Kayıt dışı ekonomi ve kara para ile mücadelede yeni bir döneme mi giriliyor?

Maliye Bakanı Özdemir Berova, kayıt dışı ekonomiye karşı kararlı adımlar atmayı hedefliyor. Bu yıl vergi gelirlerinde önemli artışlar kaydedilirken, Türkiye ile imzalanan İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması kapsamında, kurumsallaşmaya yönelik ilk somut adım olan “Suçtan Kaynaklanan Mal Varlığı Değerlerinin Aklanmasının Önlenmesi Çalıştayı” düzenlendi. Uzmanlara göre, kayıt dışı ekonomiyle mücadelede kurumsallaşmış bağımsız denetim mekanizmaları ve kapsamlı reformlar şart.

Kuzey Kıbrıs’ta uzun süredir gündemde olan kayıt dışı ekonomi ve kara para aklama sorunlarına karşı hükümet, 2025 yılı için kararlı adımlar atmayı hedefliyor. Maliye Bakanı Özdemir Berova’nın “kayıt dışı ekonomiyle mücadele yılı” ilan ettiği 2025’te, vergi gelirlerinde önemli artışlar kaydedilirken, bu mücadeleyi kurumsallaştırmaya dönük ilk somut adım “Suçtan Kaynaklanan Mal Varlığı Değerlerinin Aklanmasının Önlenmesi Çalıştayı” oldu.
Bu çalıştay, yerel uzmanların ve uluslararası raporların yıllardır vurguladığı eksikliklere yanıt verme amacını taşırken ve ülkede ekonomik güvenilirliği artırma ile uluslararası standartlara uyum sağlama yolunda kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.
ÖZDEMİR BEROVA: 2025 YILI KAYIT DIŞI EKONOMİYLE MÜCADELE YILI OLACAK; BU YIL VERGİ GELİRLERİNDE CİDDİ ARTIŞLAR YAŞADIK
Geçtiğimiz haftalarda Kıbrıs Postası’na konuşan Maliye Bakanı Özdemir Berova, 2025’i “kayıt dışı ekonomiyle mücadele yılı” ilan ettiklerini açıklamıştı. Berova, bu kapsamda yılın ilk beş ayında vergi gelirlerinde geçen yıla kıyasla yüzde 69, dahili KDV gelirlerinde ise yüzde 91 artış sağlandığını belirterek, bu artışı ekonominin giderek daha fazla kayıt altına alınmasıyla ilişkilendirmişti.
Berova’nın açıklamaları, uzun süredir hem yerel uzmanlar hem de uluslararası raporlar tarafından dile getirilen kayıt dışılıkla mücadele eksikliğine karşı devletin artık daha somut adımlar atmayı hedeflediğini gösteriyor.
KAYIT DIŞILIKLA MÜCADELEYE KURUMSAL ZEMİN: KARA PARAYLA MÜCADELE ÇALIŞTAYI DÜZENLENDİ
Geçtiğimiz günlerde ise bu çalışmalar kapsamında Maliye Bakanlığı, kayıt dışı ekonomi ve suç gelirleriyle mücadelede kurumsal kapasiteyi artırmak amacıyla “Suçtan Kaynaklanan Mal Varlığı Değerlerinin Aklanmasının Önlenmesi Çalıştayı” düzenledi. 6-7 Ağustos tarihlerinde Cumhuriyet Meclisi Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen çalıştay, Türkiye ile Kuzey Kıbrıs arasında imzalanan 2025 Yılı İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması kapsamındaki eylem planı çerçevesinde organize edildi.
İlk kez düzenlenen etkinlikte, Maliye Bakanlığı’na bağlı ilgili birimlerle birlikte Türkiye Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) temsilcileri de yer aldı. Çalıştayda, kara para aklama ile mücadelede denetim, raporlama ve uluslararası uyum mekanizmaları ele alındı; teknik bilgi ve deneyim paylaşımı yoluyla kapasite geliştirilmesi hedeflendi.
ULUSLARARASI RAPORLAR VE ELEŞTİRİLER, KURUMSAL ADIMLARIN ÖNEMİNİ ORTAYA KOYMUŞTU
Kuzey Kıbrıs’ta" kara para aklama riski, yalnızca yerel düzeyde değil, uluslararası kamuoyunda da uzun süredir dile getirilen bir sorun. İngiltere’nin Kıbrıs’taki eski Yüksek Komiseri İrfan Siddiq, geçtiğimiz yıl yaptığı açıklamada, kara para trafiğinin güneyden kuzeye kaydığına dikkat çekmiş; Güney Kıbrıs’ın Rusya’ya yönelik yaptırımları uyguladığını, ancak kuzeyde bu konuda ciddi bir boşluk bulunduğunu ifade etmişti.
Benzer bir değerlendirme, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan “Uluslararası Narkotik Denetim ve Strateji Raporu”nda da yer almıştı. Raporda, Kuzey Kıbrıs’ta kara para aklamayla mücadeleye yönelik kalıcı ve etkin bir kurumsal çerçevenin bulunmadığı vurgulanmış, kumarhaneler ve off-shore bankacılık sistemi ise bu alandaki başlıca risk alanları arasında sayılmıştı.
