KKTC üniversitelerinde insan kaçakçılığı iddiaları: Büyüyen utanç!
MERT MAPOLAR’IN KÖŞE YAZISINI SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, uluslararası öğrenciler için bir cazibe merkezi olarak öne çıkarılıyor. Ancak, dünyaca ünlü İngiliz "Financial Times" gazetesinin son raporunda, bu cazibenin arkasında tehlikeli bir gölge büyüyor, genişliyor ve derinleşiyor... Ortaya atılan ve şimdi daha fazla dile getirilen, KKTC'deki insan kaçakçılığı ile "yanıltıcı" eğitim vaatleri, üzerinde düşünülmesi ve acilen önlem alınması gereken hayati derecede çok önemli konulardır... Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin, Kıbrıs Cumhuriyeti olarak, Avrupa Yükseköğretim Kalite Güvencesi Kuruluşuna yaptığı başvuru, adanın kuzeyindeki üniversitelerde sistematik insan kaçakçılığı iddialarını araştırmaya yönelik, çok ciddi ve bir o kadar da çok önemli, hayati derecede önemli bir adım olarak değerlendiriliyor...
Anlayacağınız, yükseköğretimde çok ciddi tehlike kapıda!
KKTC'deki "yalan" vaatlerin ve mağdur öğrencilerin sayısı, her geçen gün son sürat neden artıyor?
Yapılan açıklamalarda Kenyalı bir öğrenci olan Ella’nın yaşadığı mağduriyet, Kuzey Kıbrıs’ta öğrencilere yönelik dolandırıcılık ve manipülasyonun tipik bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. Avrupa Birliği (AB) üyesi olduğunu düşündüğü bir ülkeye eğitim amacıyla gelen Ella kendini, tanınmayan bir bölgenin içinde buluyor... Suriyeli bir başka öğrenci olan Mostafa da, benzer şekilde, eğitim amacıyla geldiği bu topraklarda, vaat edilen hiçbir hizmeti alamadan, parasını ve umutlarını kaybettiğinden bahsediyor...
İlgili raporda ortaya çıkan olaylar, yalnızca bireysel hikayelerden ibaret değil; KKTC’de yükseköğretimin zayıf denetimini ve üniversitelerin uluslararası standartlara uymamasını, daha geniş bir toplumsal tehlike olarak dikkat çekiliyor... Özellikle uluslararası öğrencilere yönelik insan kaçakçılığı ile ilgili kötüye kullanım, ülkenin yükseköğretim imajını hayal edemeyeceğiniz kadar çok zedeliyor ve uzun vadede de ülkedeki ekonomik ve sosyal sorunları çok daha fazla derinleştiriyor...
Anlayacağınız, bu konularda tehlikenin boyutları çeşitleniyor, yaygınlaşıyor ve genişliyor... Kanıtlarla ortaya atılan iddialar, oldukça ciddidir ve hayati derecede önemlidir...
KKTC üniversitelerinin uluslararası akreditasyon eksikliklerinden, yanıltıcı tanıtım yöntemlerine ve kalitesiz eğitim hizmetlerine kadar birçok konuda, kanıtlar sunularak, ülkedeki yükseköğretim sisteminin geldiği veya getirildiği nokta, en utanç verici şekilde anlatılıyor...
KKTC'deki çoğu üniversitenin, Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağını kullanarak reklam yapmasından, öğrencilere, AB’nin sunduğu fırsatlara erişim vaatlerine kadar, birçok yanıltıcı konudan bahsediliyor... Bu öğrenciler kendilerini, yasal statüleri belirsiz, tanınmayan bir bölgenin içinde bulduklarını anlatıyorlar... Yaşanılanlar, yalnızca bireysel mağduriyetlerle sınırlı kalmıyor, KKTC'nin dış politikasını, turizmini ve uluslararası itibarını da çok ciddi bir şekilde zedelemeye devam ediyor...
Anlayacağınız, ülkesel utanç büyüyor...
Herkesin aklını başına alması gereken, çok ciddi hayati derecede önemli dönemlerden geçiyoruz...
Dümenini kaybeden bir toplum, fırtınada savrulmaya mahkûmdur...
Kontrolsüz güç, toplumsal çöküşün habercisidir...
Bu konularda acilen atılması gereken adımlar ve yapılması gerekenler vardır...
KKTC’deki üniversitelerin, öğrencileri cezbetmek için kullandıkları yanıltıcı pazarlama stratejilerinden acilen vazgeçmeleri gerekiyor. Bunun yerine, uluslararası akreditasyon süreçlerine tam uyum sağlamaları, şeffaf ve güvenilir bir eğitim sistemi sunmaları, artık daha fazla kritik öneme sahiptir. Ayrıca, hükûmetler ve üniversite yönetimleri, öğrenci danışmanlarının ve aracılarının faaliyetlerini sıkı bir şekilde denetlemeli, öğrenci haklarını koruyacak yasal düzenlemeler hızla hayata geçirilmelidir.
