İÇ HABERLER
okuma süresi: 11 dak.

İktisatbank piyasa analizi: Kapanan kapılar açılıyor; Washington’dan esen iyimserlik risk iştahını artırıyor

İktisatbank piyasa analizi: Kapanan kapılar açılıyor; Washington’dan esen iyimserlik risk iştahını artırıyor

İktisatbank, 10 Kasım 2025’e ilişkin piyasa analiz raporunu yayımladı. Raporda, "Kapanan kapılar açılıyor; Washington’dan esen iyimserlik risk iştahını artırıyor" ifadeleri kullanıldı

Yayın Tarihi: 10/11/25 07:53
okuma süresi: 11 dak.
İktisatbank piyasa analizi: Kapanan kapılar açılıyor; Washington’dan esen iyimserlik risk iştahını artırıyor
A- A A+

İktisatbank'ın 10 Kasım 2025’e ilişkin Günlük Piyasa Analiz ve Yorumu şu şekilde:

ABD’de, 40 gündür rekor bir şekilde kapalı olan federal hükûmetin yeniden açılması için Senato’nun uzlaşma noktasına geldiğini görüyoruz. Cumhuriyetçiler ve Demokratlar, sağlık sigortası sübvansiyonları konusundaki anlaşmazlıkta ilerleme kaydederken, hükûmeti 30 Ocak 2026’ya kadar geçici olarak finanse edecek tasarı onay aşamasına geldi. Anlaşma kapsamında federal çalışanlara maaşları ödenecek, gıda yardımları yenilenecek ve bazı işten çıkarmalar geri alınacak. 

ABD'de hükûmetin açılma noktasına doğru ilerlemesi ile risk iştahının da arttığını görüyoruz. Şöyle ki, altının ons fiyatı, geride bıraktığımız haftayı, son iki hafta olduğu üzere 4 bin dolar seviyesinden ve kırmızıda tamamlasa da, bu sabah artan risk iştahı ile birlikte 4,055 dolar seviyesine yükseldiğini görüyoruz. Son haftalarda 108-109 bin dolar seviyelerinde zorlanan ve teknoloji hisselerinde finansal balon endişesi ile başlayan kâr satışlarına ayak uydurarak psikolojik 100bin dolar seviyesinin altını test eden Bitcoin de, benzer bir şekilde 106 bin dolar seviyesine yükseldi. Bu sefer de yukarıda 108-109 bin dolar seviyesinin direnç görevi üstleneceğini, geçilmesi durumunda yükseliş isteğinin ivme kazanacağını düşünüyoruz. 

Hisse senetleri cephesinde ise, ABD borsalarında son günlerde yaşanan düşüş eğilimli seyri, ralli içerisinde kısa bir düzeltme olarak gördüğümüzü geçen haftanın bültenlerinde belirtmiştik. Her ne kadar finansal balon tartışmaları devam ederken ya da yapay zekâ yatırımlara harcanan büyük paranın geri dönüşü zihinleri bir nebze de olsun kurcalarken, genel havanın çok da bozulduğunu iddia edemeyiz. En büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P500 endeksi geçen haftayı %1,6 düşüşle tamamlarken, bu sabah ABD'de hükûmetin açılacağı beklentisi ile ABD borsalarının vadeli işlemlerinde yükselişler görüyoruz. En çok darbeyi alan teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq endeksi %1,2 yükselirken, S&P500 vadelisi de benzer bir şekilde %0,7 artış kaydetti.

Büyük resimde, doların tahtının sorgulanmaya devam ettiği bir ortamda, Fed’in de gevşeyen finansal koşulları, risk iştahını genel hatları ile desteklemeye devam edeceğini düşünüyoruz. Bu sabah itibariyle, yılın son olağan Fed toplantısına (10 Aralık) yönelik 25 baz puan indirime piyasalar %67 ihtimal tanıyor. Hülâsa, sene sonu kâr alma isteği kısa vadede piyasada volatilite yaratsa da, birçok yatırımcının bunu yeni alım fırsatı olarak görmeye devam ettiğini anlıyoruz. Şayet ortada bir balon varsa henüz iğnenin ortalıkta olmadığını not etmemiz gerekiyor! İğnenin bir ihtimal ile önümüzdeki sene mayıs ayında Fed başkanı değişimi ile kendisini gösterebileceğini düşünüyoruz (ya da belki de hayal kuruyoruz).

