Turizm değil, rüşvet adası...
Köşe yazımı yazmak için bilgisayar başına oturduğumda şöyle bir haber sitelerini tararım; bunu her gün yaparım. Kaçak yakalanmadığı gün yok, uyuşturucu zanlısı yakalanmadığı gün yok, hırsızlık, şiddet ve taciz olmayan gün neredeyse hiç yok. Bakınız şaka değil; her Allah'ın günü bu suçlar bu ülkede işleniyor. Tüm bunların yanında hiç ummadığınız yok yahu dediğiniz kişiler patır patır rüşvet iddialarından tutuklanıyor.
Nereye varacak bu işin sonu inanın ki ben de bilmiyorum.
Aylar evvel Girne’nin lüks bir restoranında oturuyorum. Restoranın sahibi geldi ve “OO Gökhan'cığım hoş geldin” dedi ve hemen konuştu “her gelen gazeteciye söylüyorum sana da söyleyim” dedi ve heyecanla “Kalkınma Bankası'ndan kredi istedim; 250 bin sterlinini de bana da verirsen sana bu krediyi çıkarırım dedi; ben de vermeyi reddettim ve bu kredi bana çıkmadı” dedi. Erkut Şahali’yle yapmış olduğum bir programda iş insanımızın adını vermeden hikayeyi ona da anlattım. Haberim var dedi Şahali. Peki ne oldu ? Koca bir hiç. Tutuklanan var mı yok, soruşturma açıldı mı yok. Redif Nurel çıktı ve canlı yayında bir ton şey açıkladı. Var mı ifadesi alınan? Yok. Polis harekete geçti mi yok.
Yani demem o ki ada suç cenneti oldu. Gerçektir yalandır soruşturma yürütülmediği için bir şey de diyemiyorsunuz. Şimdi benzer suçlamalar Avcı ve Hasgüler için yapılıyor. Doğru mu yalan mı onu da polis soruşturması belirleyecek.
Bu kadar suç, bu kadar rüşvet iddiası için bu memleket bu güzelim ada için gerçekten çok. Sahte diplomaları konuşurken bir bakıyorsunuz sahte üniversite çıkıyor ortaya. Akıl alır gibi değil. Onlarca hatta yüzlerce kişinin Güzelyurt'taki sağlık bilimleri üniversitesinden usulsüz diploma elde ettiği iddialarını duyuyoruz. Gerçek mi değil mi bilmiyoruz ama bu iddialar var. Kim araştıracak YÖDAK. Bir bakıyorsunuz YÖDAK Başkanı tutuklanmış. Yani neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Dün de yazdım Avcı ile Hasgüler’in böyle bir suç işlediğine inanmak istemiyorum. Soruşturma yapılacak ve polis bir sonuca varacak. Bekleyip göreceğiz.
KKTC SORMA GİR HANI OLDU
Ne yazık ki bu doğru. KKTC sorma gir hanı oldu. İçişleri Bakanlığı her ne kadar tedbir almış olursa olsun her gün kaçaklar yakalanıyor. Çoğu kaçak da trafik kontrolü sırasında tespit ediliyor. Öğrenci adı altında ülkeye geliyorlar sonra kaçağa düşüyorlar.
Bir kontrol mekanizması yok. Ercan Havalimanı'ndan da geri çevrilenler olduğunu duyuyoruz ancak uygulamalar denetimler sıkılaştırılalı kaç ay oldu. Anlayın siz ne kadar kaçak var ülkede. Gelen girmiş gelen girmiş ve kaçağa düşmüş. Üniversitelerin hiç sorumluluğu yok. Aldıkları paraya bakıyor üniversiteler. Bir sene iki sene harcını yatırıyor sonra sırra kalem basıyor öğrenci kisvesi adı altında gelenler.
HER GÜN UYUŞTURUCU VAKASI VAR
Bir diğer konu da uyuşturucu. Her gün birileri uyuşturucu kullanımından ya da satışından tutuklanıyor ama her gün. Polis harıl harıl çalışıyor. Bravo polisimize ama gelin görün ki sınır kapıları belli olan bir ülkeye bu kadar uyuşturucu nasıl sokuluyor. Deniz limanları hava limanı kadar sıkı kontrol ediliyor mu. Daha geçen gün adamın biri silah ve bıçakla Ercan Havalimanı'ndan çıkış yaparken yakalandı. Ülkeye deniz limanından girmiş sonradan öğrendik. Demek ki deniz sınır kapılarında güvenlik zafiyeti var.
Sonuç olarak dostlar Kuzey Kıbrıs denizi güneşi kumuyla turizm alanında pazarlanmaya çalışılıyor ama ada turizm cenneti değil adeta bir suç cenneti olmuş. Suç işleyen kişilerde suç işleme cesareti var. Polis bir yandan kısıtlı sayısına rağmen suç işleyenleri bazen bir bir bazen on on yakalıyor ama nereye kadar böyle gidecek. Yazık oluyor bu güzelim ülkeye.
**********************
Günün Sözü
Annesinden dayak yediği halde, yine 'anne' diye ağlayan bir çocuktur aşk.
Cemal Süreya
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.