Bu uluslararası eleştiriler, Maliye Bakanlığı’nın düzenlediği çalıştayın yalnızca teknik değil, aynı zamanda dış politika ve ekonomik güvenilirlik açısından da kritik bir adım olduğunu ortaya koymuştu.
GÜNEY KIBRIS BİR ÖRNEK OLABİLİR: AMLD, AVRUPA BİRLİĞİ’YLE TAM UYUMLU BİR SİSTEMLE MÜCADELE VERİYOR
Şimdiye kadar kara para aklama ile mücadelede yetersiz denetim mekanizmaları, yalnızca uluslararası raporların değil, kamuoyunun da eleştiri odağında yer aldı. Güney Kıbrıs, Avrupa Birliği’nin Kara Para Aklamayı Önleme Direktifleri’ne (AMLD) tam uyumlu bir sistemle hareket ederken, bankalar, muhasebeciler ve avukatlar gibi yükümlü meslek grupları, düzenli şüpheli işlem bildirimi ve kapsamlı raporlama yükümlülüğü altında faaliyet göstermekte.
Bu yapısal farklar, kamuoyunda “Neden bizde benzer bir sistem kurulamıyor?” sorusunun giderek daha fazla dillendirilmesine neden oldu.
METE FERİDUN: KAYIT DIŞI EKONOMİ VERGİ ADALETİNİ ZEDELERKEN, AYNI ZAMANDA KAMU KAYNAKLARINI SINIRLAYAN VE TOPLUMSAL GÜVENİ AŞINDIRIYOR
Öte yandan, bir dönem İngiltere Merkez Bankası’nda da görev yapmış olan, Doğu Akdeniz Üniversitesi Finansal Düzenleme ve Risk Yönetimi Merkezi Başkanı ve Bankacılık ve Finans Bölümü Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mete Feridun, kayıt dışılığın sadece ekonomik değil, aynı zamanda yapısal bir soruna dönüştüğünü ortaya koyuyor.
Ülke gelirlerin ciddi bir bölümünün kayıt dışında kaldığına işaret eden Feridun, vergi adaletini zedeleyen, kamu kaynaklarını sınırlayan ve toplumsal güveni aşındıran bu tabloya karşı kapsamlı reformlar gerektiğini vurguluyor. Bu değerlendirmeler, çalıştay gibi kurumsal kapasiteyi artırmaya dönük adımların neden bugün atıldığını da açıklıyor. Uluslararası raporların da işaret ettiği gibi, kara para aklama ve kayıt dışı ekonomiyle mücadele için güçlü bir mali istihbarat yapısına ve bağımsız denetime duyulan ihtiyaç artık ertelenemez bir noktaya ulaşmış durumda olduğu ifade ediliyor.
DERVİŞ KEMAL DENİZ: KAYIT DIŞI EKONOMİ YALNIZCA MALİ DEĞİL, SİYASİ VE TOPLUMSAL BİR TEHDİT
Geçtiğimiz haftalarda Kanal T’de katıldığı programda konuşan Ekonomi Eski Bakanı Derviş Kemal Deniz, ülkede kayıt dışı ekonomi ve yolsuzluğun yalnızca mali değil, siyasi ve toplumsal bir tehdit haline geldiğini vurgulamış, yolsuzluk nedeniyle hak edilmemiş gelirlerin sisteme dahil edilmediğini ve vergilendirilmediğini belirtmişti.
Kayıt dışı ekonomi ve yolsuzluk büyüdükçe ülkedeki güç dengelerinin bozulduğunu ifadelerini kullanan Deniz, “Eğer kayıt dışı gelirler ve yolsuzluk kurumsallaşırsa, bu paraları elinde tutan güç grupları devletin yönetimine müdahale eder. Kimlerin seçileceği, kimlerin bakan olacağı ve hangi kararların alınacağına bu gruplar karar verir. Bu, demokrasiyi zedeler, halkın devlet kurumlarına olan güvenini yok eder,” demişti.
Bu bağlamda, kayıt dışı sistemin kurumsallaşmasına karşı kara paraya karşı kurumsal ve etkin bir mücadele sisteminin oluşturulması önemli bir hedef olarak öne çıkıyor.
KAYIT DIŞI EKONOMİ İLE MÜCADELE İÇİN KURUMSALLAŞMIŞ BAĞIMSIZ DENETİM MEKANİZMALARI VE KAPSAMLI REFORMLAR ŞART
Uzmanlara göre, kayıt dışı para ile mücadele yalnızca teknik bir gereklilik değil; ekonomik güvenilirlik, uluslararası itibar ve toplumsal adalet açısından da kritik öneme sahip.
Uzmanlar ve uluslararası raporlar, kalıcı başarı için güçlü mali istihbarat yapıları, bağımsız denetim mekanizmaları ve kapsamlı reformların gerekli olduğunu işaret etmekte. Tüm bu değerlendirmeler, kayıt dışı ekonominin ve kara paranın kurumsallaşmasına karşı kurumsal ve etkin bir mücadele sistemi oluşturmanın Kuzey Kıbrıs’ın sürdürülebilir kalkınması ve demokratik işleyişi için vazgeçilmez bir hedef olduğunu ortaya koymakta.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.