Organize işler bunlar...

Reçete vurgununda halen tutuklamalar devam ediyor. Usulsüzlük yapan ile yolsuzluk yapan aynı kefeye konmuş gibi bir durum yaşanıyor. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz gün 9 eczacı daha tutuklandı. Soruşturma devam ettiği sürece daha çok eczacı tutuklanacak. Tam reçete vurgununu hazmettik ki Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı Telefon Dairesi’nde kaybolan kablolar olduğu yönünde  bir açıklama yaptı ve bir yolsuzluk olabilme ihtimali üzerine dikkatleri çekti. Tel-Sen Başkanı Tamay Soysan Arıklı’ya karşı çok sert bir açıklama yaptı ve gerekirse Bakan hakkında hukuki süreç başlatacaklarını açıkladı. Yalnız bu açıklamanın geç geldiği ise kulislerde yorum yapılmadı dersem yalan olur. Bir şey varsa elbette ki araştırılıp bulunsun. Eminim sendika da bunun karşısında olmayacaktır.

Tam bunlar geçti darken Mecliste arızalı araçlar namına benzin alındığı skandalı çıktı orta yere. Muhalefet dışında buna açıklama yapan yok. Nasıl yaptılar doğrusu enteresan. Kim ya da kimler hangi arabalara bozuk araçlar namına akaryakıt aldı? Meclis Başkanı Zorlu Töre’nin bu durumdan haberi var mı yok mu? Başkan Töre’nin de bir açıklama yapması gerekiyor. UBP Milletvekili Hasan Küçük de bir açıklama yaptı ve olayın doğruluğunu teslim etti.

Anlayacağınız tutanın elinde kalıyor. Özellikle reçete vurgununda Sosyal Sigortalar Dairesi’nin de sorgulanması gerektiğini, Sosyal Sigortalar da reçete çetesine yardım eden ve bundan menfaat elde eden birilerinin olabileceğini ve kamu vicdanında SSK’nunda incelenmesi gerektiğini daha önce yazdık da canlı yayında söyledik de. Özellikle reçete vurgunu yeni biro lay değil. Sosyal Sigortalarda müdürlük yapmış kişilerin de sorgulanması gerekiyor. Yani milyonlarca lira vurgun yapıldı ve bundan kimsenin mi haberi olmadı. Size de tuhaf gelmiyor mu?

Birileri resmen bu devleti enayi yerine koydu ve kendi menfaatine sömürüyor. Kendine menfaat elde ediyor. Daha neler göreceğiz durun bakalım.

Şimdi söyleyin vatandaş bu devlete nasıl inansın nasıl güvensin ve nasıl sahiplensin. Bir seçim oluyor katılım oranı hayli düşük. Kimse KKTC demokrasisine inanmadığı için gidip oy dahi vermiyor, umursamıyor. Çünkü insanlar KKTC’de seçim olsa dahi bir şeyin değişeceğine inanmıyor.

Pahalılık almış başını gitmiş. Hükümet iğneden ipliğe her şeyden vergi alıyor ve bu vergiler memur maaşı ödemesine gidiyor. Bir devlet düşünün ki yerel gelirlerinin % 85’ni maaş ödemelerine harcasın. Ondan sonra bütçe yetmiyor ve ek bütçe ile yıl tamamlanmaya çalışılıyor. 2024 yılı zamlar yılı olacak kendinizi buna hazırlayın. Hükümet belki hayat pahalılığını % 48.5 verecek ama ardından da her şeye zam üstüne zam yapacak. Elinize geçen para çokmuş gibi gözükecek ama gerçekleşecek zamlardan sonra elinizde o çok gözüken para da hayatınızı idame ettirmeye yetmeyecek.

Defalarca kez yazdık defalarca kez canlı yayınlarda söyledik ve hükümeti hayatı ucuzlatmak için elindeki enstrümanları kullanmaya çağırdık. Ne kadar acıdır ki takan olmadı. Hayatı ucuzlatamadıkları ya da ucuzlatmadıkları için hayat pahalılığını yüksekten verecekler, asgari ücreti de yüksekten artıracaklar ancak her şey aşırı pahalı olacağı için yine elinizdeki para geçinmeniz için yeterli olmayacak.

Evet hükümet her bakanlık için bir iç denetim başlatması gerekiyor. Kılıfına uydurulan işler var mı yok mu bakıp kontrol edilmesi gerekiyor. Hükümet her bakanlık için bir iç denetim başlatsa bakalım bakanlıklarda ne usulsüzlükler ne yolsuzluklar çıkacak. Meclisteki bozuk araçlara benzin alındığı meselesinin üzerine gidilmeli ve kim suçlu ise derhal hakkında yasal işlem başlatılması gerekiyor. Umarım konu hasır altı edilmez.

Organize işler bunlar resmen organize işler..

Günün Sözü

Sevmiyorum artık onu, doğrudur, derim de yine bilemem. Kısacık bir sevdanın unutması böyle seneler mi sürer.

Pablo Neruda