Rum Ulusal Konseyi'nde "yoğun bilinmezlik korkusu” hakim oldu

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis başkanlığında dün gerçekleştirilen “Ulusal Konsey” toplantısının “Kıbrıs sorununda ertesi gün" ile ilgili yoğun kaygı içerisinde geçtiği, referans noktasının, sürecin ertesi gününe ilişkin yoğun bir bilinmezlik korkusu olduğu bildirildi.

Politis haberi “Çoklu Konferans Şimdilik Kör Randevu… Ulusal Konsey’de Cenevre Hazırlıklarına ve Ertesi Güne Dair Kaygı” başlığıyla manşete çekti.
Habere göre, Kıbrıs sorununa dair meselelerin çok da açılmadığı dünkü toplantıda Rum Yönetimi Başkanı Hristodulidis, BM’nin tavrı ve sürece katacağı içerikle ilgili somut cevap verebilecek durumda görünmediği için salonda kaygı hakimdi. Bu çerçevede bazı konsey üyelerinin gündeme getirdiği konulardan biri, Hristodulidis’in ertesi gün ile ilgili bir dizi olası senaryoyu göğüslemeye hazırlanma yöntemiydi.
Hristodulidis Konsey üyelerinin itirazlarına karşılık, çabalarını desteklemek üzere kurduğu Kıbrıs sorunu grubunu öne çıkardı ve Konsey üyelerinin ısrarlı soruları üzerine grup üyelerinin isimlerini de verdi. Kıbrıs sorunu grubu üyeleri Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos, Başsavcı Yorgos Savvidis, Hukuk Dairesi üyelerinden hukukçu Ahilleas Emilianidis, Levon Arakelian ve siyaset bilimci Vasilis Protopapas. Hristodulidis, Rum tarafının siyasi yaklaşımının şekillendirilmesinde siyasi partilerin belirleyeceği üyelerden oluşacak grubun da destek verebileceğini söyledi.
Ulusal Konsey toplantısı sonrasında üç parti başkanı ile görüştüğünü yazan gazete, siyasi parti başkanlarının görüşlerinden çıkardığı özeti “Konsey toplantısında Rum tarafının şu anda BM’nin olası bir müzakerenin özü konusunda nasıl hareket edeceğini tayin edebilecek yahut algılayabilecek durumda olmadığı ortaya çıktı.” ifadesiyle aktardı.
Habere göre katılımcılar, Kıbrıs Türk tarafının ve Ankara’nın bundan sonraki hareketlerine ve Rum tarafının hedeflerinin ölçüsüne odaklandığı için her zaman olduğu gibi dünkü toplantıda da görüşlerde çok çeşitlilik hakimdi ve Hristodulidis’in hareket ve tercihlerine destek çıkmayı hedefleyen bir görüş ve kanaat birliğine ulaşılamadı.
Toplantıda, çözüm çerçevesinin Rum tarafının anladığı gibi idamesi gereği başta olmak üzere BM’nin yaklaşımının güvence altına alınmadığı söylendi. Genel Sekreter'in bundan sonraki adımlarının Güvenlik Konseyi’nin başka üyelerinin, egemenlik meseleleriyle ilgili ortalama mesafe aramaya çalışacak fikir ve değerlendirmeleriyle modernize edileceği algısı hakimdi. Bazı konsey üyeleri Maria Angela Holguin’in raporunu ve özellikle BM Barış Gücü’nün görev süresiyle ilgili son raporlarında Güvenlik Konseyi’nin konvansiyonel ve eşit mesafe yaklaşımlarını hatırlattı.
Hristodulidis, Cenevre’deki görüşmede olacaklar, bugüne kadar bilinen genel çözüm çerçevesini erozyona uğratacak fikirler ortaya çıkması halinde Rum tarafının manevra yapması gerekip gerekmeyeceği ve nasıl bir manevra yapacağı konularında çok da aydınlatıcı olmadı. Bazı konsey üyeleri Hristodulidis’in aktif hareket etmesi ve özlü bir diyalog olana kadar Genel Sekreter’in çerçevesi ekseninde bir yol haritası çizmesi gerektiği görüşünü ortaya koydu.
