Barış Uzunahmet: Kıbrıs Türk halkı laik yaşamı kaybetmekten korkuyor!

Okullarda ‘bone’ ve ‘bandana’ya serbestlik veren disiplin tüzüğü değişikliğinin geri alınmasına rağmen, İrsen Küçük Ortaokulu’na bir çocuğun yine başörtüsüyle gönderilmesi tartışma yarattı. Eğitim Bilimci Barış Uzunahmet, Kıbrıs Postası’na yaptığı özel açıklamada, başörtüsünün bir özgürlük meselesi gibi sunulmasının yanlış olduğunu belirterek, bazı Müslüman ülkelerde bile okullarda başörtüsü yasağı bulunduğuna dikkat çekti.

“TACİKİSTAN VE KAZAKİSTAN’DA DA YASAK VAR”

Uzunahmet, nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman olan Tacikistan ve Kazakistan’da okullarda başörtüsü takmanın yasak olduğuyla ilgili haber çıktığını, bu ülkelerin siyasal ve örgütsel İslam’ın etkisinden duydukları endişe nedeniyle böyle bir karar aldıklarını vurguladı. Tacikistan Parlamentosu’nun başörtüsü takan, satan, ithal eden ve reklamını yapan kişilere ağır cezalar uyguladığını hatırlatan Uzunahmet, “Bu ülkelerde bile başörtüsü konusunda net bir duruş sergilenirken, burada bunun bir insan hakkı meselesi olarak sunulması düşündürücüdür” dedi.

“ÖZGÜRLÜKTEN BAHSEDENLER KARARLARI TARTIŞMADAN ALIYOR”

Uzunahmet, bu konuda karar alınırken konunun uzmanları ve eğitim paydaşlarının sürece dahil edilmediğini belirterek, “Toplumun büyük bir kesimini ilgilendiren bir konuda karar alınıyor ama öncesinde uzmanlar ve paydaşlar tartışmaya dahil edilmiyor. Neden bunu yapmadılar?” diye sordu.

Kıbrıs Türk Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Derneği Başkanı Müge Beyitoğlu’nun, “Ergenlik (12-18 yaş) kimlik arayışının yoğun olduğu, bireysel seçimlerin şekillendiği bir evredir. Ancak bu dönemde aile ve çevresel baskılar bireyin kararlarını doğrudan etkileyebilir. Bu nedenle, 18 yaşın altındaki bireylerin başörtüsü takma kararının tam anlamıyla özgür iradeye dayandığını söylemek güçtür” ifadelerine işaret eden Uzunahmet, başörtüsünün özellikle ergenlik dönemindeki öğrenciler için özgür bir tercih olup olmadığının tartışılması gerektiğini söyledi.

Kıbrıs Türk halkının özümsediği laik yaşam tarzını kaybetmekten korktuğunu anlatan Uzunahmet, tepkinin asıl nedeninin korku olduğunu söyledi. Orta eğitimde başlatılmaya çalışılan uygulamanın ilkokul ya da anaokuluna sirayet etmeyeceğinin garantisi olmadığı konusunda uyarıda bulunan Uzunahmet, meselenin bireysel özgürlük değil, siyasi olduğunu belirtti.

İktidar mensubu milletvekillerinin, “Zorunlu din dersini dayatan aynı zihniyet, niye orada bireysel özgürlüğü düşünmüyor?” ifadelerine de yanıt veren Uzunahmet, “Peki, zorunlu din dersini dayatan aynı zihniyet, niye orada bireysel özgürlüğü düşünmüyor?” dedi. Türkiye’de bir zamanlar başörtüsüyle üniversitelere gitme yasağının olduğunu anımsatan Uzunahmet, “O dönem başörtülü öğrenciler Türkiye’den Kıbrıs’a geliyordu. Kıbrıs’ta üniversitelerde başörtüsü yasağı yoktu” hatırlatmasında bulundu.

“ÖNÜMÜZDE UMUT VERMEYEN ÖRNEKLER VAR’’

Uzunahmet, başörtüsünün Avrupa’da bazı ülkelerde serbest olduğunu ancak bu ülkelerde siyasal İslam’ın toplumun genelini etkileme ihtimalinin düşük olduğunu söyledi. Güney Kıbrıs’ta da başörtüsüne izin verildiğini ancak kilisenin eğitim üzerindeki etkisinin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirten Uzunahmet, “Bazı siyasiler, ‘Güney Kıbrıs’ta serbest’ diyerek konuyu savunuyor. Ancak kilisenin bu kadar etkin olduğu bir Güney Kıbrıs’ın laik olduğunu söylemek güçtür” dedi.

Başörtüsü meselesinin basit bir bireysel özgürlük konusu olmadığını belirten Uzunahmet, İran, Afganistan ve Türkiye’nin geçmişte çok daha modern bir yaşam tarzına sahip olduğunu ancak zamanla siyasal İslam’ın etkisiyle büyük değişimler yaşandığını ifade etti. “Bizim önümüzdeki örnekler ne yazık ki bize umut vermiyor” diyerek endişelerini dile getirdi.

NE OLMUŞTU?

Eğitim Disiplin Tüzüğü’nde yapılan değişiklikle ‘bone’ ve ‘bandana’ takılmasının okullarda serbest kalmasıyla başlayan süreç, tartışmaları da beraberinde getirdi.

Bazı okullara çocuklar başörtüsüyle gönderilirken, o okullarda sınavlar yapılamadı.