Eğitim yılı başladı: Fırsat eşitsizliği, prefabrik sınıflar ve siyasi gölgeler

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) 2025-2026 eğitim-öğretim yılı dün başladı. 58 Bin öğrenci yeni döneme başladı. 

Ancak her yıl olduğu gibi bu yıl da eğitim, tartışmaların merkezinde yer aldı. Uzmanların ve sendikaların özellikle üzerinde durduğu konu, “fırsat eşitsizliği” ve prefabrik sınıf tartışmaları oldu.

Ülkede artan yabancı nüfusla birlikte üçüncü ülke yabancı öğrenci sayısında ki artışla birlikte yaşanan sorunlar konuşulmaya, “fırsat eşitsizliği” kapsamında ele alınıyor. Bakan, tam gün eğitim ve Türkçe bilmeyen öğrencilere yönelik sertifika programının bu yıl da devam edeceğini vurguluyor. 

Öte yandan CTP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Tufan Erhürman da yeni öğretim yılı dolayısıyla yaptığı açıklamada, eğitimde fırsat eşitliği sağlamak, çağdaş müfredat uygulamak ve çocukları bağımlılıklardan korumayı öncelikli hedef haline getireceklerini vurguluyor.

DEPREMİN GÖLGESİ: PREFABRİK SINIFLAR

Büyük Maraş depremi sonrasında okulların yenilenmesi kapsamında yapılan prefabrik sınıflar ve geçici çözümler, eğitim hakkının kalıcılığına gölge düşürdü.

Sendikaların ve muhalefetin verilerine göre bu yıl yaklaşık 8 bin öğrenci prefabrik sınıflarda eğitim görecek.

Eğitim Bakanlığı ise 9 yeni okul açıldığını, 10 okulun yeniden yapıldığını, 7 yeni okul için planlama yapıldığını duyurdu.

BAKAN ÇAVUŞOĞLU: “BÜYÜK DÖNÜŞÜM BAŞLATTIK”

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, yeni eğitim yılına ilişkin yaptığı açıklamada görevde oldukları dönemde 29 okulun eğitime kazandırıldığını, 29 okulda güçlendirme yapıldığını ve 7 okulun daha planlandığını belirterek, “1 milyar 792 milyon TL’lik yatırımla eğitimde büyük bir dönüşüm başlattık” dedi.

Çavuşoğlu ayrıca:

• 427 bin ders kitabının bakanlık imkânlarıyla basıldığını,
• Okullara kırtasiye ve sarf malzemelerinin ulaştırıldığını,
• Hiçbir okulda öğretmen ya da malzeme eksiği olmayacağını,
• Tam gün eğitim uygulamasının süreceğini,
• İhtiyaçlı öğrencilere verilen 40 milyon TL’lik beslenme desteğinin bu yıl iki katına çıkarılacağını açıkladı.

SENDİKALAR: “EĞİTİMİN TEMELİ EŞİTLİK OLMALI”

Öğretmen sendikaları ise tabloya farklı yaklaşıyor.

KTÖS ve diğer eğitim örgütleri, okulların fiziki ve teknolojik altyapısının yetersizliğini, kalabalık sınıfları, öğretmen açığını ve güvenlik zafiyetini öne çıkarıyor.

Sendikaların dile getirdiği başlıca sorunlar:

• Öğrenci ve okul güvenliğinin yalnızca okul yönetimlerine bırakılması,
• Kalabalık sınıfların eğitimin niteliğini düşürmesi,
• Yeterli münhal açılmaması nedeniyle öğretmen motivasyonunun düşmesi,
• Özel eğitim gereksinimli öğrencilerin tanılama sürecinin velilerin inisiyatifine bırakılması,
• Sosyal ve sportif alanların yok denecek kadar az olması.

KTÖS’ün talepleri:

• Tadilat ve tamiratların eğitim yılı başlamadan tamamlanması,
• Konteyner sınıfların kaldırılarak kalıcı dersliklerin yapılması,
• Her okula rehber öğretmen ve özel eğitim öğretmeni atanması,
• Teknolojik donanım eksikliklerinin giderilmesi,
• Fırsat eşitliği için kapsamlı eğitim politikalarının hayata geçirilmesi.

EĞİTİMDE SİYASİ GÖLGE

Geçtiğimiz yıl 176 okulun açılışı, UBP kurultayı nedeniyle bir hafta ertelenmişti.

Bu durum, eğitim gibi kamusal bir alanın siyasal hesaplara kurban edildiği yönünde eleştirilere yol açmıştı. Eğitimciler, eğitimin her yıl bu denli siyasi tartışmaların göbeğinde olmasının geleceğe dair kaygıları büyüttüğünü söylüyor.

“ÇAĞA GÖRE YENİLENMEZSE, EŞİTSİZLİK DERİNLEŞECEK”

Eğitim uzmanları, toplumun ihtiyaçlarına göre ve çağın gereklerine uygun bir eğitim reformunun şart olduğunu belirtiyor.

Aksi halde prefabrik sınıflardan kalabalık dersliklere kadar her sorun, öğrencilerin eğitim hakkını zedeleyerek, fırsat eşitsizliğini daha da derinleştirecek.