EKONOMİ & FİNANS
okuma süresi: 11 dak.

Asgari ücret açıklandı: Peki şimdi ne olacak?

Asgari ücret açıklandı: Peki şimdi ne olacak?

Birçok kişinin beklediği asgari ücret belirlenirken, piyasaya yansımaları da merak konusu oldu. Artan maliyetler nedeniyle işsizlik riskinin yükseleceği ve enflasyonun asıl nedeninin ücret artışları değil, kar hırsı olduğu yönündeki görüşler taraflarca yüksek sesle dile getirildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Gardiyanoğlu ise çalışma hayatının iyileştirilmesinin gündemde olduğunu açıkladı.

Yayın Tarihi: 23/07/25 18:00
okuma süresi: 11 dak.
Asgari ücret açıklandı: Peki şimdi ne olacak?

Yılın ikinci asgari ücretinin brüt 51 bin 202 TL, net 44 bin 546 TL olarak belirlenmesi sonrası, akıllarda yapılan açıklamalar kaldı.

Bir kesim, hayat pahalılığının zaten fiyatlara yansıdığını ve asgari ücret artışlarının enflasyonun nedeni olmadığını savunurken, diğer kesim ise artan maliyetlerin işletmeleri zorlayacağını ve işsizlik riskini yükselteceğini öne sürüyor. İşçi tarafı artan enflasyondaki asıl sebebin asgari ücret artışı değil, kar hırsı olduğunu vurguluyor.

Hayat pahalılığının asgari ücrete yansımasının hemen ardından, sigara ve biraya art arda zam gelmesi; raflardaki diğer ürünlerin ve genel hayat pahalılığının seyrine ilişkin “Peki şimdi ne olacak?” sorusunu gündeme taşıdı.

İŞVEREN TEMSİLCİSİ ALP: GELECEK ALTI AYDA İŞYERLERİ KAPANACAK, İŞSİZLİK ARTACAK

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işveren tarafını temsil eden Cengiz Alp, belirlenen yeni ücretin ardından hükümeti eleştirdi. Hükümetin kamu maaşlarını ödeyebilmek için borçlandığını ifade eden Alp, “Biz bu orana evet demek isterdik. Ancak hükümet, kamu maaşlarına yansıtılan yüzde 17,79’luk enflasyonu gelecekten borçlanarak ödüyor. Enflasyonla mücadelede fedakârlık nerede?” dedi. Alp, hükümetin bu yıl içinde kamu maaşlarını karşılayabilmek için üç kez döviz, bir kez de Türk Lirası cinsinden borçlandığını da söyledi.

Alp, enflasyona endeksli ücret artışlarının sürdürülebilir olmadığını savunarak, “Bu gidişat, gidişat değildir. Sürekli enflasyona bağlı ücret artışları, ülkemizi ve ekonomimizi rekabet dışına itiyor, geleceğimizi ipotek altına alıyor” şeklinde konuştu. Yeni asgari ücretin işverene getireceği yükün ağır olacağı uyarısında bulunan Alp, önümüzdeki altı ay içinde daha fazla iş yerinin kapanabileceğini ve işsizliğin artacağını dile getirdi.

İŞÇİ TEMSİLCİSİ SERDAROĞLU: HAYAT PAHALILIĞI BELİRLENİR BELİRLENMEZ AKARYAKITA ZAM GELDİ; UMARIM ASGARİ ÜCRETİN ARDINDAN DA ELEKTRİK ZAMLANMAZ

Öte yandan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işçi tarafını temsil eden Hür-İşçi Sendikaları Federasyonu (Hür-İş) Başkanı Ahmet Serdaroğlu, belirlenen asgari ücretin istedikleri rakam olmasa da mevcut koşullarda alınabilecek en iyi rakam olduğunu söyledi. Serdaroğlu, “Taban fiyatımız, yani kırmızı çizgimiz olan hayat pahalılığı oranında hükümet yetkilileriyle bir mutabakat sağladık” dedi.

Serdaroğlu, asgari ücretin belirlenmesinden önce bile piyasada fiyatların yükselmeye başladığını gözlemlediklerini belirterek, “Hayat pahalılığı oranında artışlar, daha asgari ücret belirlenmeden piyasaya yansıtıldı. Bunu yapanlardan biri de ne yazık ki hükümet oldu” ifadelerini kullandı. Akaryakıt fiyatlarına zam yapıldığını hatırlatan Serdaroğlu, “Umarım şimdi de asgari ücret açıklandı diye elektrik fiyatları artmaz” uyarısında bulundu.

