İÇ HABERLER
okuma süresi: 3 dak.

Helis Projesi'nin son etkinliğinde cinsiyet temelli şiddet ve hukuki reform tartışıldı

Helis Projesi'nin son etkinliğinde cinsiyet temelli şiddet ve hukuki reform tartışıldı

Kuir Kıbrıs Derneği’nin yürüttüğü Helis Projesi kapsamındaki altıncı ve son tematik tartışma etkinliğinde, LGBTİ+ bireylere yönelik cinsiyet temelli şiddet ve nefret suçları, hukuki reform ihtiyacı ve kesişimsel ayrımcılık odağında ele alındı.

Yayın Tarihi: 31/07/25 08:33
okuma süresi: 3 dak.
Helis Projesi'nin son etkinliğinde cinsiyet temelli şiddet ve hukuki reform tartışıldı
A- A A+

Kuir Kıbrıs Derneği tarafından yürütülen ve Avrupa Birliği’nin Kıbrıs Türk toplumuna yönelik Yardım Programı kapsamında finanse edilen Helis Projesi’nin altıncı ve son tematik tartışma etkinliği, “Cinsiyet Temelli Şiddet ve Nefret Suçları: Hukuki Reform ve Kesişimsellik” başlığıyla Yfantourgeio The Workplace’de gerçekleştirildi.

Etkinliğe Kıbrıslı Türkler, Kıbrıslı Rumlar, göçmenler ve İngiltere’den gelen bir katılımcının da aralarında bulunduğu çeşitli topluluk üyeleri katıldı. Katılımcılar, LGBTİ+ bireylerin maruz kaldığı cinsiyet temelli şiddet ve nefret suçlarının yapısal ve kurumsal nedenlerini tartıştı.

Katılımcılar, hem kuzeyde hem güneyde bu şiddet biçimlerinin kapsayıcı eğitim eksikliği, yetersiz hukuki koruma ve kurumsal önyargılar nedeniyle sürdüğünü ifade etti. Göçmen katılımcılar ise mülteci ve göçmen statüsünün, LGBTİ+ bireyler için adalete erişimi daha da zorlaştırdığını somut örneklerle paylaştı.

Etkinlikte mevcut yasaların kesişimsel ayrımcılığı yeterince tanımadığı, bu nedenle çoklu dezavantaj yaşayan bireylerin yeterince korunamadığı vurgulandı. Katılımcılar cezai yaptırımların tek başına yeterli olmadığını, önleyici eğitim politikaları, hukuki reformlar ve toplum temelli çözümlerle ilerlenmesi gerektiğini belirtti.

Dini söylemlerin ve milliyetçi ideolojilerin şiddeti dolaylı olarak meşrulaştırdığı, hukukun ise nefret söylemine yasal ve kurumsal müdahale araçlarıyla karşılık verebileceği ifade edildi.

Onarıcı adalet yaklaşımlarının şiddet mağdurlarının iyileşme sürecinde etkili olabileceği, ancak hukuki hesap verebilirliğin yerini almaması gerektiği belirtildi. Polis ve hukuk sistemine dair güvensizlik, her iki kesimden katılımcılar tarafından dile getirilirken, hesap verebilirlik mekanizmaları ve kapsayıcı eğitim programlarının önemi vurgulandı.

Uluslararası insan hakları mekanizmalarının devletlerin sorumluluk almasını sağlamadaki rolü, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, BM sözleşmeleri ve gölge raporlar aracılığıyla tartışıldı.

Etkinlik, sadece yasal düzenlemelere değil, topluluk temelli stratejilere, güvenli alanlara ve LGBTİ+ özneliğini güçlendiren süreçlere de ihtiyaç olduğu vurgulanarak sona erdi. Katılımcılar, LGBTİ+ bireylerin yalnızca görünür değil, karar alma süreçlerinde aktif özne olmalarının önemini dile getirdi.

Bu etkinlik, ACCEPT LGBTI ve Queer Collective iş birliğinde gerçekleştirilen Helis Projesi kapsamındaki 6 tematik tartışma serisinin sonuncusu oldu. Etkinlik, Kıbrıs genelindeki kuir topluluklar arasında ortak savunuculuk zeminlerinin oluşturulmasına katkı sağlamayı hedefledi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Levent Kutay
Levent KUTAY'dan
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.