Elektrik, su, telefon, internet yok, bunlar normal mi?
Yıllardır bitmeyen sorunlardan biri.
Elektrik sorunu, günlük ihtiyacın en önemli konusu, üretimin, turizmin, sanayi ve her türlü iş kolunun en önemli, en pahalı girdisi.
Hastaların, yaşlıların, çocukların, kısacası ülkenin, insanların, insanca yaşamanın olmazsa olmazı.
Evet, enerji, elektrik, hele bu zamanda, her türlü ihtiyacın, bağlandığı, üretildiği hayatın sürdürülebilir olma unsuru.
Adeta pamuk ipliğine bağlı, en küçük olumsuzlukta iflas eden, hele yaz aylarının sıcağında, ya da kış aylarının soğuk günlerinde.
KKTC'nin çözülemeyen, bitmeyen, her dönemin sorunu.
Sağlıktan, tüm iş alanlarına kadar, büyük bir mesele.
Günlerdir yine aynı sorun, dön dolaş, aynı çaresizlik, ilgisizlik.
Kanıksanmış, alışılmış, normalleşmiş.
Konuş, söyle, söylen, unutulsun, sonra yine aynı tekrarları yaşa.
Trafo patlamış, yatırım yokmuş, her türlü malzeme eski ve bakımsızmış, peki, sonuç?
Üretimi zor, çevre koruması yok, maliyetli, faturaları kabarık, ihaleleri ballı ve her daim tartışmalı, üstüne bir de hizmet almama.
Bu mudur vatandaşın hakkı, alması gereken hizmet, iş çevrelerinin, üreticilerin, günü gününe yüklü faturasını ödeyen herkesin, hak ettiği bu mu?
Yok sayınca, görmezden, duymazdan gelince, yok olmuyor,
Elli yıldır, çözülmeyen, bir standarta, sürdürebilir hizmet verme noktasına gelmeyen, getirilemeyen elektrik, yazık, çok yazık.
Bu konuda her şey olabilir, yapılabilir, siyasallaştırılabilir, kasıtlı olarak, elektrik arızası yaratılabilir, doğal, akışında arızalar da olabilir, olacaktır da.
Olmaması için ne yapılıyor, ya da yapılan bir şey var mı, mesele bu.
Siyaset, kurum yönetimi, çalışanlar, sendika, hepsi bu konuya taraftır, içindedir, hepsi sorumludur, kurum elbette korunacak, korunmalıdır, ancak suiistimal edilmeden, siyasete alet olmadan.
Karşıt görüşler, farklı düşünenler de olabilir, fakat öyle bir konudan bahsediyoruz ki “benim sorumluluğum yok” diyebilecek hiç bir taraf yoktur.
En büyük pay şüphesiz, siyasetin, siyasi tarafın, yönetim kadrolarının.
Sağı, solu suçlamadan, hazırlıklı olmalı, her türlü ihtimale, soruna, olumsuzluğa karşı önlem almalı, anında müdahale edilmeli.
Tam bir KKTC manzarası, deprem olur, sel yaşanır, elektrik krizi çıkar, sudan çıkmış balık misali, çaresiz, şaşkın, sorumluluk alma değil, suçlu arama hali.
Tıpkı pandemi de olduğu gibi, deprem, su baskınları, altyapı yetersizlikleri, hastanelerde, okullarda, trafik kazalarında yapıldığı, yaşandığı gibi.
Hükümet yok, siyasi sorumluluk yok, önerisi, fikir üreteni yok, bolca küfür, eleştiri, siyasete alet etme, yozlaştırma ve içini rahatlatma.
Bunlar dışında bir de bilgi kirliliği, her taraftan yalan yanlış açıklamalar, sosyal medyada klavye oynatmalar.
Yine soralım, peki, çözüm?
En çok ihtiyacımız olan, çözüm yok işte.
Elektrik yok, su, internet, hatta telefon ulaşımı, hepsi ardı ardına yok.
Kabarık cep telefonu faturalarına rağmen, elektrik krizi yaşanırken, telefonlar ve internet bağlantısı da gitti.
Normal karşılanabilir mi, bu kadar kabarık faturaların karşılığı bu mu, altyapı güvenliği bu kadar kötü mü?
Daha büyük bir felaket olsa, kimse kimseye ulaşamayacak, yardım isteyemeyecek, yerini bildiremeyecek.
Bir başka ihtiyaç, su, su da yok, kriz çok yakın.
Tüm bunlar güçlü altyapı ve hazırlıklı olmayı gerektiren, yaşamsal ihtiyaçlar.
Resmen hepsinin iflasını gördük, bir iki gün yetti, ders çıkaran olacak mı?
Tabi ki hayır, o zaman bir sonrakiler yaşanana kadar bekleyelim.

Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.