtimalle yargılamayı beklemek için cezaevine gönderilecekti."
“TSK MENSUPLARININ KKTC MAHKEMELERİNDE YARGILANAMAYACAĞINI SÖYLEYEN BİR İBARE YOK”
TSK mensuplarının, KKTC mahkemelerinde yargılanamayacağına dair bir ibare bulunmadığını vurgulayan Murat, "Eğer aksini iddia eden bir yetkili varsa çıkıp bunu açıklamalıdır. Yaşam hakkı ihlalinde, devletin hem negatif hem de pozitif manada yükümlülükleri vardır. Devlet hem öldürmemeli hem de ölümün gerçekleşmesi halinde etkili soruşturma yapıp gereken hukuki süreci etkili şekilde tamamlayıp adaleti gerçekleştirmelidir" diye konuştu.
"SORUŞTURMA BAĞIMSIZ BİR ORGAN TARAFINDAN YÜRÜTÜLMELİ VE KAMUNUN DENETİMİNE AÇIK OLMALI”
Murat, soruşturmanın bağımsız bir organ tarafından yürütülmesi, kamunun denetimine açık olması ve ivedilikle gerçekleştirilmesi gerektiğini belirterek, "Gündemdeki olaya bakıldığında apar topar kaçırılan ve nereye götürüldüğü bilinmeyen bir zanlıdan bahsediyoruz. Nerden baksak hukuk dışılık ve tutarsızlık barındıran bir süreç" ifadelerini kullandı.
"ERDOĞAN’IN İADESİ PEK MÜMKÜN GÖRÜNMÜYOR”
Türkiye Cumhuriyeti'nin kendi vatandaşı olan zanlı Erdoğan’ı KKTC’ye iade etmek zorunda olmadığını belirten Murat, "Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve eğer iddia edildiği gibi Türkiye’ye gönderilmişse, buraya iadesi pek mümkün görünmüyor. Eğer orada yargılanacaksa, adli yardımlaşma sözleşmesi çerçevesinde istinabe yoluyla ifadelerin alınması, belgelerin gönderilmesi söz konusu olabilir. Anlaşmanın 38. maddesine göre zanlının geri verilmemesi halinde, talep-şikayet edilmesi durumunda yargılama yapmak zorundadır" değerlendirmesinde bulundu.
"GEÇMİŞTEKİ VAKALARIN HUKUKİ SÜREÇLERİ İŞLETİLMEDİ… KKTC MAKAMLARI BU KONUYA DAİR NE YAPIYOR, NASIL BİR YOL İZLEYECEK?”
Geçmiş dönemlerdeki benzer vakalara işaret eden Murat, hukuki süreçlerin ya işletilmediğini ya da zamana yayılıp manasızlaştırıldığını belirterek, "Umarım bu sefer öyle olmaz. KKTC makamları bu konuya dair ne yapıyor, nasıl bir yol izleyecek? Tüm bunları öncelikle aile ile ardından da toplumla paylaşmalıdır. Sorumsuz ve kural tanımaz bir kişi, gencecik bir insanın hayatını sonlandırdı. Tabii ki işletilecek hukuki süreç onu geri getirmeyecek ama cezasızlık yaşanması halinde devlet, yaşam hakkını ihlal eden sorumlulardan biri olacak. Yaşam hakkını koruyamayan ve ihlali ardından gerekeni yapmayan bir yapının, sadece adalete dair değil, demokratik niteliğinin de yara aldığını söylemek mümkün" dedi.
NE OLMUŞTU?
Gemikonağı'nda, 15 Haziran Cumartesi günü saat 02.00 sıralarında, Mehmet Eren Erdoğan, 143 miligram alkollü içkinin etkisi altında, EP 049 plakalı aracıyla seyir halindeyken aşırı sürat ve dikkatsizlik sonucu viraja girdiği esnada direksiyon kontrolünü kaybetmiş, aracı yoldan çıkmıştı. Araç, kaldırıma çarptıktan sonra bankta oturan Naveed Akbar ve Sajidullah Khan'a çarpmıştı. Bu çarpmanın ardından araç, denize 3,40 metre yükseklikten düşene kadar kontrolsüz bir şekilde yoluna devam etmişti.
Kaza neticesinde ağır yaralanan bankta oturan Naveed Akbar, Cengiz Topel Hastanesi'ne kaldırılmış, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti. Polis tarafından yapılan açıklamada, kazada yaralanan Mehmet Eren Erdoğan ve aynı araçta bulunan 21 yaşındaki Aysu Demir'in hastanede tedavilerinin tamamlandığı, Sajidullah Khan'ın ise gözetim altında tutulduğu belirtilmişti. Araç sürücüsü Erdoğan ise tutuklanmıştı.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.