Mevsimsel değişikliklerin, davranışsal etkileri...
Dünyada iklim değişikliklerini izleme, çoğu ülkede bir devlet politikası olarak uygulanmaya ve bunun için düzenlemeler yapmaya devam ederken, ileri gitmiş ülkeler mevsimsel değişikliklerin insan davranışları üzerine etkilerini de çok yönlü takip etme konusunda devlet politikaları geliştirmeye başlamışlardır...
Mesleki olarak "Bilinçaltı Davranış Bilimleri" kapsamında Amerika'daki eğitim aldığım okulun çalışmalarına da katkı koyan bir kişi olarak şunu söyleyebilirim ki, dünyadaki iklim değişiklikleri gibi insan davranışları da, iklim ve mevsimsel değişikliklerinde, bilinçaltı kaynaklı çok ciddi değişimler ve etkiler ortaya çıkabilmektedir... İnsan zihninde geçmişte sorun olarak görünmeyen birçok şey artık günümüz dünyasında sorun olarak algılanmaya başlanmıştır... Dünya değişiyor, yediğimiz içtiğimiz her şey değişiyor, soluduğumuz hava değişiyor, yaşam tarzları değişiyor, dostluklar, arkadaşlıklar, ilişkiler değişiyor, insan zihinleri de uyum sağlamak adına değişikliğe uğruyor ve bunun sonucunda çok farklı davranışsal, düşüncesel, duygusal, etki ve tepkiler ortaya çıkmaya başlıyor... Kimisi bunu fark etmeden yaşamaya devam ediyor, kimisi de buna uyum sağlama aşamasında sorunlar yaşamaya başlıyor...
Bilinmesi gereken şey aslında her şeyin değişmekte olduğudur...
İklim değişiklikleri ile birlikte artık mevsimler de değişmeye başlıyor ve mevsimsel değişiklikler de artık insanları farklı şekillerde ve boyutlarda etkilemeye başlıyor... Bedenler ve zihinler alışık olunmayan mevsimsel değişimlere farklı tepkiler verebiliyor. Kış olarak bilinen "Aralık, Ocak, Şubat" ayları artık değişime uğrayacağına kesin gözle bakılarak, "Ocak, Şubat, Mart" ayları yeni kış ayları olarak, "Nisan, Mayıs, Haziran" ayları yeni ilkbahar, "Temmuz, Ağustos, Eylül" ayları yeni yaz ayları ve “Ekim, Kasım, Aralık” da yeni sonbahar ayları olarak değerlendirilmeye başlanmıştır... Bunlarla ilgili çok yönlü bilimsel çalışmalar dünyada sürdürülmektedir...
İnsanların sonbahar ve kış mevsimlerinde daha az mutlu olduklarına dair gerçek bilimsel kanıtlar da mevcuttur... Mevsimlere dayalı insan davranışları üzerinde yapılan araştırmalarda, sonbaharın sonlarında ve kışın başlarında başlayan olumsuz duygu, düşünce ve davranışsal değişiklikler artık tüm mevsimsel geçişlerde, ortaya çıkabildiğine yönelik önemli tespitler vardır...
Özellikle önemli kararlar alırken, yeni mevsimsel geçişler göz önünde bulundurulmalıdır ve bu dönemlerde hayatınız ile ilgili çok ciddi kararlar verilmemelidir...
İnsanlık, yeni mevsimsel geçişlere daha fazla olumsuz tepkiler göstermeye başlamıştır... Bu konu ülkeler bazında daha fazla derinliğine incelenmesi ve sonuçlar göz önünde bulundurularak, ülkesel planlamalar, projeler ve uygulamalar bu doğrultuda yapılması gerekmektedir. İleri gitmiş ülkeler bu konulardaki çalışmalarını artırmışlardır... Yanı başımızdaki Güney Kıbrıs, bununla ilgili bir bakanlık dahi kurmuştur...
