Başbakan düğmeye bastı…

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik olarak bir süredir hem Tatar hem de Erhürman seçim etkinlikleri düzenliyor. Malum, basından takip ediyoruz. Genel algı olarak, Tufan hocanın bu seçimleri kazanacağı yönünde bir kanaat oluşmuş durumda. Peki, gerçek böyle mi? Bunun doğru olup olmadığını özellikle Türkiye’den yapılan ve sonuçlanacak anketlerden sonra daha net görme şansımız olacak. Hem CTP hem de UBP kendileri anketler yaptırıyor. Bu anketler daha minimal boyutlarda. CTP’nin iddiasına göre fark %7 civarında; ancak UBP’nin iddiasına göre UBP’li seçmenin %90’ının oyu Tatara gidecek. Seçim zamanı yaklaştıkça bunu daha net görebileceğiz.

Bildiğiniz gibi bir süredir Başbakan Ünal Üstel ile birlikte vekiller ve bakanlar Tatar’ı da yanına alarak her gece köy köy geziyor. Hem Cumhurbaşkanı konuşma yapıyor hem de Başbakan, Tatar için UBP’li seçmenden destek istiyor. Durumun kritik olduğunu gören Başbakan Üstel, geçtiğimiz hafta bir manevra yaptı ve UBP’nin tüm ilçe başkanlarını toplayarak bir seçim komitesi kurdu. Bu toplantıya Başbakan Üstel eşlik ederken, Çalışma Bakanı ve UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu ile UBP Genel Sekreter Vekili Ahmet Savaşan da katıldı. Tabii ki UBP’nin tüm ilçe başkanları da toplantıda yer aldı.

Ardından basına, hafta sonu UBP Genel Sekreter Vekili Ahmet Savaşan’ın bir toplantı haberi servis edildi. Mağusa’da UBP seçim komitesinin geniş katılımlı bir toplantısı yapıldı. Evet, bir süredir Başbakan Üstel Tatar için sahada hummalı bir şekilde çalışıyordu; ancak Başbakan bu sefer UBP’yi tüm gücüyle sahaya indirmeye karar verdi ve seçim komitesini kurdu. Artık tüm ilçelerde UBP daha derin bir çalışma temposuna girecek.

Bunun anlamı şudur: Kitle toplantıları devam ederken, öte yandan kapı kapı, biricik biricik UBP’nin önde gelenleri derin bir saha çalışması yapacak ve Erhürman’a gitmesi muhtemel ya da sandığa gitmemesi muhtemel seçmen profili, UBP’den yana tavır almaya ve oy vermeye motive edilecek.

Daha önce de yazmıştım: Ankara Hükümeti’nin Eylül ayında sahaya inmesi bekleniyordu. Güvenilir kaynaklardan gelen bilgilere göre, son üç hafta kala Ankara topuyla tüfeğiyle sahaya inecek. Gelin görün ki şu an için bir hareketlilik yok. Olacak mı, onu da bekleyip göreceğiz. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçiminde Tatar’ı desteklediğini biliyoruz. Sn. Erdoğan, özellikle Kıbrıs meselesindeki tavrından dolayı defalarca Tatar’ı destekleyen açıklamalar yaptı. Ancak bu açıklamaların sahada daha net hissedilmesi için Ankara’nın sahaya inmesi gerekiyor.

Evet, UBP’liler birbirini çekemez, hatta birbirlerinin kuyusunu kazarlar; ama mesele seçim olunca birlik içinde hareket ederler. İşte kurulan seçim komiteleri bunu yapmak için kuruldu. Bu kolay bir seçim değil ve UBP, kelime anlamıyla tüm benliği ile sahaya inmezse, güçlü vekiller Tatar için tüm benliği ile çalışmazlarsa bu seçim kaybedilir; bunu net olarak söyleyeyim.

Ve bu kaybediş, 2026 yılında, özellikle Haziran ayında olması beklenen erken genel seçimde Hükümete ve UBP’ye ağır kayıplar verdirebilir. İşte bu nedenle cumhurbaşkanlığı seçimi, özellikle UBP için son derece kritik bir seçimdir. UBP ne yapıp yapıp bu seçimi kazanmak zorundadır.

Yazının ortalarında ifade ettiğim gibi ve canlı yayınlarımda da belirttiğim gibi, seçimin kaderini belirleyecek olan UBP seçmenidir. Eğer UBP seçmeni ikna edilebilirse ve Ankara’dan da maddi-manevi bir katkı gelirse, o zaman bu seçim Tatar lehine sonuçlanır. Aksi takdirde, çok fark olmasa bile, bu seçim kaybedilir. Anahtar UBP seçmenidir. UBP tarafından yapılan anketlerde, UBP’li seçmende bir sorun gözükmüyor. Bunu seçimin sonlarına doğru daha net okuyabileceğiz.

Evet, sonuç olarak Başbakan Üstel, Tatar’dan yana daha derin bir çalışma için yeni bir strateji geliştirmiş ve atağa kalkmıştır. Seçim zor bir seçimdir ve kazanılması kolay değildir. Fotoğrafı daha net görebilmek için Türkiye tarafından yapılan anketlerin sonuçlarını gördüğümüzde, son durumun ne olduğunu daha net anlayabileceğiz.

******************

Günün Sözü

"Hayat zamanda iz bırakmaz; bir boşluğa düşersin, bir boşluktan birikip yeniden sıçramak için elde var hüzün"

Attila İlhan