Dolar endeksi (DXY) bir önceki haftayı azalan risk iştahına paralel %1'e yakın yükselişle tamamlayarak son üç buçuk ayın zirvesine yükselmesi ardından son üç gündür sınırlı oranda da olsa değer kaybettiğini görmüştük. Bu minvalde, dolar endeksinde aslan payına sahip EUR da benzer bir şekilde son üç buçuk ayın en düşük seviyesini 1,1468 ile test etmesi ardından cuma günü 1,1565 seviyesine toparladı. İngiltere Merkez Bankası kararı öncesinde, bütçe endişeleri ya da kamu maliyesine yönelik endişelerin gölgesinde 1,31 seviyesinin dibine kadar gerileyerek son yedi ayın dibini test eden kraliyet aslanı sterlin de 1,3140 seviyelerine toparladığını gördük. Kısa vadede dolarda yaşanan güçlenmenin uzun soluklu olmayacağını düşünüyoruz. Trump'ın tarife savaşlarına soyunduğu hatta bu yolda rekabet avantajı elde etmek için zayıf dolar talebine paralel, anlamlı geri çekilmelerin (ağırlıklı olarak dolar kısa pozisyonda olan piyasaların sene sonu pozisyon kapatmaları) dolar satmak için fırsat yaratacağını düşünüyoruz.

Gümüşe de hazır yeri gelmişken ayrı bir paragraf açmak istiyoruz. Gümüş yalnızca değerli bir metal değil, stratejik bir kaynak olarak kabul görmeye başladığını itiraf etmemiz gerekiyor. ABD, geçen hafta gümüşü kritik mineraller listesine alırken, Çin de ihracat kontrollerini sıkılaştırıp işlemleri devlet onaylı borsalarla sınırlandırdı. Bu durum, 'fiziksel' arzın daraldığı, ancak 'kâğıt' piyasaların hâlâ sınırsız arz varmış gibi davrandığı ikili bir yapı yarattı. Londra ve COMEX’teki (New York'ta dünyanın en büyük metal vadeli işlem borsası) stokların hızla eridiğini görüyoruz. 

Özellikle gümüş cephesinde, altın gümüş rasyosunun 77,50 seviyesine gelmesi ile taktiksel olarak 53 dolar seviyesinin kıyısından kâr realizasyonuna gitmiştik (altında ise kâr realizasyon seviyemiz 4,250 dolar idi). Her ne kadar hamlelerimiz yerinde olsa da, özellikle gümüşte daha iyi bir seviyeden uzun pozisyon açabilmek için endişeli bir şekilde kenarda bekliyoruz. Özellikle fiziksel piyasa ile kâğıt piyasa arasındaki farka bakarak bir sabah uyanıp  gümüşün 54 dolar seviyesindeki zirvesini aşarak görülmemiş seviyelere gitmesinden büyük endişe duyuyoruz. Teknik bir bakış açısı ile, yukarıda, ilk işaret fişeğinin 49,40 dolar üzerinde gecelik kapanış ile geleceğini düşünüyoruz. Daha uzun bir bakış açısı ile, yukarıda 49,40 dolar seviyesi aşılamazsa, daha da aşağıda yükseliş isteğinin devam etmesi için gerekli bir seviye olan 42-44 dolar seviyelerinden geçen yükseliş trendini takip edeceğiz (bakınız grafik). 

Türkiye cephesinde haftanın son işlem gününde TCMB’nin yılın son Enflasyon Raporunu takip ettik. Raporun genelinin, para politikasının kredibilitesi açısından bir miktar soru işareti yarattığını söylememiz gerekiyor. 2023 seçimlerinin ardından başlatılan dezenflasyon programıyla enflasyonun %85’lerden %32 seviyelerine kadar gerilemesi önemli bir başarı olsa da, artık katılığın belirginleştiği bir döneme girdiğimizi çok açık bir şekilde görüyoruz. Bültenlerimizi takip eden okuyucularımızın bildiği gibi, biz uzun süredir faiz (kemoterapi) kanseri (enflasyonu) bir yere kadar iyileştirir, sonrası yapısal tedavi gerektirir görüşündeyiz. Bugün geldiğimiz noktada sorunun sadece para politikasıyla çözülebilecek bir mesele olmadığını düşünüyoruz. Örneğin kira, sağlık ve eğitim gibi yapısal alanlarda kalıcı düzenlemeler olmadan, sadece talebi kısmaya dayalı sıkılaştırma politikası reel sektör üzerinde baskı yaratmaya hatta arz yönlü endişeleri de beraberinde getirdiğini unutmayalım. 

