İÇ HABERLER
okuma süresi: 7 dak.

Erhürman: Kıbrıs Türk halkı, Sarayönü’ne tıkalı kalmaktan usandı

Erhürman: Kıbrıs Türk halkı, Sarayönü’ne tıkalı kalmaktan usandı

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs Türk halkının, Sarayönü’ne tıkalı kalmaktan usandığını vurguladı.

Yayın Tarihi: 21/04/25 15:53
Güncelleme Tarihi: 21/04/25 16:57
okuma süresi: 7 dak.
Erhürman: Kıbrıs Türk halkı, Sarayönü’ne tıkalı kalmaktan usandı
A- A A+

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Meclis’te, “541-550 sayılı BMGK kararları ve TDT üyesi devletlere ilişkiler” başlıklı konuşma gerçekleştirdi. Erhürman, Kıbrıs Türk halkının Sarayönü’ne tıkalı kalmaktan usandığına dikkat çekti. “Mesele, bizim çocuklarımızın dünyayla nasıl buluşabileceğini doğru zeminde konuşmaktır” diyen Erhürman, Kıbrıs Türk halkının yüksek bir oranının Kıbrıs sorununun çözülmesini istediğine işaret etti.

“BİRÇOK ŞEY BİLİNMİYOR”

1983’ten bu kadar yıl sonra Meclis’te böyle bir konuşma yapma gereği hissetmeyi hiç arzu etmediğini belirten Erhürman, “1983’ten 2025’e geldik. Tahmin ederdim ki KKTC açısından son derece önemli olan BMGK kararlarının içeriği, bunca yıl içerisinde en azından milletvekilleri tarafından bilinecekti. Böyle varsayıyordum ama doğru olmadığı anlaşılıyor” dedi. KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) çerçevesinde gözlemci üye statüsünü almasının, bu devletlerle bir düzeyde iletişim kurmasının, kendilerinin de karşı çıktığı bir şey olmadığına dikkat çeken Erhürman, son dört buçuk yıl içerisinde BM ve AB ile olan ilişkilerin seviyesinin minimuma indiğini vurguladı. “TDT üyesi devletlerle az da olsa iletişim kurulması, Kıbrıs Türk halkının dünyaya dönük yüzü açısından eleştirilmesi gereken bir şey değildi. Oradaki gözlemci üye statüsünü siz, ‘Bugün gözlemci üyedir, yarın da daimi üye olunur, tanınmaya dönüşür’ diye lanse ettiğiniz politikanın temel manivelası haline getirdiğiniz zaman, son derece tehlikeli bir arkın içinde girdiğiniz zaten anlaşılıyordu” diyen Erhürman, ülkemizde 541 ve 550’nin ya bilinmediğini ya da çarpıtıldığının altını çizdi. Türkiye Cumhuriyeti’ndeki bazı televizyonlardaki yayınlara da işaret eden Erhürman, “Bazı konuşanlara baktığınız zaman genel olarak oralarda da pek çok şeyin bilinmediğini görmek” dedi.

“DEKLARASYON İMZALANDI, 541 İLE 550’YE ATIF YAPILDI”

Türki devletler denilen devletlerin, AB ile ortak deklarasyon yayınlarken kendilerine Orta Asta devletleri demeyi tercih ettiklerini söyleyen Erhürman, “AB ile ilişkiler de kendileri açısından önemli hale gelmiş” dedi. İkinci bir tarihi hatanın da söz konusu devletlerin “Kıbrıs Cumhuriyeti’ni” bugün tanıdıkları olduğuna vurgu yapan Erhürman, “Bu devletler ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ni’ bugün tanımadılar. 1990’lı yıllarla birlikte Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıma kararlarını zaten beyan ettiler. Şimdi neden bu gürültü koptu?” diye sordu ve Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan’ın, AB ile imzalanan son deklarasyondan önce Kıbrıs Cumhuriyeti’ne büyükelçi görevlendireceklerini söylediklerini belirtti. Zirve sonucunda ortak bir deklarasyon imzaladığını, 541 ve 550 sayılı kararlara atıf yapıldığını ifade eden Erhürman, “Bu ortak deklarasyonun dördüncü maddesinde, ‘bu ilkelere bağlılığımızı ortaya koyuyoruz, aynı ruhla, biz BMGK 541 ve 550 sayılı kararlarına da güçlü bağlılığımızı teyit ediyoruz’ denildi. Demek ki 541 ve 550’ye güçlü bağlılıklarını teyit ederken, toprak bütünlüğüne ve egemenliğe bağlılıklarını teyit ediyorlar” diye konuştu. Tufan Erhürman, “Erhan Bey'in burada söylediği ne yazdıklarını bilmezdi iddiası doğru olabilir ne de Ersin Bey’in dikkatlerinden kaçmıştır cümlesi doğru olabilir” diye konuştu ve söz konusu metinde zaten toplam 20 madde olduğunun altını çizdi.

