Kıbrıs Postası’na konuşan Eğitim Bilimci Mehmet Çağlar: “Sahte diplomada ortaya çıkanlar buzdağının ucu”

Siyasi ayağı da gün yüzüne çıkmaya başlayan yükseköğretimde “sahte diploma” soruşturması devam ederken, Kıbrıs Postası’na konuşan Eğitim Bilimci Prof. Dr. Mehmet Çağlar, olup bitenlerin buz dağının ucu olduğunu,  başka üniversitelerin de bu konulara karışmış olabileceğini, nitekim 3-5 ay önce bunun zaten gündeme geldiğini ifade ederek “eğer 3-5 tutuklama ile kapatılırsa bu eğitim camiamız için daha da kötü olur. Bütün adaya, eğitime zarar verir” uyarısı yaptı…

Prof. Dr. Mehmet Çağlar, “Büyük resmi görmeli; bu görünen resmin köşesidir bu sorun asıl sorunun yarattığı bir sorundur” dedi.

Çağlar’a göre YÖDAK’ta hızla reforma gidilmeli, yapısı güçlendirilmeli ve ilk aşamada bir müsteşarlıktan dahi yoksun eğitim konusunda yapısal adımlar atılmalı…

“SUÇLULAR CEZALARINI BULDU DİYE KAPATILIRSA DAHA BÜYÜK FELAKETLER OLUR”

Konu hakkında görüşlerini sorduğumuz Mehmet Çağlar şöyle dedi;

“Üniversiteler adası diyoruz ama genelde nitelik yerine niceliğe önem verildi. Bu patlak veren olay aslında 6-7 ay önce başka üniversitelerde de gündeme geldi. Başka üniversitelerde de olabilir. Planlama yok, denetim yok…

Nicelik niteliğin önüne geçtiği için ülkeye öğrenci gelsin nasıl gelirse gelsin diye bakıldı. Buraya gelen öğrenciyi belli bazı kesimler para olarak gördü. O zaman da sistem bireysel hırslarına yenik düşen insanlar yarattı.

Çünkü bu tip işlerin başında olan bazı insanlar bu işlerde büyük paralar döndüğünü görerek fırsat bildiler; Diplomayı alanlar da verenler de suçlu, evet cezalarını çeksin ama suçlular cezalarını buldu diye kapatılırsa daha büyük felaketler getirecek.

Bu buz dağının üstündeki bir nokta sadece... 3-5 kişilik mesele değil… Birçok boyutta var. Eğitim adası dediğimiz şey bu şekilde devam ederse ki YÖDAK’tan onay bekleyen bölümler var… Eğitim siyasetin içine bu şekilde karıştırılırsa çok daha büyük sorunlar yaşayacağız…”

“EĞİTİM BAKANLIĞI’NIN MASA-SIRA TAŞIMACILIK BAKANLIĞI OLMAKTAN KURTULMASI LAZIM”

“En azından kısa-orta vadede yapısal değişikliğe gitmesi YÖDAK’ın mutlaka değişmesi gerekiyor;

3-5 kişi ile üniversiteleri denetlemek mümkün değil, yani mış gibi yapıyoruz; Birilerini oraya oturtuyoruz yanlış insanlar da değil belki ama kadrolar da yeterli değil; Yapı buna müsait değil… YÖDAKta reform olmalı; alternatif bir yapılanmaya gidilmeli ve güçlendirilmeli ve özerk yapısı korunmalı bundan daha önemlisi artık Eğitim Bakanlığı’nın masa-sıra taşımacılık bakanlığı olmaktan kurtulması lazım. Bilim kültür ve yükseköğretim bakanlığı haline gelmesi lazım. En büyük iki sektör deniyor turizmin bakanlığı var ama yükseköğrenimin bir müsteşarlığı bile yok. Yüksek Öğretim Dairesi’nin etkileri nedir, YÖDAK ile anlamlı bağlantısı nedir?

“GEÇİŞ SÜRECİNDE YÜKSEKÖĞRETİM MÜSTEŞARLIĞI KURULMALI”

“En azından bu geçiş sürecinde yükseköğretim müsteşarlığı olmalı bakanlık altında; YÖDAK’ın da güçlendirilerek üniversiteler ile iletişimin artması gerekiyor. Ayrıca mutlaka üniversitelerin farklı konularda ayrışması gerekiyor.

3 saç ayağı var üniversitelerin; Bilim üretme ayağı… bilgiyi aktaran ayak.. Öğrenci yetiştiren. Topluma hizmet için proje merkezi olması ayağı. Bizde 2 saç ayağı yeterli değil… Devlete/özele proje boyutu hiç yok. Bu, böyle olunca nitelikli öğretim üyesi konusu da haliyle ikincil üçüncül sıraya düşüyor; bu da üniversitelerde niceli öne çıkarıyor…”