Mevsimsel geçişlerin, kendimize gösterdiğimiz sevgiyi, çevremizle olan iletişimimizi, stres seviyemizi, yaratıcılığımızı, yaşam tarzımızı, çalışma sistemimizi, düşüncesel, duygusal ve davranışsal hatta fiziksel özelliklerimizi olumsuz yönde etkilediği, yapılan birçok bilimsel çalışmada ortaya çıkmıştır...
Yağış, soğuk ve sıcaklıktaki mevsimsel değişikliklerin tümünün, davranışsal etkiler üzerine olumsuz etkileri vardır...
Soğuk havaların, kan basıncını ve kolesterol seviyesini yükseltebildiğini, kandaki moleküler değişiklikler yaratarak, yılın belirli zamanlarında kan şekeri seviyelerinde düşüşlere veya yükselişlere neden olabileceği, kalp ritmine ve Solunuma etki edebileceği yönünde bilimsel bulgular her geçen gün daha fazla artmaktadır...
Azaltılmış güneş ışığının, sinir hücrelerinin ürettiği bir kimyasal olan serotoninde, olumsuz duygu, düşünce ve davranışları tetikleyebilecek bir düşüşe neden olabiliyor... Vücudun ürettiği ve önemli hormonlardan biri olan melatonin seviyeleri de mevsim geçişlerinde etkilenebiliyor ve uyku düzeni ile genel ruh hali bozulabiliyor... Bu yönde yapılan çok önemli bilimsel çalışmalar devam etmektedir...
Mevsimsel geçişlerde hayvanlar dahi etkilenebiliyor... Günün uzunluğundaki veya sıcaklıktaki değişiklikler hayvanların hormon üretimini etkiler ve mevsimsel davranışlar geliştirmelerine neden olurlar... Hayvanlar bunları içgüdüsel olarak bilirler...
Çevredeki mevsimsel değişikliklere en basit örnekler; bahar çiçekleri, yaz sıcağı dalgaları, donma ve çözülme olayları, hayvan göçleri vb. durumlar mevsimsel geçiş dönemlerinin işaretleridir...
Mevsim döngüleri yeryüzünde sürekli olarak devam eder ve bu belirli bir zamanda gerçekleşir... İnsanın davranışsal etkileri bu peryodik değişim tamamlanıncaya kadar aralıksız devam eder...
Mevsimsel geçişlerle ilgili değişikliklerde ortaya çıkan fizyolojik, davranışsal, duygusal ve düşüncesel olumsuzluklar, kişilerde farklılıklar gösterebiliyor. Bu da bağışıklık durumları ve yaşam tarzları ile ilgili kişilerin fizyolojik ve diğer duygusal, düşüncesel özelliklerine, yapılarına göre değişimler yaşanabildiğini gösterebilmektedir...
Yapmış olduğumuz bilimsel gözlemlerde iklim değişikliğinin yarattığı yeni mevsimsel değişikliklere göre dikkat edilmesi gereken ayların; “Aralık-Ocak, Mart-Nisan, Haziran-Temmuz, Eylül-Ekim” olduğudur... Bu aylar olumsuz duygu düşünce ve davranışları olumsuz yönde etkileyebilecek yeni mevsimsel geçiş periyotlarıdır, yaşam enerjinizin en düşük olduğu, umutsuzluğun arttığı, konsantre bozukluğunun arttığı, yorgunluğun arttığı, cinsel isteğin azaldığı, vücuttaki bölgesel ve genel ağrıların arttığı aylardır... "Şubat, Mayıs, Ağustos, Kasım" ayları duygusal, düşüncesel ve davranışsal olarak en yüksek olumlu pozitifliğe ulaştığınız, yaşam enerjinizin en yüksek olduğu, umudun arttığı, konsantrasyonun arttığı en pozitif aylardır... Hayatınız, işiniz ile ilgili önemli ve ciddi kararlarınızı, bu aylarda vermeniz daha isabetli olacaktır...