Haravgi “Çoklu Konferans Arifesinde Beklentiler Düşük ve Okumalar Farklı… Ulusal Konsey’in Uzun Süren Toplantısında İyi Ön Hazırlık İçin Başkan’a Öneriler” başlıklı manşet haberinde Rum Sözcü Konstantinos Letimbiotis’in Konsey toplantısının ardından yaptığı açıklamada “Gayrıresmi beşli konferans konusunda arzu ettiğimiz noktada değiliz.” dediğini aktardı.
Gazeteye göre, arzu ettikleri noktanın müzakerelerin yeniden başlaması olduğunu kaydeden Letimbiotis “Ancak idame ettirilmek ve genişletilmiş konferanstan sonra daha da hızlandırılmak istenen bir miktar ilerleme ve hareketlilik kaydedildi.” dedi.
Konstantinos Letimbiotis dünkü konsey toplantısında Hristodulidis’in Ulusal Konsey üyelerine 15 Ekim 2024’teki akşam yemeğinden ve 22 Ekim 2024’te yapılan son Ulusal Konsey toplantısından bu yana meydana gelen gelişmeler hakkında bilgi verdiğini belirtti.
Fileleftheros “Olumlu Sonuç Elde Etmek İstiyor” başlıklı haberinde Rum yönetiminin, Cenevre’de yer alacak gayrıresmi formattaki çoklu konferansa kadarki dönemde yapılacak çalışmayı belirleyici bulduğunu, konferansa yönelik iyi ön hazırlığa ve özellikle olumlu sonuç çıkmasına yatırım yaptığını yazdı.
Gazeteye göre Hristodulidis’in yaptığı bilgilendirmeden anlaşıldığı üzere, DiCarlo ile görüşmesinde, Cenevre öncesinde özlü bir ön hazırlık yapılmasının önemine vurgu yaptı. Rum tarafı açısından İyi ön hazırlığın şu iki parametresi var: “Daha Cenevre’ye gitmeden önce herkesin, çoklu konferansın sonucunu kabul edeceğine dair bir işaret olmasına katkı sağlayacak. Türkiye’nin, müzakerelerin ilerleyemeyeceği söylemine yardımcı olacak olumsuz bir sonuçtan kaçınılması için Cenevre’de büyük dikkat gerekiyor.”
Konsey toplantısında söylendiği üzere DiCarlo düne kadar, Rum yönetimine bölgede yaptığı temaslar hakkında herhangi bir bilgilendirme yapmadı. Rum yönetimi bunu, “Ankara değişmez tezlerini tekrarlayan aleni açıklama yapmaktan kaçınarak çok daha olumlu bir yaklaşım sergiliyor.” şeklinde okuyor. Rum yönetimi DiCarlo’ya, Cenevre’ye güven yaratıcı önlemleri tartışmaya değil Kıbrıs sorununun özü ile meşgul olmak için gideceğini vurguyla söyledi.
Alithia haberi “Ulusal Konsey’den Hiçbir Aydınlatma Yok… Genişletilmiş Görüşmeye Birkaç Hafta Kala Siyasi Parti Başkanlarından Daha Önce Binlerce Kez Söylenmiş Açıklamalar” başlığıyla aktardı.
Hristodulidis’in DiCarlo’nun ziyareti sonrasında Kıbrıs sorunundaki son gelişmelerle ilgili bilgi verdiği dünkü uzun soluklu Konsey toplantısında Cenevre görüşmesine birkaç hafta kalmasına rağmen Kıbrıs sorununa dair hiçbir aydınlatma olmadığını yazan gazete, siyasi parti başkanlarının toplantı sonrasında yaptığı açıklamalarda da, daha önce binlerce kez söylediklerini tekrar ettiklerine dikkat çekti.