Komisyonda yapılan bu açıklamalar, asgari ücretin enflasyon üzerindeki etkisine ilişkin merak uyandırdı.

TİCARET ODASI: ASGARİ ÜCRETİN HAYAT PAHALILIĞI ORANINDA ARTIRILMASI, PEK ÇOK İŞLETMENİN KAPANMASINA VE KÜÇÜLMESİNE NEDEN OLACAKTIR

Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) ise asgari ücret tartışmalarına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, asgari ücretin hayat pahalılığı oranında artırılmasının mümkün olmadığını savunmuştu.

Ticaret Odası'nın yapmış olduğu açıklamada, “Bu yola gidilmesi pek çok işletmenin kapanmasına veya en azından küçülmesine neden olacaktır. Bu durum ise daha fazla daralma ve ekonomik durgunluğun devamı anlamına gelir” denilmişti.

"REKABET GÜCÜMÜZ AZALIYOR"

Mevcut enflasyonist süreçte ücret artışlarının fiyatları da tetiklediğini belirterek, bunun kısır bir döngü yarattığını ve rekabet gücünün giderek azaldığını vurgulayan Ticaret Odası, “Rekabet gücümüzün azalması nedeniyle asgari ücreti hayat pahalılığı oranında artırmak mümkün değildir” ifadesine yer vermiş, küçük esnafın bu daralmadan en çok etkilenecek kesim olacağını belirtmişti.

BAĞIMSIZLIK YOLU: YILLARDIR ASGARİ ÜCRET HAYAT PAHALILIĞININ ALTINDA ARTIŞ GÖSTERDİ, BUNA RAĞMEN ZAM ÜSTÜNE ZAM YEDİK

İşveren tarafı artan maliyetlerin işletmeleri zorlayacağını ve işsizlik riskini yükselteceği konusunda hemfikir olurken, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işveren temsilcisi Cengiz Alp’in “önümüzdeki 6 ayda hayat pahalılanacak, işsizlik artacak, iş yerleri kapanacak” şeklindeki açıklamalarına Bağımsızlık Yolu Omorfo Bölge Sorumlusu Celal Özkızan’dan yanıt geldi.

Özkızan, “Son 15 yıldır asgari ücrete çoğu zaman hayat pahalılığının altında artış verildi, hatta dönem dönem hiç artış yapılmadı. Buna rağmen son 15 yılda hayatın ucuzlaması bir yana, zam üstüne zam yaşadık” diyerek, hayat pahalılığının asgari ücret artışından kaynaklandığı tezinin çürüdüğünü ifade etti.

Halkın alım gücü düşerken zenginlerin daha da zenginleştiğini ifade eden Özkızan, “Ekonomi sürekli büyüyor ama sanki kıtlık ve savaş koşullarındaymışız gibi 'asgari ücret artarsa hayat pahalılanacak' diyorlar” ifadelerini kullandı.

"ZAMLARIN SEBEBİNİN ASGARİ ÜCRET OLDUĞUNA DAİR TEK BİR BİLİMSEL VERİ YOK; ASGARİ ÜCRET HAYAT PAHALILIĞININ ALTINDAYKEN DE ZAMLAR DEVAM EDİYORDU"

Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Umut Ersoy ise “Hayat pahalılığının altında belirlenen asgari ücret altı ay boyunca yerinde sayarken zamlar yağmaya devam etti. Zamların sebebi asgari ücret değil. Bu iddianızı destekleyecek tek bir bilimsel veri ya da analiz ortaya koyamıyorsunuz” ifadelerini kullandı.

İnfografik: Bağımsızlık Yolu

"ÖZEL SEKTÖRDE ÇALIŞANLARIN YÜZDE 77’Sİ ORTA VE BÜYÜK İŞLETMELERDE; DEVLET AZ SAYIDA İŞÇİ ÇALIŞTIRAN KÜÇÜK İŞLETMELERE DESTEK VEREBİLİR"

Özkızan ayrıca, asgari ücret artışlarının esnaf ve küçük işletmeleri zorlayabileceği görüşüne katıldığını ancak özel sektörde çalışanların büyük çoğunluğunun esnaf ya da küçük işletmelerde değil, orta ve büyük işletmelerde istihdam edildiğini vurguladı.

Bağımsızlık Yolu'nun paylaştığı İstatistik Kurumu'nun 2023 yılı istihdam verilerine göre, özel sektörde 178 bin 793 kişi çalışırken bunun 137 bin 242’si, yani yüzde 77’si en az 11 işçi çalıştıran orta ve büyük işletmelerde istihdam ediliyor. Yanında 10 ve daha az işçi çalıştıran esnaf ve küçük işletmeler ise toplam istihdamın sadece yüzde 23’ünü oluşturuyor.