KKTC’nin uluslararası itibarını korumak ve insan ticareti ile ilgili iddiaların önüne geçmek için, acil bir eğitim reformuna ihtiyaç vardır. Üniversiteler, kısa vadeli kazanç hırsından vazgeçip, uzun vadeli sürdürülebilir eğitim politikaları geliştirmeleri ve özellikle yabancı öğrencileri güvence altına alacak mekanizmaları hemen oluşturmaları gerekiyor.
Kontrolden çıkan her sorun, göz ardı edilen bir gerçeğin yankısıdır...
KKTC'nin yükseköğretim sistemi, kısa vadeli kazanç ve yanıltıcı vaatler üzerine kurulmuş bir yapı olmamalıdır. Bu soruna karşı alınacak önlemler hem toplumsal hem de ekonomik olarak büyük faydalar sağlayacak, ülkenin uluslararası imajını koruyacaktır. KKTC’deki üniversiteler, şeffaflık, kalite ve güvenilirlik üzerine kurulmuş yeni bir modelle hareket etmezse, yükseköğretimde çöküşler, çok daha hızlı ve çok daha yıkıcı hale gelecektir...
Sorunlar çözülmediğinde değil, görmezden gelindiğinde çok daha yıkıcı olur...
KKTC, özellikle uluslararası öğrenciler için cazip bir yükseköğretim merkezi olarak lanse edilse de, bu cazibenin ardındaki karanlık gerçekler, gün yüzüne çıkmaya veya çıkarılmaya devam ediyor... "Financial Times"ın kapsamlı araştırması, KKTC'deki üniversitelerde yaygınlaşan dolandırıcılık, insan kaçakçılığı ve kötüye kullanım iddialarını, en açık şekilde gözler önüne seriyor... KKTC'nin, birçok öğrencinin yanıltıcı vaatlerle kandırıldığı ve insan ticaretine maruz kaldığı bir bölge haline geldiği, dünyaya en açık şekilde ifade ediliyor...
Peki bunların karşısında ülkeyi yönettiğini iddia edenler, koltuk kavgasının dışında ne yapıyorlar?
Bugün görmezden gelinen her bir yanlışın, yarın çok daha büyük bir bedel olarak geri döneceğinden, haberleri yokmuş gibi neden davranıyorlar?
Kimler bu sistemden halen daha besleniyor?
Peki ülkedeki her şey yolundaysa, KKTC'de yanıltıcı eğitim vaatleri ve mağdur öğrenci sayısı, neden son sürat artmaya devam ediyor?
Kenyalı bir öğrencinin hikayesi, KKTC'de yabancı öğrencilerin karşılaştığı aldatıcı vaatlerin tipik bir örneğini sunuyor. Bunun gibi çok sayıda mağdurun olduğundan bahsediliyor... Kendilerine AB üyesi bir ülkede eğitim alacakları söyleniyor... Bir başka üniversite öğrencisi de, Kuzey Kıbrıs'taki tanınmayan bir üniversiteye kayıt yaptırıldığını öğrendiğinde, hayal kırıklığına uğradığından bahsediyor... Bir başka öğrenci de benzer bir şekilde, mimarlık eğitimi için geldiği KKTC’de, vaat edilen hiçbir fırsatı bulamayarak, dolandırıldığından bahsediyor...
Ülkeyi yönettiğini sananların, bunlardan neden hiç haberleri olmuyor?
KKTC'de yükseköğretimde, ciddi denetim eksiklikleri ve yanıltıcı tanıtım stratejileri nedeniyle, giderek daha fazla yabancı öğrencinin mağdur edildiği neden görülmüyor?
Ülkeyi yönettiğini sananlar, neyi bekliyor?
Açık açık KKTC'deki insan ticaretinden ve eğitim dolandırıcılığından, kanıtlar sunularak, tüm dünyaya uyarılar yapılıyor...
Peki ülke muhalefet partileri, bu tehlikenin farkında değiller mi?
Onlardan da niye hiç ses çıkmıyor?
Göz yumulduğunda büyüyen her bir sorunun, yarınların karanlığına bir adım daha fazla yaklaştırdığını, onlar da neden görmek istemiyor?
KKTC'de öğrenciler sadece eğitim vaatleriyle değil, aynı zamanda insan kaçakçılığıyla da karşı karşıya bırakıldıklarından bahsediyorlar... İnsan hakları örgütleri, özellikle Afrika ve Asya’dan gelen uluslararası öğrencilerin, insan kaçakçılığına kurban gittiklerine vurgu yapıyor. Öğrencilerin bu süreçlerde, zorla çalıştırıldıklarından ya da cinsel istismara maruz bırakıldıklarından da bahsediliyor. Ülkedeki yasa dışı göçmen akışının bir parçası olarak, bazı yabancı öğrencilerin, adanın kuzeyinden güneyine, yani AB topraklarına kaçak yollarla geçmeye çalıştıklarına da vurgu yapılıyor...
Ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılan ifadelerde, KKTC Üniversitelerinin çoğunluğunun, öğrencilere "yanıltıcı" vaatlerde bulunarak, bölgenin uluslararası statüsünü istismar ettiklerinden, en açık şekilde bahsediliyor... Çoğu üniversitenin, Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağını kullanarak reklam yaptığından, öğrencilere Avrupa erişimi vaat edildiğinden, en açık ifadelerle dile getiriliyor... Gelinen nokta oldukça önemlidir, ciddidir ve düşündürücüdür...
