İsrail, gazeteci cinayetleriyle "gerçeği gizlemeye" çalışıyor

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne yönelik sürdürdüğü ayrım gözetmeyen saldırılarda öldürülen gazeteci sayısı tarihte benzeri görülmemiş seviyelere ulaştı.

Son olarak İsrail'in 10 Ağustos akşamı Gazze kentindeki Şifa Hastanesi yakınında gazetecilerin kaldığı çadıra düzenlediği saldırıda aralarında Enes eş-Şerif'in de bulunduğu 6 gazeteciyi hedef alarak öldürmesi, dünya kamuoyunda büyük tepki topladı.
Filistin İçin Uluslararası Gazeteciler Ağı Kurucusu Abdulfettah Seyuri, AA muhabirine, İsrail'in Gazze'deki gazetecilere yönelik saldırılarını değerlendirdi.
Filistinli gazeteci Seyuri, İsrail'in sahada başarılı olamadığı için gazetecileri hedef aldığını belirterek "Enes eş-Şerif, Gazze’deki tüm acı sahnelerin; ölüm, kasıtlı aç bırakma politikasıyla halkı kışkırtma, Gazzeliler ve gazetecilere baskı gibi tanığıydı. Bu saldırı, işgalin, hakkın sesini ve gerçeği dünyaya iletmek isteyen her gözü susturmak istediğini gösteriyor." dedi.
Enes eş-Şerif’in hedef alınması sıradan bir olay olmadığını ve bunun İsrail için hakikatin sesi ve gerçeğin görüntüsünün en büyük tehlike olduğunun bir göstergesi olduğuna dikkati çeken Seyuri, İsrail'in şehit ettiği gazeteci eş-Şerif'in Gazze’de kadınların ve çocukların katledilmesinin, Gazze halkının kuzeyden güneye ve tüm bölgelerden zorla göç ettirilmesinin canlı bir tanığı niteliğinde olduğunu anımsattı.
Seyuri, "Gazze’ye yönelik saldırı başladığından beri İsrail, gerçeği gizlemek için sistemli bir politika izliyor. Bu, medya altyapısını yok etmekle başlayıp tüm gazeteci ve muhabirleri ortadan kaldırmakla bitiyor. Enes eş-Şerif sahada, Gazzelilerin günlük yaşamını belgeleyen, aktaran ve bizzat yaşayan biriydi. O, başka bir yerden gelmedi. Gazze’nin oğluydu, şehit oğlu ve şehit kardeşiydi. Dolayısıyla bilgi, görüntü ve kelimeyi gerçek bir duyguyla, bizzat yaşadığı bir dramdan aktarıyordu." ifadelerini kullandı.
SUİKASTLERLE MEDYA KURULUŞLARINI KORKUTMAYA ÇALIŞIYORLAR
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş'un Enes eş-Şerif'i Gazze'nin cesur gazetecisi olarak niteleyerek taziye sunduğunu ifade eden Seyuri, şerefli insanların ümmetten bu şekilde dayanışma ve destek görmesi gerektiğini zira İsrail'in uluslararası mekanizmaları caydırıcı olarak görmediğini söyledi.
Seyuri, Gazze'de şehit edilen gazeteci sayısının 238'e yükselmesini "gerçek bir felaket" olarak nitelendirerek "Modern tarihte bu kadar yüksek sayıda gazetecinin hedef alınması görülmemiştir. Oysa bütün uluslararası ve hukuki metinler, gazetecinin çatışma sırasında korunmasını öngörür. Gazze’de şu anda yaşanan en büyük mesele, gazetecilerin sesinin Siyonist oluşumu Batı karşısında yorması ve zor durumda bırakmasıdır. Çünkü Batı kamuoyu, harekete geçirici güçtür." dedi.
Öğrenci protestoları, medya gösterileri ve Avrupalı siyasi kadrolardan gelen tepkilerin, Gazze’den ulaştırılan görüntülerin açık bir etkisi olduğuna dikkati çeken Seyuri, tüm İslam ülkelerinin Gazzeli gazetecileri tüm kapasiteleriyle desteklemeleri, İsrail'le medya normalleşmesinin durdurulmasını ve dünyadaki bütün gazetecilerin yürüyüş ve protesto düzenlemesini talep etti.
Seyuri, talep ettiği bu adımların, Filistin anlatısını güçlendireceğini ve İsrail'in en rahatsız olduğu şeyin her asker ve her direnişçinin kamera tarafından kayıt altına alınması olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı:
"Filistin’de gazeteciler tarafından aktarılanların delillere ve gerçeklere dayandığını ispatlamaktadır. Önceki çatışmalarda, bilgi kaynağı yalnızca Batı medyasıydı. Şimdi ise bizde, sahada adım adım hareket eden seçkin gazeteciler var. Enes eş-Şerif ve arkadaşlarının suikastının önemli yönlerinden biri, medya kurumlarını korkutarak gerçeği karartmaktır. Buna en iyi örnek, Enes eş-Şerif’i 'terörist' ilan edip, gazeteci kılığına girdiğini iddia etmeleridir. Böylece onun itibarını zedelemeye, çevresindeki gazetecilere olan güveni sarsmaya çalıştılar. Bazı gözlemciler, bu suçlamaları iftira ve gazetecinin yaptığı doğru haberin bastırılması olarak değerlendirdi ve bunu, dürüst gazetecilere yönelik kara propagandanın bir parçası saydı."
ENES EŞ-ŞERİF'İN DE ARALARINDA BULUNDUĞU 6 GAZETECİNİN ÖLDÜRÜLMESİ
İsrail ordusunun, 10 Ağustos akşamı Gazze kentindeki Şifa Hastanesi yakınında gazetecilerin kaldığı çadıra düzenlediği saldırıda, Al Jazeera muhabirleri Enes eş-Şerif ve Muhammed Kurayka'nın da aralarında bulunduğu 6 gazeteci hayatını kaybetmişti.
Katar merkezli Al Jazeera televizyonunun saha muhabiri olan Şerif, Gazze’deki medya ablukasını kıran, açlık ve İsrail katliamlarını dünyaya duyuran nadir seslerden birisiydi.
Al Jazeera muhabirleri Enes eş-Şerif ve Muhammed Kurayka’nın da aralarında bulunduğu 6 gazetecinin hayatını kaybettiği saldırının ardından, savaşın başlangıcından bu yana İsrail tarafından öldürülen gazeteci sayısı 238’ye yükseldi.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.