Özkızan bu veriler ışığında, devletin hem asgari ücrete uygun bir artış yapıp hem de az sayıda işçi çalıştıran esnaf ve küçük işletmelere destek vererek bu kesimleri zor durumdan kurtarabileceğini belirtti.

PROF. DR. KARA: ENFLASYONU YALNIZCA DÖVİZ KURU YA DA ASGARİ ÜCRET İLE AÇIKLAMAK, SORUNUN GÖRÜNEN YÜZÜNE BAKMAK OLUR

Geçtiğimiz günlerde Dünya Bankası’nın yayımladığı rapor ve asgari ücretin enflasyon üzerindeki etkileri hakkında Kıbrıs Postası'na değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Engin Kara, 2024 yılında yıllık enflasyonun yüzde 48 seviyesinde gerçekleştiğini, aynı dönemde Türk Lirası’nın sterlin karşısında yaklaşık yüzde 13 değer kaybettiğini belirtmişti.

Prof. Dr. Kara, kurdaki değer kaybının enflasyona etkisini sorgulamanın önemli olduğunu vurgulayarak, “Sermaye girişleri 10 kat artarken, konut fiyatları sterlin bazında ikiye katlandı. Enflasyonu yalnızca döviz kuru ya da asgari ücret artışlarıyla açıklamak, meselenin sadece görünen yüzüne bakmak olur. Bu, sadece teknik bir hata değil, aynı zamanda bilinçli bir tercih olabilir. Gerçeğin yalnızca yarısını anlatan bir rapor, eksik kalmakla kalmaz, aynı zamanda adaletsizlik üretir” demişti.

"MAAŞLAR FİYATLAR KADAR ARTMAZSA, ARADAKİ FARK SERMAYEYE KAYAR; ENFLASYON MÜCADELESİ, AYNI ZAMANDA GELİR ADALETİNİ KORUMALI"

Maaşların fiyatlar kadar artmaması durumunda ise aradaki farkın sermayeye kayacağını belirten Kara, “Bu sadece adaletsizlik yaratmakla kalmaz, ekonomik sistemin iç dengesini de bozar” ifadelerini kullanmıştı.

Enflasyonla mücadelenin yalnızca fiyat istikrarını sağlamakla sınırlı olmadığını, aynı zamanda gelir adaletini korumayı da hedeflemesi gerektiğini belirten Kara, maaş politikasının da bu mücadelenin merkezinde yer alması gerektiğini vurgulamıştı.

Kara son olarak, hayat pahalılığıyla mücadelede asgari ücret için etkin bir mücadele verilmediği takdirde, enflasyonun yalnızca fiyat artışlarına değil, aynı zamanda toplumsal eşitsizlik yaratan tehlikeli bir mekanizmaya dönüşeceğini de ifade etmişti.

PEKİ ŞİMDİ NE OLACAK?

Önümüzdeki aylarda işletmelerin ve çalışanların bu ücret artışına nasıl tepki vereceği, fiyatların seyri ve ekonomik destek politikalarının nasıl şekilleneceği yakından izlenecek. Bu süreçte ücret, fiyat ve destek mekanizmalarının dengeli şekilde yönetilmesi, ekonomik istikrar ve sosyal adalet açısından kritik öneme sahip olacak.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, Asgari Ücret Saptama Komisyonu’nda asgari ücretin belirlenmesinin yanında çalışma hayatının iyileştirilmesi konusunun da ele alındığını belirtti. İşçi ve işveren taraflarının görüşleri doğrultusunda kalıcı ve sürdürülebilir bir yapı için çalışmalar yürütüleceğini ifade eden Gardiyanoğlu, Başbakan’ın talimatıyla yarından itibaren ilgili kurumlarla iletişime geçip Ağustos ayında bu çalışmaları sonuçlandırmayı planladıklarını açıkladı.

Gardiyanoğlu, “Amacımız yıllardır konuşulan ve hep havada asılı duran konuları sonuçlandırmak, işçilerimizin daha rahat nefes alabilmesi, işverenlerimizin daha sürdürülebilir bir yapıya kavuşması ve maliyetlerin düşürülmesi” dedi. Gardiyanoğlu, Ocak 2026’da belirlenecek bir sonraki asgari ücret için ise artış oranını azaltmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Levent Kutay
Levent KUTAY'dan
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.