Destek mi köstek mi?

28 Haziran tarihinde, Londra’daki Konsey festivalinde Başbakan Ünal Üstel festival alanındaki çok da fazla olmayan kalabalığa “Yuvaya Dönüş Paketi”ni açıklamıştı. “Başbakanlık İngiltere Genç Diaspora Koordinasyon Kurulu” kurulacağını ve gençlerin “artık KKTC kurumları ile doğrudan iletişim kurabileceklerini ve devlete seslerini daha güçlü duyurabileceklerini” müjdelemiş Başbakan Üstel.

Şubat 2020 tarihinde de zamanın Başbakanı Ersin Tatar’ın talimatıyla Başbakanlık himayelerinde “Yurtdışı Kıbrıslı Türkler Koordinasyon Kurulu”nun oluşturulduğu haberini sosyal medyada okumuşuk. Ne bu kurulu gördük ne de Genç Diaspora kurulunu göreceğiz. İlginç olan her iki açıklamanın da seçim arifesinde yapılmasıdır.

2018 Temmuz tarihinde 4’lü Koalisyon Hükümeti Dışişleri Bakanı Sayın Kudret Özersay Londra’da bir lansman düzenleyerek bizlere 13 başlık altında İngiltere ve KKTC arasındaki ilişkilerin nasıl iyileştirileceği konusundaki plânları anlatmıştı. Çok geçmeden koalisyon hükümeti düştü ve bu plânlar gerçekleşemedi. Hükümet devam etseydi bu plânlar gerçekleşecek miydi sorusu da ayrı bir konu!

2004 yılından beri köşe yazısı yazarım. Bu konularda birçok örneklerle dolu yığınlarca yazım bulunmaktadır. Yukarıdaki yakın tarihlerdeki örneklerden görüldüğü gibi değişen bir şey yok.

Diaspora halkları ile orijinal ülkeleri arasında gerçek ortaklığa dayalı sağlam ilişkiler kurulduğu takdirde karşılıklı yararlar sağlanabileceği dünyanın birçok yerinde ispatlanmıştır. KKTC ve diaspora halkları arasındaki ilişkiler hiçbir zaman gerçek ortaklığa dayalı olmadığından bu yararlar ne biz ne de KKTC için gerçekleşmemiştir. Nitekim Üstel’in “Yuvaya Dönüş Paketi” de alay konusu olmaktan öteye geçememiştir ve hiçbir zaman gerçekleşmeyecektir.

Gelelim geçen hafta değindiğim okullar konusuna:
Birçok yazımda belirttim. KKTC hükümetleri Kıbrıs dışında yaşayan “vatandaşlarına” yıllardan beri destek değil köstek olmaktadır. Sadece verilen vaatlere kanıp KKTC’ye yerleşmeye gidenler için değil… Türk dili ve kültürü okulları bu kösteğin en bariz örneğidir. Bazı nedenlerine geçen hafta değindim.

Sibel Tatar, Vakıflar İdaresi Genel Müdürü Mustafa Tümer ve okul temsilcileri ile yapılan toplantılar sonucu kararlaştırılan destek kriterlerine bakıldığında bunların popülizmden başka bir şey olmadığı anlaşılabilir. Efendim, 2024-2025 yılı öğrenci sayılarının yüzde 30 ve üzeri artıran okullar 2025-2026 kira bedelinin toplamını alabilecekmiş. İkinci kategoride ise, öğrenci sayısını minimum yüzde 10 artıran okullar, toplam kira bedelinin yarısını alacaklarmış.

Okulların durumunu bilenler hiçbir okulun içinde bulunduğumuz ders yılı içerisinde öğrenci sayısını %30 artırmadığını bileceklerdir. Aksini kimse iddia etmesin.
Bu kararlar zaten olumsuz, yıkıcı bir yarış içerisinde olan okullar arasındaki ilişkilerin daha da kötüleşmesine yol açacaktır. Yani okullar için destek yerine köstek teşkil edeceklerdir. Tatar, ayrıca “kitap temini, videolu tanıtımlar, başarılı isimlerin okullarla buluşması ve Türk kültürüne dair içeriklerin hazırlanması gibi adımların da kısa sürede hayata geçirileceğini” belirtmiş.

“Tanıtımlar” sözcüğü beni bayağı ürküttü. Neyin tanıtımı? KKTC’nin tanıtımı ise durum çok vahim. Zaten öngörülen desteği muhtemelen alacak olan okullar direkt olarak politik bir kurumun, Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi’nin şemsiye altındadır. Bir de KKTC tanıtımı ile görevlendirilmeleri onlar için çok daha büyük sorunlar yaratacak ve sayılarının daha fazla azalmasına yol açacaktır.

KKTC hükümetlerinin anlayamadığı bir şey var. İngiltere’de yaşayan gençlerin çoğunluğu için “Diaspora” sözcüğü hiçbir anlam ifade etmemektedir. Ne kadar da kültürlerini, ailelerinin geçmişini tanımak için istekli iseler, KKTC onlar için zaman zaman gidip tatil yaptıkları bir yerdir. Yıllardan beri halledilemeyen askerlik sorunu yüzünden artık çoğu gençler bunu da yapmaktan vazgeçtiler.

Sadece gençler değil, birçok biz Kıbrıslı Türkler için vatanımız, ülkemiz doğduğumuz değil, doyduğumuz yerdir. Bunu artık anlayın ve elinizi yakamızdan çekin. Siz THY ile uçak fiyatları ile ilgili vardığınız çok olumlu gibi görünen anlaşmalar gibi konular üzerine kafa yorun. Umarım bu olsun gerçekleşir.
Gelecek hafta Türk dili ve kültürü okulları üzerinde birçoklarına radikal gelecek önerilerimle konuya şimdilik nokta koyacağım.