Bu başlıkların üzerinden çokça geçtiğimize göre, dönelim yılın son Enflasyon Raporunun detaylarına. TCMB Başkanı Karahan, sıkı para politikasının süreceği mesajını yinelerken, enflasyonun 2025 sonunda %31-33, 2026 sonunda %13-19 aralığına gerilemesini, 2027’de ise %9 seviyesine inip orta vadede %5 civarında kalıcı hâle gelmesini hedeflediklerini açıkladı. Gıda fiyatları ve ithalat maliyetlerindeki artış nedeniyle 2025 tahminlerinin bir miktar yukarı güncellendiğini belirten Karahan, buna karşılık iç talepte dengelenme, kur ve beklenti kanallarındaki iyileşme, TL mevduat payındaki artış ve güçlenen rezerv pozisyonunun dezenflasyon sürecini desteklediğini vurguladı. Enflasyon ara hedeflerinden sapma olması halinde ise para politikasını daha da sıkılaştırmaya hazır olduklarının altını çizdi.

İşin magazin boyutunu eminim ki pek çok yerde okumuşsunuzdur. Bize göre, TCMB'nin tahmin setinin bir türlü gerçekleşmemesi, kamu oyunda güçlü bir konsensusun oluşumunu da zorlaştırıyor. Bu da hâliyle bir miktar da olsun kredibilite kaybına sebebiyet veriyor. Mesela piyasa katılımcıları anketinin 12 ay sonrası tahmini %23,26 seviyesinde bulurken, TCMB'nin 2026 sonu hedefini %13-19 aralığında (orta nokta %16) seviyesinde bıraktı! Bizce bu noktada anlamlı bir kredibilite açığı oluştu. Öte yandan Başkan Yardımcısı Akçay, enflasyon ana eğilimde aşağı yönlü kırılmanın nerede olacağını kestirmenin zor olduğunu, ama geciktiğinin de aşikâr olduğunu söyledi! 

Haftanın son iş günü, Enflasyon Raporunun yansımalarının yanı sıra siyasi cephede cereyan eden gelişmeler ile satıcılı bir seyir kaydedildi. Aralarında CHP Lideri Özel'in de yer aldığı 12 milletvekilinin dokunulmazlıklarının kaldırılması için Meclis'e dosya sunulmasının ardından, Borsa İstanbul bankacılık endeksi günü %2,5 oranında düşüşle tamamlarken, ana endekste kayıp %1,3 oldu. Düşüşte, Enflasyon Raporu, siyasi gelişmeler kadar, hisse senetlerinde küresel ortamın da bir nebze de olsun limoni olmasının da payı olduğunu düşünüyoruz. USDTRY kuru bebek adımları ile bu sabah 42,23 seviyesine yükselirken, benzer bir şekilde CDS risk primi de 250 baz puan seviyesine hafif de olsa yükseldi. 

Yeni gün ve hafta başlangıcında, Asya cephesinde iyimser bir havanın hâkim olduğunu görüyoruz. ABD’de 40 gündür süren hükûmet kapanışının sona erebileceğine dair umutlar, hisse senetlerini yukarı taşıdı. Senato’nun hükümeti yeniden açmaya yönelik tasarıyı ilerlemesiyle teknoloji odaklı Güney Kore borsası %3,2 yükselirken, gösterge endeks Tokyo borsası ise %1 yükseliş kaydetti. Avrupa borsalarının da bugün yükselmesini bekliyoruz. ABD tahvil faizleri hafif de olsa yükselirken, petrolün varil fiyatı ise 64 doların üzerine hafif de olsa toparladı. Mali piyasaların gündeminde bugün Türkiye cephesinde sanayi üretimi, yarın ise cari denge takip edilebilir. Dünyada Kasım ayı alışveriş çılgınlığı yavaş yavaş başlarken, bizler ise bugün Atamızı, saygıyla, rahmetle ve özlemle anıyoruz.

İktisatbank Günlük Piyasa Analiz ve Yorumu 10 Kasım Pazartesi

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Levent Kutay
Levent KUTAY'dan
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Haberi Facebook'ta gör