Onur Borman’dan mülkiyet tepkisi: Devlet politikasıydı, şimdi vatandaşı yalnız bırakamayız

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, 1974 sonrası KKTC sınırlarında Rum malı olduğu iddia edilen taşınmazlarla ilgili uluslararası düzeyde arama ve tutuklama kararları çıkarması, adanın kuzeyinde gerginliği artırırken, kamuoyunda da tepkiler yükseliyor.

Özellikle eşdeğer mallar, tahsis belgeleri ve inşaat izinleri üzerinden şekillenen bu hukuk savaşı, KKTC vatandaşları arasında büyük endişeye yol açmış durumda…

Bu süreçte tartışmalar sadece diplomatik veya hukuki değil, aynı zamanda siyasal sorumluluk ve yönetim anlayışı etrafında da şekilleniyor. KKTC’nin ilk kadın bakanlarından Onur Borman da bu tartışmalara katılarak önemli bir çıkış yaptı.

Borman, yetkilileri yalnızca sözle değil, fiilen sorumluluk almaya çağırdı ve “İdareci dediğin gereğini yapar” diyerek yönetime sert eleştiriler yöneltti.

“İZİNLERİ BİZ VERDİK, ŞİMDİ SUÇLU MUYUZ?”

Kanal T’de konuşan Onur Borman, Güney Kıbrıs’ın uluslararası arama ve tutuklama kararlarıyla yarattığı korku iklimine karşı, KKTC yönetiminin yetersiz kaldığını ifade etti.

Borman’a göre, bugün yargılanan, tutuklanma tehdidiyle yaşayan bireyler birer mağdur değil; devletin izni ve mevzuatı çerçevesinde hareket etmiş vatandaşlar.

“İskân yasasını biz yapmadık mı? Bu inşaatlar bizim iznimizle yapılmadı mı, izinleri biz vermedik mi? O halde bu insanlar neyin mağduru? Bu vatandaşlar kendi başlarına hareket etmedi ki. Bu bir devlet politikasıydı. Şimdi onları savunmak yerine susuyoruz ya da boş milliyetçi laflarla günü kurtarıyoruz.”

“AB İLE TEMAS ŞART, SADECE KONUŞMAKLA OLMAZ”

Onur Borman, Rum Yönetimi’nin attığı adımların uluslararası zeminde karşılık bulmasına karşılık, KKTC’deki idarecilerin etkili bir dış temas yürütmediğini vurguladı.

Borman’a göre sadece iç kamuoyuna dönük söylemlerle milliyetçilik yapılmaz; esas olan, uluslararası düzlemde halkın çıkarlarını korumaktır.

“İdareci dediğin mesele ile ilgili gereğini yapar. Avrupa Birliği ile konuşacaksın. Sadece kendi televizyonlarımızda konuşmakla, sokaklarda nutuk atmakla olmaz bu işler. Bu insanlar Avrupa’dan tutuklama kararı ile karşı karşıya bırakılıyorsa, gidip Avrupa ile temas kurmak zorundasın.”