Memleket güzel ama derdi çok..

Yayın Tarihi: 05/06/24 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

CTP Dış İlişkiler Sekreteri ve Milletvekili Fikri Toros dün konuğumdu. Fikri Bey gerçekten donanımlı ve dersine iyi çalışan milletvekillerimizden biri. Her ne kadar Kıbrıs konusundaki bilgisiyle öne çıksa da ekonomi konularında da bilgili biri. Bir dönem Ticaret Odası Başkanlığı yapmıştı. Her gün her gün hayvancıların sorunlarını yazmak istemiyorum ama programın ana konularından biri hem hayvancıların sorunlarıydı hem de ithal et meselesinin detaylarıydı. Kendi de söyledi söylediklerinden de anladığım kadarıyla bu ithal et meselesine sıkı çalışmış. Etlerin tarihlendirilmesi 2022-2023 tarihlerini kapsıyor, normal şartlar altında etler paketlendiği tarihlerden dört ya da sekiz ay içerisinde tüketilmesi gerekiyor ve daha önemlisi eksi 18 derecede muhafaza edilmesi gerekiyor. Bu nedenle hükümetin ithal ettiği etlerde bir sağlık sıkıntısının oluşabileceği tehlikesi üzerinde durdu.

Kendisine eski Tarım Bakanı Erkut Şahali’nin “kuzunun Güney Kıbrıs'tan karkas halinde alınması” önerisini sorduğumda ise en mantıklı olan budur dedi ve ekledi “en mantıklı yol budur, ayrıca et olarak yabancı olmadığımızda bir üründür” dedi. Sonuç olarak donmuş etler geldi gelecek ve piyasaya sürülecek. KKTC tüketicisinin aylık tüketim miktarı 600 ton civarında; 20 ton et devede kulak bile değil. Bu da demek oluyor ki ithal edilecek et aslında et sorununa bir çare olmayacak. Muhtemelen gelir gelmez tükenecek. Tabii parası olan gidip 650-680 liraya kuzu etini yine tercih edecek o da ayrı bir konu. Net söylemek gerekirse parası olan hayatta gidip donmuş et almaz. Bu donmuş ete soğuk bakacaktır parası olan vatandaş.

Sonuç olarak yaşayıp göreceğiz. Ne 20 ton ne 40 ton aylık tüketim ihtiyacını karşılamaktan son derece uzak rakamlardır. Hükümet Güney Kıbrıs'tan karkas kuzu ithal etmeyi gündemine alabilir. Bu daha mantıklı ve daha ucuz olur. Üstelik etin seyahat serüveninin yolu da kısaltılmış olur. Sağlık açısından bu daha güvenli olur. İşte o zaman et konusunda Güney'e kaymış olan ekonomiyi tekrar Kuzey'e çevirebiliriz.

Hükümet bunu bir değerlendirsin derim.

ŞİMDİ DE SU KRİZİ

Evet. Memleketin bahtı kara olunca ne krizi biter ne derdi. Günlerdir et krizini konuşuyoruz; bugünden sonra da su krizini konuşacağız. Sosyal medyada haber sitelerinde yerini aldı su temininde aksaklıklar olacağı ancak öyle tahmin ediyorum ki kimse daha meselenin ciddiyetinin farkında değil. Ama mesele ciddi. Geçitköy'deki su pompası bozuldu. Ne zaman tamir edileceği belli olmadığı gibi bu konuda Tarım Bakanlığından da herhangi bir açıklama yapılmadı. Daha kötüsü ise su temin edebilmek için göletlerin en az yarısı kurumuş durumda. Umarım bu su sorunu bir an önce çözülür. Türkiye’den gelen su verilmemesi halinde ülkenin kendi öz kaynakları yaklaşık %40 oranında su ihtiyacını karşılayabilecek durumda. Yani bunun Türkçesi susuz günler bizi bekliyor. Türkiye’den su geldiği için göletlerin korunması ve su tutmasının sağlanması da kulak arkası edilmiş durumda. Hayır işin en önemli boyutu ise su konusunda hiçbir merciinin açıklama yapmıyor olması. Yani sorun şudur uğraşıyoruz şu kadar zamanda çözeceğiz. Durumu idare edin diyen bir devlet yetkilisi de yok. Bazen bu ülke bir başımıza yaşıyormuşuz gibi hissetmiyor değilim.

Evet dostlar geldiğimiz durum bu. Hayat pahalılığı verildi asgari ücret artırıldı, piyasalar aynı zamanlamayla daha pahalı oldu. Araya bir de %13 elektrik zammı girdi. Et krizi daha çözülmedi, tüm bu dertler devam ederken şimdi bir de susuzluk sorunu peyda oldu.

Memleket yaşamak için güzel ama derdi çok...

***************

Günün Sözü

"Adları unut, yüzleri, sesleri, kokuları falan. Geçmişine bir asfalt dök. Yürüyebilmek için ihtiyacın olacak…"

Burak Aksak

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Levent Kutay
Levent KUTAY'dan
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları