Öğüç ve Hakkı: 'Ailelerin acıları göz ardı edilmemeli!'
İskele'de 16 yaşında öldürülen Zehie Helin Reessur'un teyzesinin Kıbrıs Postası'na “Abisi, kardeşinin öldürüldüğünü sosyal medyadan öğrendi" ifadeleri medyanın sorumluluğunu gözler önüne sererken, Medya Etik Kurulu Üyesi Yrd. Doç. Dr. Çağdaş Öğüç ile Avukat Murat Metin Hakkı, ailelerin acılarının göz ardı edilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
İskele Long Beach bölgesinde 25 Ocak 2023 tarihinde Sefer Buğra Altundağ tarafından öldürülen 16 yaşındaki Zehie Helin Reessur'un karar davası öncesi teyze Cihan Tüccar'ın Kıbrıs Postası'na yaptığı açıklamada, “Abisi, kardeşinin öldürüldüğünü sosyal medyadan öğrendi. Olay yerinin drone ile çekilmiş görüntülerinin paylaşılması bizde büyük bir travma yarattı" ifadeleri sonrası medyanın sorumlulukları bir kez daha tartışmanın odak noktası oldu.
Konuyla ilgili olarak avukat Murat Metin Hakkı ve Medya Etik Kurulu Üyesi Yrd. Doç. Dr. Çağdaş Öğüç de açıklamalarda bulundu.
Avukat Hakkı, konuyla ilgili yaptığı konuşmada, "Geride kalanların da haklarının korunması, acı ve travmalara saygı gösterilmesi gerekiyor" derken, Medya Etik Kurulu Üyesi Öğüç, "Trajik olayları okuyucuyu duygusal olarak etkileyip tıklanma oranlarını artırma amacıyla kullanmak, medyanın etik sorumluluklarını ihlal eden bir yaklaşımdır" dedi.
HAKKI: MAHREMİYET İHLALİ VAR
Avukat Murat Metin Hakkı, konuyla ilgili Kıbrıs Postası’na yaptığı açıklamada, olayla ilgili medyada yapılan paylaşımların mahremiyet ihlali oluşturabileceğini belirtti.
Hakkı, "Bu olay iki başlık altında ele alınmalı. Bunlardan ilki ‘ailevi haklar ihlali’ diğeri ise ‘Özel hayat” dedi.
Hakkı, cinayetin kamuoyunu ilgilendiren bir olay olduğunu ancak geride kalanların da haklarının korunmasının ve acı ve travmalara saygı gösterilmesi gerektiğini kaydetti.
Avukat Hakkı, “Bu durum, hala hazırda yasal mevzuatımız tarafından yeterince korunuyor olmayabilir. Amerika Birleşik Devletleri’nde konu ile ilgili pek çok yasal düzenlemeler var. AİHM de Hachette Filipacci Associates v France davasında konunun ve geride kalan yakınların haklarının Konvansiyon Madde 8 kapsamında olabileceğine hükmetti. Kıbrıs’ta hukuki olarak belki haksız fiiller kapsamında ilerde bir dava sebebi olabilir. Haksız ölüm (wrongful death) kapsamında Helin’in yakınları, ceza davasından sonra yeni bir sivil dava açabilir" dedi.
Hakkı, "Ceza davasının sonuçlanması ardından katil aleyhine haksız ölüm iddiasıyla yeni bir dava süreci başlatılabilir, yaşanan travmalar da ayrıca dikkate alınabilir. Ancak bu tür davalar Kıbrıs’ta pek yapılmadı. Bizim gibi Anglo Sakson hukuk sistemine yakın ABD’de ise OJ Simpson beraatinden sonra beraate rağmen yakınlar tarafından haksız fiil davası açıldı ve kazanıldı” şeklinde konuştu.
ÖĞÜÇ: AİLELERİN HASSASİYETLERİ GÖZ ARDI EDİLMEMELİ
Medya Etik Kurulu Üyesi Yrd. Doç. Dr. Çağdaş Öğüç Kıbrıs Postası'na yaptığı açıklamada, medyanın sansasyonel habercilik anlayışı hakkında değerlendirmelerde bulunarak, bu yaklaşımın kamu yararını geri plana attığını ve etik dışı bir uygulama olduğunu vurguladı.
Öğüç, medya kuruluşlarının bilgilendirme görevini yerine getirirken kamu yararını gözetmek zorunda olduğunu, ancak sansasyon yaratma çabasının çoğu zaman bu sorumluluğun önüne geçtiğini belirtti.
"Trajik olayları okuyucuyu duygusal olarak etkileyip tıklanma oranlarını artırma amacıyla kullanmak, medyanın etik sorumluluklarını ihlal eden bir yaklaşımdır" diyen Öğüç, bu tür içeriklerin mağdurlar ve aileleri üzerinde ciddi olumsuz etkiler yarattığını ifade etti.
Öğüç, özellikle "son dakika" haberlerinde bireylerin kimlik bilgilerinin paylaşılmasının ve mağdur ailelerin hassasiyetlerinin göz ardı edilmesinin doğru habercilik ilkesine aykırı olduğunu belirtti. Öğüç, "Medyanın, trajik olayları ele alırken insan onurunu gözetmesi ve mağdurların özel yaşamını koruması beklenir" dedi.
Habercilikte sosyal medyanın zamanlamasının ve duyurulma şeklinin de büyük önem taşıdığını söyleyen Öğüç, bilgilerin doğrulanmadan paylaşılmasının ciddi bir etik sorun oluşturduğunu vurguladı.
"BİLGİLERİN AİLEYE HABER VERİLMEDEN SOSYAL MEDYA ARACILIĞIYLA DUYRULMASI ETİK DEĞİLDİR"
Öğüç, "Ne yazık ki, uzun süredir Kıbrıs’ın kuzeyinde bu tür hassasiyetlerden uzak bir medya anlayışı hüküm sürmektedir, bilgilerin doğrulanmadan ya da henüz aileye haber verilmeden sosyal medya aracılığıyla duyurulması, habercilik etiği açısından ciddi bir sorundur" diye ekledi.
Medyanın insan hikayelerine empati ve hassasiyetle yaklaşması gerektiğini ifade eden Öğüç, trajik olayların mağdurların acısını derinleştirecek şekilde sunulmaması gerektiğini söyledi.
"MEDYA ORGANLARI DAHA DİKKATLİ VE HASSAS OLMALI"
Öğüç, Medyanın sorumlu gazetecilik yapmasının ve acılı ailelerin hislerini göz ardı etmemesinin önemini vurguladı ve "Medya organları, yayınlarında daha dikkatli ve hassas olmalı, toplumun ve mağdurların hassasiyetlerine saygı göstermelidir" dedi.
Öğüç, “Medya kuruluşları toplumu bilgilendirirken, bilgilerin doğruluğu ve etik kurallara uygunluğu konusunda özen göstermelidir. Bu sorumluluk, sadece haberi aktarmakla sınırlı kalmamalı; toplumun ve mağdurların hassasiyetlerine de saygı gösterilerek sürdürülmelidir” şeklinde konuştu.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.