Görgüner: Bugün size ‘Boşbakan’ denebiliyorsa, bu yıllarca süren sessizliğinizin sonucudur!

Liberal Demokrasi Hareketi Başkanı Engin Deniz Görgüner, Türkiye Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral’ın, Başbakan Ünal Üstel’i hedef alan “Şu Kıbrıs’ı bir türlü Rumluktan kurtaramadık” sözlerine sert tepki gösterdi.

Açıklamasında, bu ifadelerin yalnızca bir kişiye değil, Kıbrıslı Türk toplumunun tamamına yönelik bir saygısızlık olduğunu vurgulayan Görgüner, yıllardır süren sessizliklerin, bu tür yaklaşımların normalleşmesine neden olduğunu belirtti. Görgüner, yalnızca kendisine hakaret edildiğinde tepki gösterenlerin, dün farklı düşünen insanlara “Rumcu” denilirken sessiz kalmasının samimiyet sorununa işaret ettiğini belirtti.

"DÜN BERABER YEDİĞİ İÇTİĞİ DOSTLARINA, YALNIZCA FARKLI DÜŞÜNDÜKLERİ İÇİN 'RUMCU' DENİRKEN SUSANLARIN, BUGÜN YÜKSEK SESLE TEPKİ VERMESİ, GEÇ KALMIŞ BİR FAK EDİŞTİR"

Görgüner’in açıklamasının tamamı şu şekilde:

"Dün beraber yediği içtiği dostlarına, yalnızca farklı düşündükleri için “Rumcu” denirken susanların, bugün yüksek sesle tepki vermesi, geç kalmış bir fark ediştir. Ama bu çelişkiyle yüzleşmeden, bu toplumda samimiyet ve güven duygusu inşa edilemez. Kıbrıslı Türkler yıllardır dışlayıcı söylemlere, hadsiz yaklaşımlara, hakaretamiz etiketlemelere maruz kalıyor. Ne zaman ki o sözler kendilerine yöneliyor, işte o zaman mesele oluyor. Oysa biz, meseleye kimin hedef alındığına bakmadan tepki vermeyi, adaletin ölçüsü sayıyoruz.

Bir başdanışmanın kalkıp “Şu Kıbrıs’ı bir türlü Rumluktan kurtaramadık” demesi, bu toplumun tarihini, mücadelesini ve kendi içindeki çeşitliliği görmezden gelen dar bir bakışın ürünü. Ama bu sözün bu kadar rahat dile getirilebilmesi, aynı zamanda yıllardır süren bir sessizliğin, ikircikli tavırların ve içselleştirilmiş teslimiyetin de sonucudur. Bu ülkede farklı düşünen herkes sistematik biçimde yaftalanırken, tepki göstermeyenlerin bugün geldiği nokta da sürpriz değil.

'BOŞBAKAN DENEBİLİYORSA, BU SADECE O İFADEYİ KULLANANIN SORUMLULUĞU DEĞİLDİR'

“Boşbakan” denebiliyorsa, bu sadece o ifadeyi kullananın sorumluluğu değildir. Yıllardır halkın taleplerine kulak tıkayan, kurumları göstermelik hale getiren, toplumu ayrıştıran siyasetin açtığı derin boşluğun sonucudur. Bu boşluğu doğrudan ya da dolaylı olarak büyüten herkes bu tablonun ortağıdır.

Gerçek irade, sadece kendine yönelmiş hakarete değil, kime yönelirse yönelsin gösterilen ilkeli tepkidir. Toplum olarak kendi kararlarımızı alabilmek, kendi içimizde demokrasiyi yaşayabilmek için önce bu tutarlılığı göstermek zorundayız.

Biz dün de bu yaklaşımı reddettik. Bugün de bu topluma ve kurumlarına yönelik her türlü saygısızlığın karşısındayız"