Rum yönetimi, eski Rum mallarını alan-satanlara karşı “sürek avı” başlattı

Fileleftheros haberi “Gaspçı Avı… Kıbrıs Cumhuriyeti İzlerini Sürüyor… Zorluklara Rağmen Kıbrıs Rum Malı Çalan, Satın Alan ve Satışını Sağlayanlarla İlgili Konuların İpliği Pazara Çıkarılıyor” başlığıyla manşete çekti.

Gazete, Rum yönetiminin, KKTC’den eski Rum malı alan-satanların izini sürdüğü ve kovuşturulmaları hedefiyle soruşturma yürüttüğünü yazdı. Haberde, Türk vatandaşlığı da bulunan İsrailli iş adamı Simon Minstrel Aykut’un “yakalanan en büyük balık” olabileceğine işaret edilerek, bu tutuklamanın başka konuların da çözülmesine yardımcı olabileceği kaydedildi.

Emlak alım-satımlarında aracılık yapmakla suçlanan Martin Josef Rikels isimli Alman’ın, Güney Kıbrıs’a giderek Rum polisine ifade vermesi davetine icabet etmediği için hakkında uluslararası tutuklama emri çıkarıldığı bilgisi de verildi.

Haberde, Rum yönetiminin, başlattığı “sürek avı” çerçevesinde inşaatçılar, satıcılar, alıcılar, aracılar ve reklamcıları hedef alan bazı kriterler belirlediği ve bu kriterler çerçevesinde Türkler, Kıbrıslı Türkler, Ruslar, İsrailliler, İranlılar, İngilizler ve Avrupalıların izini sürmekte olduğu kaydedildi.

Gazete, Rum makamlarının, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) 2006’dan bugüne yaptığı işlemlere ilişkin Türk medyasında yer alan verilerin araştırıldığını ve bilgilerin doğru olduğunun belirlendiğini yazdı. Haberde, “gaspçı” diye nitelenen kişilerin izinin bulunup, delillerin toplandığını ve davaların yargıya intikal ettirileceği kaydedildi.

Alithia ise haberi “İşgal Bölgelerindeki Mallarımız El Değiştiriyor” başlıklı manşet haberinde, Rum yönetiminin mülkiyet meselesini yargı yoluyla çözmeye karar vermiş göründüğünü ancak bu sorunun yargı yoluyla çözülemeyeceğini vurguladı.

Haberde, mülkiyet meselesinin, TMK üzerinden çözülmekte olduğu ve BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Holguin müzakereleri başlatmayı başarırsa, masada karşılarında malların yeni sahiplerini bulacaklarına dikkat çekildi. Bütün bunlar olurken Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in Guterres Çerçevesi’ni, “ilk söz hakkını mal sahibine değil, kullanıcısına veriyor diye” reddettiğine vurgu yapıldı.