Ana muhalefet HP, mecliste olsa, daha iyi olmaz mıydı?
“Ortalık toz duman" desem, yerinde olur mu acaba?
Her gün şaşırtan olaylar, konular, tartışmalar, bir dedikodu sarmalı, normalleşen, umursamaz bir ruh hali.
Üstelik toplumsal.
Ülkenin gündemine bir bakın, başka ülkelerde olsa, yer yerinden oynar.
Sahte diploma, parayla satılan kariyer, akademik unvanlar, ortaya atılan suçlamalar, bilgi kirliliği, gerçekten normal değil.
Neler oluyor, diyeceğim de, kimsenin umurunda değil.
İşte en kötü durum bu, kanıksamak, normalleştirmek, ülkeye dair en büyük kayıp bu.
Bazı konular bu kadar kolay konuşulmamalı, bazı suçlamalar, şüpheler, ortaya, kamuoyunun gündemin bu kadar basit gelmemeli.
"Bir milletvekilinin diploması sahte, sahte diploma alan 19 kişi var, bunlar üst düzey bürokrat".
Algı değil, kurumların hızlıca çalışması ve hukukun da aynı hızla sonuca gitmesi gerek.
Bu cümlenin içerdiği anlamı, verdiği mesaj, bu ülkede yaşayan herkesin tüylerini diken diken etmeli, dudaklar uçuklamalı, küçük diller yutulmalı.
Yok, böyle bir tepki yok, ne kadar üzücü, yanlış anlaşılmasın, ben kesin böyle bir olay vardır demiyorum, öyle bir iddiam yok.
Ama bu iddia ciddi şekilde gündeme geldi, ilgili kurumların bilgisine getirildi.
Tutuklamalar yapıldı, sahtekarlıkla suçlanan eski siyasetçi, üst düzey bürokrat.
Bu tepkisizlik, umursamazlık, çok tehlikeli, dedikodu, magazinsel bir yaklaşım olacak iş değil.
Sosyal medyada alaya alınacak, mizah konusu yapılacak konular değil bunlar.
Toplumsal tepkisizliğin mutlaka pek çok sebebi vardır, kurumsal tepkisizliği ise zaman içinde göreceğiz.
Halkın Partisi ve genel başkanı Kudret Özersay, şu an ana muhalefet.
Ülke gündemini belirliyor, muhalefet dozunu artırıyor, üstelik meclis dışında olan bir siyasi parti olarak.
Halkın Partisi ve Kudret Özersay, bu muhalefetliği meclis çatısı altında kalarak yapsa daha iyi olmaz mıydı?
Daha etkili, siyaseti genel olarak içine alarak, etkileyerek, zorlayarak, baskı yaparak, çok daha iyi bir sonuç sağlanırdı, burası kesin.
Şimdi yüzeysel kalıyor, konuşulduğu, söylendiği, yazıldığı yerden öteye gitmiyor, gidemiyor.
Sonuç odaklı değil, gündem odaklı yaşanıyor.
Bu ülkenin sorunu sadece siyaset ve siyasetçilerin “temizlenmesi” değil.
Sadece siyasetçilere yönelik tartışmalar, popülizm sınırında kalır.
Birçok önemli kurumda ciddi sıkıntılar var.
İş dünyasında sistem olmuş önemli uygulamalar var, bunlar devleti zarara uğratıyor, toplumdan, kamu menfaatinden alıyor.
Toplumun siyasete güveni zaten yok, pek çok konuda şaşırmıyor bile.
İçinde olunan duruma bakınca, siyasi anlamda, yeni bir muhalefet gelişmesi, çıkması, oluşturulması gerek.
Halkın Partisi, mecliste kalarak, bunu başarabilirdi.
Toplumsal güveni de kazanmıştı, sonrasında yapılan hatalar, genel olarak siyasete zarar verdi.
HP bunu farkında mı, bilmiyorum.
Ancak, “biz doğruları yapıyoruz, halk anlamak istemiyor” tarzı bir yaklaşım içinde olmak doğru değil.
İlk genel seçim, Halkın Partisini üçüncü parti yapar mı?
YDP ve DP içinden belirli seçmen kitlesi, HP'ye kayar mı?
Bilmiyorum, ama bir muhalefet boşluğu yaşandığı aşikar.
Kürsüden, sosyal medyadan, basından yapılan söylem ve eylemler, pratikle buluşmadık ve birbirini tamamlamadıktan sonra, eksik ve etkisiz kalır.
Bir başka durum ise birileri yıpransın, birileri bunun faydasını bir fark ortaya koymadan kazansın.
Bakış açısı bu olunca toplumda “nasıl olsa bir şey değişmez” algısı artar, artmaya devam eder.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.