Başbakan Üstel: Sorunu çözmekte kararlıyız
Yazın rehavetine kapılıyorsunuz.
Belki tatildesiniz, birkaç günlüğüne bir yerlere gittiniz, denizin, güneşin dinlenmenin, keyfini yaşıyorsunuz.
Ya da yurt dışına çıktınız, biraz dolaşmak, havayı değiştirmek, farklı ülke ve şehirler görmek, başka yerlerin gündemini solumak.
Sonrası, elbette memleket “insanın evi gibi yoktur” deniyor ya, işte aynen öyle.
Doğduğunuz, büyüdüğünüz, yaşadığınız yer gibi var mı?
O zaman doğal olarak ne yapar veya neler yapılmasını ister ve beklersiniz?
Yaşadığınız yerin, daha iyi olmasını, hayatı kolaylaştırmasını, daha kaliteli yaşam için, sizden önce, sizin adınıza, birilerinin, devletin, hayatı organize etmesini.
Temiz, sağlıklı bir çevre, kaliteli yollar, şehirler, okullar, hastaneler, bunca yıl geçmiş, geçmeye devam ediyor, biz hala temel hizmetleri, ihtiyaçları, kendi kaynaklarımızla, çabamızla, üretimimizle karşılayamıyoruz.
Her şey bir yere kadar geliyor, hep bir set, engel var, olmuyor, oldurmuyorlar.
Bu bir sistem olmuş, siyasi iktidar fark etmez, belli bir eşik var, aşılmasına izin verilmiyor.
Ve bizler sığ, kalitesiz, gereksiz sorunlarla, hayatı daha da zorlaştırıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde, Teknecik Elektrik Santrali’nde yaşananlardan kim ne kazandı?
Şunun altını çizeyim;
Özellikle sosyal medyada, ani tepkiler, anlık yorumlar yapmamaya, öncelikle, izlemek, görmek, takip ederek fikir sahibi olmaya çalışıyorum.
Bu her konu için geçerli.
Teknecik’teki olayları, EL-SEN’in yaptığı canlı yayınla takip ettim.
Sonrasında Başbakan Ünal Üstel ve orada bulunan yetkililerin açıklamalarını izledim.
Orada olmadığım için öncelikle fikir sahibi olmaya ve peşin hükümlü davranmamaya çalıştım.
Veya bir siyasetçi gibi hemen belli bir görüşü savunmaya geçmedim.
Herkes özellikle siyasiler, her kelimeyi defalarca düşünerek konuşmalı, çünkü bir dönem gelecek, söyledikleri, iddiaları, vaatleri ile karşı karşıya kalacaklar.
“Dün dündü, bugün, bugündür” argümanı gibi, o zamanda inandırıcılığınız kalmaz.
Bana göre amaç ortak, elektrik arızalarının giderilmesi, elektrik kesintilerinin son bulması.
Bunlar acil, günlük, kısa süreli çözümlerin acilen bulunması demek.
Peki, uzun vadede ne yapılmalıdır?
Esas soru bu.
Bir kere Teknecik miadını doldurdu, yeni yatırımlar, hızla tamamlanmalı veya atılacak adımların, yol planının bir an önce ileriye yansıyacak şekilde belirlenmesi.
Başbakan Üstel, sorunu çözmekte kararlı, yaşanan ve hoş olmayan olaylardan sonra kendisi ile kısa bir görüşmemiz oldu.
Ve net olarak “elektrik sorununu çözmek için, ne gerekirse yapacağız. Çok büyük bir yatırım için adım atıyoruz” cümlelerini kullandı.
Kuruma 80 Milyon dolarlık yatırım yapılacağı da açıklandı.
Daha önce yazmıştım, sorun bizimdir, çözümü de bizim olmalıdır.
Arızalarla ilgili iddia edilen “sabotaj” konusu da açıklığa muhtaçtır.
Bu tür iddiaların kolay şekilde ortaya atılmaması gerektiği gibi, şeffaf ve hızlı bir şekilde de ortaya çıkarılmalıdır.
KIB-TEK bizimdir, hepimizindir, çalışanlar EL-SEN üyeleri ailemizden insanlardır, arkadaşlarımız, dostlarımızdır.
Taleplerinde de haklılık payları yüksektir, nettir.
Toplumsal faydanın ön planda tutulması gereken bir konu ve zamandayız.
Bu süreçte, söylenen verilen sözlerin hep beraber takipçisi olacağız.
Ve yatırımlar konusunda, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları (EL-SEN) Başkanı Ahmet Tuğcu’nun söylediği gibi;
"Bağcı dövme değil üzüm yeme" hedefiyle hareket etmeyi sürdüreceğiz. Geçmişte verilen tonlarca sözün hayata geçmediğini tecrübe etmiş olmamıza rağmen, temkinli iyimserliğimizi sürdüreceğiz. Yeni bir profesyonel algı ve dezenformasyon operasyonu kokusu çıksa da yine de bu verilen sözlerin iyi niyetini umacağız."
Evet, zaman bağcı dövme değil, üzüm yeme zamanı.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.