“KIBRIS SORUNUNU EN İYİ BİLMESİ GEREKEN BURASIDIR, BİLMİYORMUŞ GİBİ KONUŞAMAZ”

Söz konusu devletlerin AB ile ilişkilerini geliştirmek istediğini kaydeden Erhürman, “KKTC’nin statüsü meselesinin sıkıntısını hep beraber yaşıyoruz. Bu statünün sıkıntılı olmasına rağmen çözümden önceki koşullarda dünyayla bağlantı kurulması, hepimizin ortak arzusu” dedi. Mehmet Ali Talat’ın Cumhurbaşkanlığı dönemini de anımsatan Erhürman, “İslam İşbirliği Teşkilatında gözlemci üye statüsü gerçekleşmişti. Dünyayla temasın sağlanması gerekiyor ama siz bunu bir lansmana çevirip de iki devletli çözümün bir şeyidir diye reklam ederseniz, uluslararası alanda işlerin rengi değişir” dedi. Tufan Erhürman, “2025’te bu devletlerin güçlü bağlılıklarını teyit ettikleri 541; KKTC’nin ilanı hukuken geçersizdir diyor. BMGK KKTC’nin ilanının hukuken geçersiz olduğunu söyledikten sonra, bunun geri çekilmesini talep ediyor. Altıncı paragrafta bütün devletlere Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğine bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne saygı gösterme daveti yapıyor. Yedinci madde de tüm devletlere çağrı yapıyor, Kıbrıs’ta Kıbrıs Cumhuriyeti dışında herhangi bir devleti tanımaya kalkmasınlar. 541’e güçlü bağlılıktan bahsediyorsanız, KKTC’nin ilanı geçersizdir ve Kıbrıs’ta Kıbrıs Cumhuriyeti dışında başka bir devlet tanımayacağım demiş olursunuz. Bu bilgidir. Beğeniriz beğenmeyiz, 541’in söyledikleri bunlar. Bunları bilmeden konuşmak yakışmaz bu meclisin çatısı altında bulunanlara. Kıbrıs sorununu en iyi bilmesi gereken burasıdır, bilmiyormuş gibi ya da bilmeden konuşamaz” dedi.

“OLGULARI İÇERMEYEN DİL, ALGILARA YÖNELİR”

“550 sayılı kararın ikinci maddesinde KKTC açısından diyor ki; TC ile KKTC arasında elçi teatisi kabul edilemez. Bunu ayrılıkçı bir hareket olarak ortaya koyuyor ve tüm devleti bağımsızlığa, egemenliğe, saygıya davet ediyorum diyor. Elçi teatisinin de geri alınmasını söylüyor. Özbekistan’ın, Türkmenistan’ın ve Kazakistan’ın altına imza attıkları maddeler bunlar” diyen Erhürman, 1983’ten 2025’e bu bilgilerin hala bilinmemesini eleştirdi. Erhürman, “Bu saatten sonra, bu ülkeler KKTC ile çeşitli ilişkilerde bulunabilir ama tanınma olmayacağı açıktır” dedi ve kimi yorumcuların Türkiye Cumhuriyeti’nde bu bilgilere sahip olamayabileceğini vurgulayarak burada herkesin bu bilgiye sahip olması gerektiğine dikkat çekti. Gerçeklerle yüzleşmek gerektiğine işaret eden Erhürman, “Gerçeklerle yüzleşelim de Kıbrıs Türk halkını dünyayla buluşturabilelim. Ortak dilin birinci şartı, gerçeği ve olguları ortaya koymaktır. Olguları içermeyen ortak dil algılara yönelir. Mesele, bizim çocuklarımızın dünyayla nasıl buluşabileceğini doğru zeminde konuşmaktır. Kıbrıs Türk halkı, Sarayönü’ne tıkalı kalmaktan usandı” diye ekledi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Levent Kutay
Levent KUTAY'dan
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.