Dünyada iklim değişikliği ile birlikte, mevsimler ile insanların da değişime doğru gittiği yeni dünya sisteminde, duygularımızı, düşüncelerimizi ve davranışlarımızı olumsuzluklardan koruyabilmek adına yaşamsal bilinç düzeyimizi ve farkındalığımızı yükseltmemiz gereken bir geleceğe doğru sürükleniyoruz... Öyle bir sürece doğru sürükleniyoruz ki, bugün doğru olarak bildiğimiz çoğu şey yanlış olmaya, yanlış olarak bildiğimiz şeyler de doğru olmaya doğru son sürat değişmektedir... Dengeler değişmektedir... Dünya değişmektedir ve insanlık değişmektedir... Bu değişim, dönüşüm ve yenilenme çoğu zaman, derinden ve sessiz bir şekilde devam etmektedir...
Mevsimsel geçiş ve değişim dönemleri, yaşamsal ve insani geçiş dönemleri gibidir...
Geçişten ve değişimden bir anlam çıkarmanın tek yolu, onun içine dalmak, onunla birlikte hareket etmek ve onunla birlikte dans edebilmektir... Takmamaktır, takanların yanında bulunmamaktır...
Unutmayınız! Mevsimler gibi her şeyin değiştiği ve hiçbir şeyin sabit kalmadığı yeni bir dünya düzenine ve sistemine doğru ilerliyoruz... Bazen de değişiklikler o kadar süratli ve ani oluyor ki, bilim dahi bunlara çoğu zaman çözümler üretmekte zorlanıyor...
Değişimi istemekten önce, değişime hazır olmanızın da gerektiğini hatırlamalısınız...
Mevsimsel geçiş ve değişim dönemleri, yaşamsal ve insani geçiş dönemleri olduğunu bilmelisiniz...
Zekânın ölçüsünün, değişebilme yeteneğinde olduğunu asla unutmayınız...
Aradığımız tüm soruların cevapları aslında ışığında saklıdır! Hangi açıdan bakacağını bilirseniz, "onu" çok net görebilirsiniz... Aslında yarını, bugünden görebilirsiniz... Yarın, bugünün içinde gizlidir...
Hatırlamamız gereken son bir şey daha var; "sorumluluk..."
Başka birini ya da başka bir zamanı beklersek, değişim asla gelmeyecektir... Beklediğimiz "biz" olmalıyız! Aradığımız değişim "biz" olmalıyız! Önce kendimizi değişime hazırlamalıyız ve değiştirmeliyiz...
Kişisel sorumluluk almaya hemen başlamalısınız... Koşulları, mevsimleri veya rüzgarı değiştiremezsiniz, ancak kendinizi değiştirebilirsiniz... Bu sizin sorumlu olduğunuz bir şeydir...
Asla unutmayınız! İyi mevsimler, iyi başlangıçlarla başlar...
Her sonucu kontrol edemeyebilirsiniz, ancak tutumunuzu ve nasıl davranacağınızı her zaman kontrol edebileceğinizi hatırlayınız...
Yeni bir gün, yeni bir hayat, yeni bir umut demektir. Her ne yaşanıyor ve yaşatılıyorsa, pozitif olun ve günlerinizin tadını çıkarmaya çalışın...
Yaşayacak tek bir hayatımız var ve onunla sonuna kadar devam etmeliyiz, eğer anlamsız olduğunu hissediyorsak, o zaman kendimiz ona, anlam vermeliyiz...
Hayatınızın sorumluluğunu mutlaka kabul ediniz. Sizi gitmek istediğiniz yere götürecek olanın sadece “kendiniz” olduğunu, başkasının olmadığını her zaman biliniz!
Yaşayacak tek bir hayatınız var, o yüzden başkalarının ne düşüneceği konusunda endişelenmeden yaşamayı seçmelisiniz...
Değişen yeni mevsimlerle birlikte, hayal ettiğiniz hayatı yaşamaya başlamanın zamanı geldiğini hatırlamalısınız...
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.