Erhürman "Diyalog koptu ve sorunlar başladı"
Aklıma ne zaman Tufan Erhürman’ı getirsem kirlenmemiş tertemiz bir siyasetçi gelir. Hemen hemen herkesin sempati duyduğu bir siyasetçidir. Halkçıdır, farkındalığı yüksektir ve sokaktaki vatandaşın sesidir. Bir sene sonra gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı seçiminin en iddialı isimlerinden biridir. Tufan Hoca dün bende konuktu. Uzun uzadıya bir sohbet yaptık. Dedi ki “beni toplumun yok olma tehlikesi gailesi tutu, bunun olmaması için mücadele ediyorum" dedi. Çok doğru da söyledi; Kıbrıs Türk halkı gerek ekonomik zorluklardan dolayı gerekse tanınmamışlığın verdiği sıkışmadan dolayı ciddi bir dar boğazdadır.
CTP çözümü temsil eden bir parti olarak şüphe yok ki siyasetin içinde en sert muhalefeti yapan parti olarak yerini korumalıdır. Çoğu zaman Tufan hocaya haksızlık yapılır ve sert muhalefet yapmadığı noktasında eleştirilir. Halbuki Tufan hocanın kendine ait bir mizacı vardır. Açık konuşmak gerekirse toplum olarak bizler Ferdi Sabit Soyer tarzı bir muhalefet bekliyoruz halen CTP’den; halbuki birçok şeyin değiştiği gibi CTP de zamanla değişiyor. Tufan hoca sık yaptığı meclis konuşmalarıyla ve sık yaptığı sokak ziyaretleriyle gündemde kalmayı başaran bir Ana Muhalefet Partisi başkanıdır. Tabii biz gazeteciler her partinin içini karıştırmayı severiz. Örneğin UBP kurultayına daha zaman var ama konuşmayı severiz, ya da YDP’nin kurultayı yakın tarihtedir, YDP’nin içi ile yazı yazmayı severiz. CTP’nin kurultayına daha zaman var ama CTP kurultayını ve son dönemi olan Erhürman’dan sonrasını konuşmayı severiz. Tabii Tufan hocanın son dönemi, artık başkan adayı olamayacak. Sırada bekleyenler var. Asım Akansoy, Erkut Şahali ve Sıla Usar başkanlık için adı konuşulanlar. Kim seçilir, kim seçilirse CTP’yi ileri noktalara taşır onu da zaman içinde yaşayarak öğreneceğiz. Elbette taban kendince en doğru adayı seçecektir ama halk tarafından kabul görecek mi onu da seçimlerde yaşayarak göreceğiz. Kim seçilirse seçilsin CTP, Erhürman gibi CTP’li olmayanların da oyunu alma noktasında zorlanacaktır. Sokağın nabzını tutan biri olarak CTP’li olmayan birçok seçmen de Tufan hocadan dolayı son seçimlerde CTP’ye oy vermiştir. Kim ne derse desin hocanın yeri dolmayacaktır.
Her ne kadar konjonktür artık federal bir çözümü öngörmüyor olsa dahi CTP’nin federal çözümün yegâne savunucusu olduğu bir gerçektir. Adadaki en mantıklı ve olması gereken çözüm şekli de federasyondur. Her ne kadar Türk tarafı artık federal çözümü konuşmuyor olsa dahi ya da Rum tarafı değil federasyon hiçbir çözümü konuşmuyor olsa dahi, ya da Rumların federasyondan anladıkları bize uymuyor olsa da Türk tezi olan federasyon en mantıklı çözüm şeklidir.
Konjonktür değişir taşlar farklı yerine oturur gün gelir yine federasyonu konuşur halde buluruz kendimizi. Yeter ki taraflar çözüm konusunda birbirlerine yakınlaşsınlar.
İşte bu noktada CTP’nin olası çözüm adına siyasetini federal çözümden yana koyması ve bundan bir milim dahi sapmaması son derece önemlidir. Unutmayın ki yalnızca CTP ya da Rum tarafı federasyon demiyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Avrupa Birliği (AB) de Kıbrıs’ta olası bir çözümün ancak federasyonla mümkün olabileceğini söylüyorlar.
Tabii şartlar koşullar değişti bunu da kabul etmek lazım. Crans Montana zirvesi sonrasında Rumların samimiyetsizliği ortaya çıkınca Türk tarafı da haklı olarak köprüleri attı ve farklı bir çözüm modelini ortaya sürdü. Hal böyle olunca artık Kıbrıs’ta herhangi bir çözümü konuşmak en azından koşullar değişinceye kadar mümkün değil.
Konuyu Tufan hocadan açtık ya ondan devam edelim. Dörtlü hükümet döneminde ciddi maddi zorluklar yaşanmasına ve Türkiye’den tek bir kuruş gelmemesine rağmen son derece başarılı bir şekilde ülkeyi yönetmişti. Hükümetin halkın menfaatine birçok noktada feragatlerde bulunduklarını dün gibi hatırlıyorum. Özellikle elektrik konusunda vatandaşın lehine verilen tavizleri hatırlıyorum. İyi bir başbakanlık yaptı. Zor koşullara rağmen maliyenin bütçesi artı vererek yılı kapattığını da daha dün gibi hatırlıyorum. KKTC’de başbakanlık yapmak hükümet yapmak aslında kolay gibi gözükür ama olağanüstü zordur. Bütçenizin neredeyse tamamı maaş ödemelerine gidiyorsa ve yatırım yapmak için geriye bir para kalmıyorsa Türkiyesiz tek bir adım bile atamazsınız. Şu an da yaşanan farklı değildir. Hükümetin yatırım için parası yok ve gördüğünüz gibi birçok yatırım Türkiye’nin desteği ile vücut buluyor. Bu nedenle Türkiye’den destek alacak hükümetlerin kurulması kabul etsek de etmesek de halkın menfaatine oluyor aynen şu an ki hükümetin olduğu gibi.
Sonuç olarak Tufan Erhürman kesinlikle ülke siyasetinde olması gereken bir isimdir. CTP’nin yüz akıdır. CTP’nin Erhürman’dan başka bir ismin başkanlığında aynı performansı gösterebileceğine benim pek inancım yok ama demokrasinin de çalışması ve yenilenmesi gerekir.
*******************
Günün Sözü
"Ben de herkes gibiyim. Dünya gerçeklerine oldukları gibi değil de olmalarını istediğim gibi bakıyorum."
Paulo Coelho
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.