Eğitim bilimci Sarpten: Gazimağusa’nın ihtiyacı yeni bir ilahiyat koleji değildir

Eğitim bilimci, Kıbrıs Eğitim Araştırmaları Birliği (KEAB) Başkanı Salih Sarpten, Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasında imzalanan 2023 Yılı İktisadi ve Mali İş Birliği Protokolü kapsamında Gazimağusa’ya yapılması planlanan 700 kişilik ilahiyat koleji hakkında Kıbrıs Postası’na özel açıklamalarda bulundu.

Eğitim bilimci, KEAB Başkanı Salih Sarpten, Gazimağusa’da 700 kişilik yeni bir ilahiyat kolejine ihtiyaç olmadığını belirtti.

“GAZİMAĞUSA’NIN İHTİYACI YENİ BİR İLAHİYAT KOLEJİ DEĞİLDİR”

Türkiye’de 6 Şubat tarihinde meydana gelen ve büyük yıkımlara neden olan deprem sonrası özellikle Gazimağusa kedere boğulduğunu hatırlatan Sarpten, “Gazimağusa’daki her okul çadır sınıflarla dolmuşken, Gazimağusa’nın ihtiyacı yeni bir ilahiyat koleji değildir” dedi.

Sarpten, Gazimağusa’daki tüm okulların altyapı yatırımlarına ihtiyaç duyduğunu belirterek, “Ana dili Türkçe olmayan yabancı uyruklu öğrencilerin İskele ile birlikte en yoğunluklu olduğu bölge Gazimağusa. Başka bir ifadeyle eğitim adına Gazimağusa’nın çok daha başka ihtiyaçları olduğu aşikar” ifadelerini kullandı.

İhtiyaçlar anlamında Gazimağusa’ya bir ilahiyat kolejinin listenin son sırasına bile giremeyeceğini kaydeden Sarpten, “700 kişilik okul pedagojik mi? Eğitim bilimi ilkelerine aykırı olan bu sayıda bir okul sisteme girmesi daha en baştan yeni yeni sorunlar ortaya çıkacağı da aşikardır” diye konuştu.

“NE YAZIK Kİ HALA SULTAN İLAHİYAT KOLEJİ ÇOK BAŞARILI BİR OKUL DEĞİL”

Sarpten, Kıbrıs Türk eğitim sisteminin yeni bir ilahiyat kolejine ihtiyacı olmadığının, var olan Hala Sultan İlahiyat Koleji’nin sistem içeriğindeki durumuna bakıldığında da rahatlıkla görülebileceğine dikkat çekerek, “Ne yazık ki mevcut ilahiyat koleji çok başarılı bir okul değildir” dedi.

Öğrencilerin, Hala Sultan İlahiyat Koleji’ni sıklıkla anne-babasının isteğine göre tercih ettiğine değinen Sarpten, “Zaten Kolej Giriş Sınavı sonuçları da bunu apaçık bir biçimde gösteriyor” açıklamasında bulundu.

Salih Sarpten, “Bu nedenlerden dolayı da bu okuldan mezun olan öğrencilerin nitelikli yükseköğretim alanlarına gedebildiğini söylemek mümkün değildir” ifadelerini kullandı.

“NEDEN İKİNCİ BİR İLAHİYAT KOLEJİNE İHTİYAÇ DUYULUYOR?”

Hala Sultan İlahiyat Koleji’nin bir diğer eğitim koridoru olan ilahiyat meslek lisesi alanında mezun olanların da din alanında görev alamadığını söyleyen Sarpten, “Bu alanda eğitim alıyorlar ama bu alanda bir mesleğe giremiyorlar. O halde neden ikinci bir ilahiyat kolejine ihtiyaç duyuluyor? Bu soruya akılcı yanıt vermek mümkün değil” diye konuştu.

Sarpten, yeni ilahiyat koleji yapımı konusunda karar alınırken eğitim kurumlarından, sendikalardan ve bu alanda uzman eğitimcilerden görüş alınmadığını belirtti.

“EĞİTİMİ YÖNETENLER DEMOKRATİK KATILIMCILIK ANLAYIŞINDAN ÇOK UZAKTA”

Eğitimi yönetenlerin demokratik katılımcılık anlayışından çok uzakta olduğuna vurgu yapan Sarpten, “Eğitim sendikalarının konu ile ilgili açıklamalarına bakıldığında onlarla istişare edilmediği ve/veya görüş alınmadığını anlıyoruz” açıklamasında bulundu.

“Eğitimi, bilimsel ilkeler yerine değil de siyasi kaygılarla alınan kararla yönetme durumu uzunca bir süredir var” diyen Sarpten, hal böyle olunca eğitim bilimcilerin görüşlerini de alma ihtiyacı duyulmadığını sözlerine ekledi.