Erdoğan’ın seçim zaferi...

Yazımı gece 11’e kadar beklettikten sonra gönderdim. Yazımı gönderdiğimde artık seçimlerin ikinci tura kalacağı belli olmuştu. 15 gün sonra Türkiye bir daha sandığa gidecek ve sonuç şekillenecek. Öyle görülüyor ki 15 gün sonraki seçimi Recep Tayyip Erdoğan kazanacak. Bunu tahmin etmek zor olmasa gerek. O kadar geniş muhalefete rağmen iyi bir oy alması başarıdır diyebiliriz. Türkiye zor bir seçim veriyor. Seçim sonuçları bu seçimin ikinci tura kalacağını gösteriyor. Kim kazanırsa kazansın seçimlerden sonra Türkiye çok ciddi bir ekonomik kalkınma sürecine geçmesi gerekiyor. Son günlerde özellikle dövizde yaşanan yükselme ve Türk Lirası’nın aşırı değer kaybı bir süre daha süreceğe benziyor. Seçimi kim kazanırsa kazansın şu an ki ekonomik politikanın değişmesi gerekiyor. Türkiye’nin uluslararası piyasada yeniden güven kazanması ve akılcı politikalarla yeniden güven kazanması gerekiyor.

Türkiye’nin çok ciddi boyutlarda bir dış borcu var, enflasyon değerleri yüksek. Tüm bunların kontrol altına alınması gerekiyor. Dövizdeki tırmanış doğal olarak hayat pahalılığını tetikleyecek ve her şey daha pahalı olacak. Şüphe yok ki KKTC’de bundan nasibine düşeni alacak. Yalnızca Türkiye’nin değil KKTC hükümetinin de hazırlık yapması ve kısa vadeli bir kalkınma program yapmasını gerektiriyor. Geçtiğimiz günkü basın toplantısında üzülerek gördük ki bizim hükümetimizin herhangi bir hazırlığı yok. Düşünün ki Maliye Bakanı Alişan Şan, seçimlerden sonra herhangi bir ekonomik kriz beklemediğini açıklayacak kadar acemi davranan bir maliye bakanıdır. Tabii üzülerek izliyoruz bu olup bitenleri.

EKONOMİK KRİZE HAZIRLIKLI OLMALIYIZ

Evet bu kesinlikle yapılmalı, olası bir ekonomik krize KKTC hükümetinin hazırlanması gerekiyor. Türkiye ile şartlarımız ne yazık ki aynı değil. Türkiye en nihayetinde büyük bir ekonomi ve hiç çare bulamazsa enflasyonu göze alarak basabiliyor ve piyasaya enjekte edebiliyor. Bizim böyle bir lüksümüz ve avantajımız yok. Kaldı ki Türkiye’deki gıda fiyatları ile Kuzey Kıbrıs’taki gıda fiyatları aynı değil. Türk halkı daha ucuza alışveriş yapabiliyor. Gelin görün ki KKTC gıda piyasası ateş pahası. Bir ailenin geçinebilmesi için hali hazırda uygulanan Asgari ücret kesinlikle yeterli değil. Hayat pahalılığının yani eşel mobilin daha kısa vadelerle uygulanması gerekiyor, Asgari ücretin ivedilikle yeniden belirlenmesi gerekiyor ki piyasa artışlarına denk gelinmese bile yaklaşılabilsin.

Başbakan Ünal Üstel aklı başında bir siyasetçidir. Eminim kendisi de bu yazdıklarımızın farkındadır ve buna gereken hazırlığı yapacaktır. Yoksa ekonomik kriz beklemeyen bir Maliye Bakanı’nın peşinden sürüklenmeyecektir. Özellikle Türkiye seçimlerinden sonra yaşanacak dövizdeki artışa ve beraberinde gelecek olan hayat pahalılığına hazırlanmak gerekiyor. Türkiye’den gelmesi beklenen paralar gecikebilir hatta hiç gelmeyebilir. Maaş ödemek tek başına yeterli bir çözüm değildir.

Yani demem o ki maaşları ödeyebilen bir hükümet ekonomik krizin yokluğundan bahsedemez. Hükümetin her ne kadar 8,5 milyar lira bütçe açığı olsa dahi yerel gelirlerle maaşlarını ödeyebiliyor, yerel gelirlerin yetmediği yerde de borçlanarak maaşları ödeyebiliyor. Hükümette bunun rahatlığı var ama bu rahatlıkla ekonomik kriz yoktur denilemez. Piyasalar gerçekten kötü durumdadır ve piyasaların rahatlatılarak ucuzlaması sağlanmalıdır. Örneğin hükümet marketlerdeki gıdalardan KDV’yi kaldırarak bir ucuzluk yaratabilir. Elbette ki bunun da kontrolünü yaparak. Hükümetin elinde KDV dışında pek çok enstrüman vardır. Çeşitli fonlardan da belli bir süreliğine vazgeçerek ve piyasalar denetlenerek ucuzlatılabilir.

Aksi takdirde artır asgari ücreti ver hayat pahalılığını ve serbest bırak piyasaları. İşte bu mali ve ekonomik anlamda yapılmaması gereken bir açılımdır. Asgari ücret artırılmalı hayat pahalılığı doğru hesaplanıp verilmeli ve piyasaların da ucuzlatılması gerekmektedir.

Türkiye ile birlikte bizi çok zor bir dönem bekliyor. Şüphe yok ki Türkiye bu zor sürecin altından kalkabilir ama biz kalkamayız. Bu nedenle Üstel, hükümeti kısa vadeli de olsa bir ekonomik kalkınma planı yapmalı ve kısa süre sonra doğacak ekonomik krize hazırlıklı olmalıdır.

***************

Günün Sözü

Ne ölünün arkasından konuşulur, ne de gidenin. Çünkü ha ölmüştür, ha gitmiştir kalan için.

Aziz Nesin