TDP’den Türkiye’ye giriş yasağı tepkisi: Bu tutum Türkiye-KKTC ilişkilerine zarar veriyor

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Sekreteri Nevzat Özkunt, Ekonomist Mertkan Hamit’in Türkiye’ye alınmamasına sert tepki koyarak, Kıbrıslı Türklerin suçlu gibi hatta “milli güvenlik tehdidi oluşturuyor” şeklinde suçlamalarla seyahat özgürlüklerinin kısıtlanmasının, Türkiye-KKTC ilişkilerine büyük zarar verdiğini vurguladı

ÖZKUNT: HAMİT VE TÜRKİYE’YE ALINMAYAN YURTSEVER İNSANLAR, BU TOPLUMUN DEĞERLERİDİR

Yazılı açıklama yapan Özkunt, demokratik ölçüler içinde dünyaya ve ülkesine dair görüşlerini özgürce ifade eden yurtsever insanların bir “suçlu” gibi muamele görmesinin; en hafif tabiriyle antidemokratik bir uygulama olduğunu vurguladı, “Ülkemizin tertemiz insanlarından birisi daha ‘Milli güvenlik tehdidi’ yaftalamasıyla Türkiye’ye alınmadı” dedi.

Özkunt, “Sevgili Mertkan Hamit tıpkı bundan önce siyasi görüşleri nedeniyle yasaklı listesine alınmış diğer kardeşlerimiz gibi bu toplumun değerli bireylerinden birisidir” diyen Özkunt, Hamit’e reva görülen uygulamanın kabul edilmesinin mümkün olmadığını vurguladı.

“AÇIK ŞEKİLDE BİAT BEKLENTİSİ VAR”

Gelinen aşamada; Kıbrıslı Türklerin önemli bir kesimine yönelik olarak sistemli bir dışlama politikası uygulandığının çok daha net bir şekilde ortaya çıktığına işaret eden Özkunt, bu dışlamanın da ne yazık ki sadece fikirler üzerinden yapıldığını ve açık bir şekilde ‘biat’ beklentisini taşıdığını kaydetti.

“Bilinmelidir ki fikirlerimizi söylemeye; ülkemiz, bölgemiz ve dünyamız için en iyisini istemeye, gerektiğinde bunun için sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz” diyen Özkunt, bunu ‘Türkiye karşıtlığı’ gibi görenlerin ya da göstermeye çalışanların tarihi bir yanılgı içinde olduğunun altını çizdi.

“NE YAPALIM YANİ O DA KONUŞMASAYDI DİYENLER ADINA DA BİR KEZ DAHA UTANDIK”

Bu kişilerin bu tutumlarıyla Türkiye-KKTC ilişkilerine büyük bir zarar verdiklerini artık anlaması gerektiğine dikkat çeken Özkunt, şunları kaydetti;

“Mertkan Hamit olayında yurttaşına sahip çıkmak yerine yine korkakça sessizliğe bürünen ya da fısıltı halinde sağda solda ‘Ne yapalım yani o da konuşmasaydı’ kolaycılığıyla sorumluluktan kaçmaya çalışan bizim yetkililerimize gelince… Bir kez daha onlar adına utandık”