Türkiye’nin enerji stratejisi Rum basınında: Avrupa Birliği egemenliği vurgusu

Cyprus Mail, Türkiye'nin enerji politikası ile ilgili bir analiz yayınladı. 

TÜRKİYE’NİN DOĞU AKDENİZ VE GÜNEY KIBRIS STRATEJİSİ BÖLGEYİ ETKİLİYOR

Rum basınına yansıyan haberlere göre, Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Güney Kıbrıs çevresindeki agresif ve kapsamlı enerji stratejisi, bölgedeki siyasi ve ekonomik dengeleri ciddi şekilde etkiliyor. Cyprus Mail’in haberinde, Kıbrıslı Rum enerji uzmanı Andreas Poullikkas, Ankara’nın üç ana stratejik hedefi olduğunu belirtiyor: “Birincisi enerji bağımsızlığını artırmak, ikincisi bölgesel enerji merkezi olmak, üçüncüsü ise enerji üzerinden jeopolitik güç projeksiyonu yapmak.”

YENİLENEBİLİR ENERJİ VE NÜKLEER YATIRIMLARLA ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ

Haberde Türkiye’nin enerji alanında yenilenebilir kaynaklar ve nükleer enerjiye büyük yatırımlar yaptığı vurgulanıyor. Poullikkas, Türkiye’nin 2025’e kadar doğal gaz ithalatını yüzde 18,9’a düşürmeyi, 2035’e kadar ise 52,9 gigavat güneş enerjisi ve 29,6 gigavat rüzgâr enerjisi kapasitesine ulaşmayı hedeflediğini ifade ediyor. Ayrıca, Akkuyu Nükleer Santrali’nin 2028’de 7,2 gigavat kapasiteli olarak hizmete girmesi bekleniyor. Poullikkas, “Türkiye’nin ilk iklim yasası kapsamında ulusal emisyon ticaret sistemi, karbon vergisi ve 2053 hedefli iklim nötrlüğü de planlanıyor,” diye ekliyor.

“MAVİ VATAN DOKTRİNİ"

Türkiye’nin bölgedeki enerji politikalarının sadece ekonomik değil, aynı zamanda jeopolitik amaçlar taşıdığı belirtiliyor. Poullikkas, “Türkiye, ‘Mavi Vatan’ doktrini çerçevesinde Doğu Akdeniz ve Ege’de geniş deniz alanlarını kontrol etmeye çalışıyor ve Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ni tanımıyor,” diyor. Haberde, Türkiye’nin "Güney Kıbrıs ve Yunanistan’ın arama-sondaj faaliyetlerine askeri baskı uyguladığı ve bölgedeki iş birliğini kriz yönetimine dönüştürdüğü" vurgulanıyor.

GÜNEY KIBRIS’IN "ENERJİ İZOLASYONU"

Cyprus Mail, Güney Kıbrıs’ın Avrupa Birliği üyesi olmasına rağmen halen diğer ülkelerle elektrik bağlantısı olmayan tek devlet olduğunu hatırlatıyor. Bu durumun elektrik piyasasında ve düzenleyici denetimde sorunlara yol açtığını belirten Poullikkas, “Ada elektrik bağlantılarını tamamladıktan sonra AB mevzuatına tam uyum sağlamalıdır. Bu tüketiciye daha fazla seçenek, şebeke güvenilirliğinde artış ve temiz enerji akışında çoğalma anlamına gelecektir,” diyor.

Ayrıca, Güney Kıbrıs’ın enerji izolasyonunu aşmak için Yunanistan ve İsrail ile ortak enerji projeleri geliştirdiğine dikkat çekiliyor. Poullikkas, “Güney Kıbrıs, GSI elektrik bağlantısı ve Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Koridoru gibi projelerle bölgesel enerji transit merkezi olma yolunda ilerliyor,” ifadelerini kullanıyor.

AVRUPA BİRLİĞİ EGEMENLİĞİ VURGUSU

Haberde, Avrupa Birliği’nin Kıbrıs’ın doğal gaz kaynaklarının geliştirilmesi ve bölgesel enerji altyapısı projelerinin desteklenmesi konusunda daha etkin ve koordineli adımlar atmasının önemine vurgu yapılıyor. Poullikkas, “Bu sadece enerji meselesi değil, aynı zamanda AB egemenliği ve bölgesel istikrarın korunmasıdır,” diyerek, Avrupa’nın Türkiye’nin bölgedeki "engellemelerine" karşı durması gerektiğini belirtiyor.