Tüm bu iddialar karşısında, ülkeyi yönettiğini sananlar, gerçekten neyi bekliyor?
Açık açık, KKTC'deki insan ticaretinden ve eğitim dolandırıcılığından, kanıtlar sunularak tüm dünyaya çok ciddi uyarılarda bulunuluyor...
Peki ülke muhalefet partileri de, bu tehlikenin neden farkında değiller?
Onların da bu konularda, neden sesleri hiç çıkmıyor?
Cevap bulunması gereken sorular, sürekli çoğalmaya devam ediyor...
KKTC’deki üniversiteler, ülkenin ekonomisi için önemli bir sektör olarak görülse de, bu üniversitelerde yaygınlaşan dolandırıcılık ve insan kaçakçılığı iddiaları, uzun vadede çok ciddi ekonomik ve sosyal tehlikeler doğurabileceğini, bu ülkenin yöneticileri ve muhalefet partileri niye görmek istemiyor?
KKTC'nin, şeffaf ve uluslararası standartlara uygun bir eğitim sistemi sunmazsa, uluslararası itibarını tamamen kaybedeceğini ve ülkenin yükseköğretim sektörü ile, bunlarla bağlantılı diğer sektörleri de, çok ciddi bir çöküşle karşı karşıya bırakabileceği gerçeği, neden görülmek istenmiyor?
Bu ülke, KKTC'deki üniversitelerin, yanıltıcı pazarlama stratejilerinden vazgeçip, öğrencilerin haklarını koruyacak, yasal düzenlemeleri hayata geçirilmesi gerektiğinin önemine, ne zaman varacak?
Hükûmetler, üniversite yönetimlerinin ve öğrenci danışmanlarının faaliyetlerini, ne zaman, sıkı bir şekilde denetleyip, şeffaf bir eğitim politikası izlenmesi için önlemler alarak öncülük edecek?
Sorunlar göz ardı edildikçe, yarınları inşa eden zemin, hep çökmeye devam edecektir...
Yükseköğretimde ciddi tehlike artık çok yakınımızda, tam da kapıda!
KKTC'de üniversitelerdeki kriz, sadece eğitim sistemini değil, ülkenin genel ekonomik ve sosyal yapısını artık daha fazla tehdit ediyor... Dolandırıcılık, insan kaçakçılığı ve yanıltıcı uygulama iddiaları, uluslararası öğrencilere verilen vaatlerin güvenilirliğini tamamen yok ediyor... Konu, oldukça ciddidir ve hayatidir... KKTC’nin geleceği için bu sorunların acilen ele alınması ve uluslararası standartlarda bir eğitim sistemi kurulması, artık kaçınılmazdır...
Herkesin, aklını başına alması gereken çok ciddi günlerden geçilmektedir...
Aklını başına almayan toplumlar, geleceklerini kaybetmeye mahkûmdurlar...
Bugün ülke olarak aklımızı başımıza almazsak, yarın hiçbir şey kontrolümüzde olmayacak...
Herkesin aklını başına alması, toplumun uyanışının ilk adımı olacaktır...
KKTC'deki üniversitelerin, uluslararası öğrenciler için bir tuzağa dönüştüğünden en açık şekilde bahsediliyor... Dünyada ses getiren, etrafta dolaşan iddialar ve kanıtlar, oldukça ciddidir ve hayatidir... Yanıltıcı eğitim vaatleri, insan kaçakçılığı ve dolandırıcılık iddiaları, ülkenin yükseköğretim sistemine ve genel imajına çok ciddi ve büyük zararlar vermeye başlamıştır...
KKTC, yükseköğretimde çok ciddi bir itibar kaybı ile karşı karşıyadır...
Uyanma veya uyandırma zamanı sizce de gelmedi mi?
Ülkeyi yönettiğini sananlar, her fırsatta koltuk kavgalarına dalarken, ülkenin gerçek sorunları her geçen gün daha da derinleşmeye ve çıkmaza girmeye devam ediyor... Hükûmetler ve muhalefet partileri, ekonomik krizden adalet sorunlarına, eğitimden sağlığa dek uzanan toplumsal meseleleri görmezden geliyor; sanki görevleri, halkın sesine kulak vermek değil, birbirleriyle siyasi satranç oynamaya devam etmekmiş gibi davranıyorlar...
Bilinmeli, farkına varılmalı ve farkına vardırılmalıdır ki, bir halkın en büyük çaresizliği, yöneticilerinin ilgisizliği karşısında suskun kalmasıdır... Albert Einstein’ın da dediği gibi; "Dünyanın kötü bir yer olmasının tek sebebi, kötülerin eylemleri değil, iyilerin sessizliğidir..."
Halk, geçim derdiyle boğuşurken, gençler umutsuzluk içinde göç yollarını ararken, ülkenin geleceği böylesine tehlikedeyken, bu koltuk mücadelelerinin gerçekten kime faydası vardır? Ülkeyi kim yönetiyor, ya da gerçekten bu ülke yönetiliyor mu?
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.