Habere göre DİSİ ve Meclis Başkanı Annita Dimitriu Kıbrıs sorununun 1974’ten bu yana en kritik dönüm noktasında bulunduğu ve ana meselenin, müzakerelerin uzlaşılmış çerçevede ve koptuğu noktadan yeniden başlaması olduğunu söyledi. Stratejiye ve iyi bir ön hazırlığa ihtiyaç olduğunu belirten Dimitriu DİSİ olarak bu çabada üzerine düşen ulusal sorumluluklarını üstleneceklerini kaydetti
AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu AKEL olarak Cenevre öncesinde gerek gayrıresmi genişletilmiş görüşme gerekse ertesi güne dair somut öneriler sunduklarını belirterek, “Türkiye ve Kıbrıs Türk liderliği resmi olarak uzlaşılmış çözüm zemininden iki devlet çözümüne kaydığından, Kıbrıs sorunu 7 yıldan uzun süredir çıkmazda bulunduğundan, uluslararası çevrelerde çözümle ilgili farklı fikirler dolaşıyor olduğundan Rum tarafının tutumunu netleştirmesinin önemli olduğunu” söyledi. Rum tarafının, müzakerelerin 2017’de koptuğu noktadan, müzakere müktesebatı korunarak yeniden başlaması tutumunu ve Guterres Çerçevesi’ni ve havada kalan meseleleri görüşmeye hazır olduğunu iletmesi gerektiğini ekledi. Cenevre ve ertesi gün üzerinde düşünülmesi gerektiğini de söyleyen Stefanu AKEL olarak bu konuda da somut fikirler sunduklarını, Hristodulidis talep ederse bu fikirleri daha da somutlaştırabileceklerini kaydetti.
DİKO Başkanı Nikolas Papadopulos uzun bir durağanlıktan sonra Kıbrıs sorununda yaşanan hareketliliği olumlu bulduğunu açıkladı ve “Belirleyici bir anda olduğumuzu ve önümüzde çok zor bir sahne görmezden gelemeyiz. Türkiye öze olumsuz bakıyor ve mevcut prosedürün devamına her türlü engeli getiriyor. Buna rağmen Başkan’ın çabalarına destek vermeliyiz.” ifadesini kullandı.
ELAM (Ulusal Halk Cephesi) Başkanı Hristos Hristu Cenevre’nin önemli gelişmeleri gündeme getirmeyeceğini, uygun şartlar yoksa Rum yönetiminin bu görüşmelere gitmemesi gerektiğini söyledi.
EDEK Başkanı Marinos Sizopulos Türkiye’nin “çelişik ve dengesiz” diye nitelediği tavrı nedeniyle beşli konferanstan olumlu sonuç çıkmayacağı iddiasında bulundu. Rum tarafının bazı noktalarda tehlikeli tavizler verdiğini, bu nedenle EDEK’in, müzakerelerin Guterres Çerçevesi zemininde Crans Montana’da koptuğu yerden yeniden başlamasına karşı olduğunu kaydetti.
DİPA Başkanı Marios Karoyan bu dönem boyunca doğru bir ön hazırlık yapılması, olası risklerin azaltılması, nihai Türk siyasetini doğru dengelemeleri gerektiği görüşünü ortaya koydu. Karoyan bütün siyasi partileri, “bu zor zamanda sarsılmaz bir iç cephe oluşturmaya” çağırdı.
Ekologlar Hareketi Vatandaşlar İş Birliği Başkan Yardımcısı Kiriakos Çimillis bugüne kadarki müzakerelerde varılan yakınlaşmaların, arzu edilen çözümle uyumunu değerlendirmek üzere siyasi partilere verilmesini istedi. Hristodulidis’in bu talebi olumlu karşıladığını ve pazartesi itibarıyla arşivlere erişim sağlanacağını, incelemelerin başlayacağını ekledi.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.