İÇ HABERLER
okuma süresi: 4 dak.

Aziz Gülbahar: İngiltere’nin Kıbrıs görüşmelerine katılmasına karşı çıkmalıyız

Aziz Gülbahar: İngiltere’nin Kıbrıs görüşmelerine katılmasına karşı çıkmalıyız

Milli Mücadele Vakfı Başkanı Aziz Gülbahar, İngiltere Başbakanı Sir Keir Starmer’in Güney Kıbrıs’a gerçekleştirdiği ziyareti eleştirerek, “İngiltere’nin Kıbrıs görüşmelerine katılmasına karşı çıkmalıyız” dedi.

Yayın Tarihi: 10/12/24 14:50
okuma süresi: 4 dak.
Aziz Gülbahar: İngiltere’nin Kıbrıs görüşmelerine katılmasına karşı çıkmalıyız
A- A A+

Milli Mücadele Vakfı Başkanı Aziz Gülbahar, “İngiltere Başbakanı’nın KKTC’yi yok sayarak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne yaptığı ziyaretinin bu ülkenin 1963’ten bu yana Kıbrıs Türkü’ne yaptığı haksızlıkların yeni bir göstergesi olduğuna” dikkati çekti.

Gülbahar, “İngiltere’nin haksızlıklarına artık bir yanıt verilmesi gerektiğini” vurguladı ve “ Türk tarafı olarak, İngiltere KKTC’nin egemenliğini, Rum Devleti ile eşit statüsünü kabul etmediği sürece İngiltere’nin Kıbrıs görüşmelerine şu veya bu şekilde dahil olmasına kesin olarak karşı çıkmalı, Kıbrıs’taki İngiliz diplomatik misyonu ile temasları zaruri hallerde yapılacak temaslar seviyesine indirgemelidir” dedi.

Aziz Gülbahar açıklamasında şunları söyledi:

“Kıbrıs konusunun yaratıcısı ve sürmesinin baş sorumlularından biri de garantör ülke olmasına rağmen İngiltere’dir.

İngiltere sözünde durmamış Osmanlı İmparatorluğu’ndan kiraladığı Kıbrıs’ı birinci dünya savaşı ile Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasını fırsat bilerek kolonileştirmiş, Osmanlı’nın varisi sayılan Türkiye Cumhuriyeti’ne geri vereceğine gasp etmiştir.

Kıbrıs Türk nüfusunun Rum nüfusunun gerisine düşmesine, Kıbrıs Türklerinin lehine olan adadaki mülkiyet durumunun sahtekarlıkla , güya yasal düzenleme yapıyormuş gibi Rumların lehine değişmesine, Rum-Yunan ikilisinin Enosis hayalleri görmesine neden olan yine İngilizlerdir.

Rumların adayın Yunan yapmak için başlattıkları 21 Aralık 1963 saldırılarına garantörlük görevine rağmen seyirci kalan, 4 Mart 1964’te adaya Birleşmiş Milletler askeri gönderilip Rum saldırıları durdurulacak diye Türk tarafına oyun oynayıp Makarios yönetimini tüm adanın tek geçerli yönetimi kabul eden BM Güvenlik Konseyi kararının arkasında olan da yine İngiltere’dir.

Hiçbir Türk unutmamalıdır ki, 15 Temmuz 1974’teki Kıbrıs’ı Yunan yapma hedefli Yunan-Rum darbesinden sonra Türkiye’nin ‘gel Kıbrıs’a birlikte askeri müdahalede bulunalım’ teklifini reddederek garantörlük görevinden ikinci kez kaçan da yine İngilizlerdir.

Ada’da dili, dini farklı iki Halk, iki Devlet bulunduğu gerçeğine rağmen yıllardır bunu görmeyen, Rumlara Devlet bize isyancı bir Halk muamelesi yapan İngiltere’nin bir Başbakanı’nın 53 yıl sonra Kıbrıs’a gelirken tarihi hatalarını sürdürmesi bize göre tesadüfi değildir.

İngiltere Başbakanı Sir Keir Starmer’in KKTC’nin varlığını hiçe sayarak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne yaptığı ziyaret bilinçli bir KKTC düşmanlığının devamıdır.

Dolayısı ile Türk tarafı artık, İngiltere, KKTC’ye  Rum Devleti gibi eşit muamele yapmadığı, KKTC’nin egemenliğini tanıdığını  net bir şekilde ortaya koymadığı  sürece İngiltere’nin Kıbrıs görüşme sürecine şu veya bu şekilde katılmasına şiddetle karşı çıkmalı buradaki İngiliz diplomatik misyonu ile temasları zaruri hallerde yapılacak temaslar seviyesine indirgemelidir.

Bu kararlılığı göstermezsek İngiltere’nin kendi çıkarları için başımıza yeni çoraplar örmesi kuvvetle muhtemeldir.

Unutulmasın ki biz milli direniş örgütlerimizi ortaya çıkarıp EOKA’ya karşı tepkimizi ortaya koymasaydık İngiliz çoktan üsleri kapıp adanın Yunan olmasına razı idi.

İki Devletli çözüm politikası artık milli politikamız haline geldiğine ve halkımızın büyük çoğunluğu tarafından da desteklendiğine göre sadece İngiltere ile ilişkilerimizde değil, diğer ülkelerle ilişki ve temaslarımızda iki Devletli çözüm politikamıza uygunluk mutlaka gözetilmelidir.”

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Levent Kutay
Levent KUTAY'dan
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Haberi Facebook'ta gör