Şu alfabe meselesi…

Yayın Tarihi: 11/11/24 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Kıbrıs Türk halkının iradesi dışında ilginç olaylar oluyor dünyada. Örneğin Rum lider Hrisostodilis’in ve Yunanistan Başkanı Miçotakis’in Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la görüşmesi gibi. Çözüm yanlıları bu tür bir görüşmeyi son derece önemli bir şey gibi aktardılar ama hem Cumhurbaşkanı Tatar hem Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu bunu normal bir görüşme olarak değerlendirdiler. Aynı fikirdeyim, bence de bu normal bir görüşmedir ve dünya siyasetinde böyle sohbetler olur; yani demem o ki bu tür diyaloglar belki iyidir ama bundan bir şey çıkmaz. Bunu da söylemek lazım.

Öte yandan alfabeye yeni harflerin eklenmesi meselesi. Benzer bir uygulama KKTC için de geçerli olacağı görülüyor, bir şey değişmeyecek. Kimse panik yapmasın. Bu tür adımlar KKTC’nin bazı ülkelerle yakınlaşması yönünde atılan adımlardır. Belki olumlu adımlardır ama bu tür adımlarla da KKTC lehine yeni şeyler olacağına pek inanmıyorum. Olmasın mı, olsun ama keşke daha ciddi ilerlemeler olsa ve sevinsek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kıbrıs Türk halkının dünya ülkeleriyle daha çok kucaklaşabilmesi açısından bir dizi adımlar atıyor. Kötü mü peki? Hayır, değil ama yeterli mi? Yine değil. Ama hiç tanınmamış olan KKTC için olumlu olarak atılan her adım önemlidir.

Bu nedenle şu alfabe meselesini kötü bir gelişme olarak değerlendirmeyin. Kötü anlamda bir şey değişmeyecek.

Kıbrıs Türk halkı tarihinin hiçbir döneminde dindar bir toplum olmadı, olmadı olmasına ama özellikle çocukluğuma aklıma geldiğinde yani 80’li yıllar herkesin herkese saygısı çok fazlaydı. Yani camiye giden, oruç tutan camiye gitmeyen ve oruç tutmayan insanlar birbirlerine her zaman saygılı olmuşlardır. Hatta eski yıllarda Kıbrıs Türk halkı dinine daha fazla düşkündü. Adetler, gelenekler daha çok hayatımızdaydı. Eskiden mahallede biri ölmüşse bir süre kimse televizyon açmaz ve bunu komşusuna saygı olarak gösterirdi. Bir evde kokulu bir yemek piştiyse mutlaka birkaç tabak da komşulara gider, sonra tabaklar ertesi gün dolu olarak geri gelirdi. Hızla değişen yaşam koşulları, teknolojinin bu kadar ilerlemesi Kıbrıs Türk halkını da değiştirdi. Camiye gidenler azaldı, oruç tutanlar azaldı, komşuluk öldü. Selamlar sabahlar kesildi ve yardımlaşma da ortadan kalktı. Tabii değişen nüfus dengesi de bunda etkili oldu. Eskiden Kıbrıslılar, Türkiyelileri istemez meselesi bu kadar yaygın değildi. Bu şu an zirve yapmış durumda. Hoş artık memlekette Türkiyeli de kalmadı. Ortalık Arap çorabı doldu. Her yerde siyahiler iş yapıyor ya da Orta Asya’dan gelen insanlar iş yapıyor.

Velhasıl kelam Kıbrıs çok değişti, beraberinde Kıbrıs Türk halkı da değişti.

Gerçi ramazanlarda hiç tahmin etmediğim insanların oruç tuttuğuna da şahit oldum, oluyorum. Türkiye’de İslam dinine yakın bir partinin çok uzun yıllardır iktidarda olması, KKTC’deki nüfus yapısının buna bağlı olarak değişmesi KKTC’de de bazı şeylerin değişmesine kapı açtı. İlahiyat koleji açıldı, dergahlar çoğaldı, bir tarikatçı olarak benim bile haberimin olmadığı dergahların ülkede olduğunu öğrendim.

Kıbrıs Türk halkı ezelden beri dinine bağlı ancak laik yapıda bir halktır. Gelenekleri, örf ve adetlerini İslam dinine uygun yaşamış bir halktır. Bunda azalma var mı? Evet, azalma var, bunu değişen yaşam koşullarına ve teknolojiye bağlıyorum. Biz Kıbrıslı Türkler aslında ne Türkiyeci olabildik ne de Avrupacı olabildik. Böyle arafta kalmış bir halkız.

Rahat olun, herkes bu ülkede dinini istediği gibi yaşıyor zaten. Başını örten de örtmeyen de ve dinine bağlı olan birçok kadın yurttaşımız var. Başörtüsü takıp da İslam’a uygun yaşamayan ve yanlışları olan kadınlar da var. Yani bu bir gösterge değildir.

****************
Günün Sözü

"Konuşmuyor, anlatmıyor diye hissetmiyor sanmayın. Kimisi içine atar çığlıklarını."

Cemal Süreya

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Levent Kutay
Levent KUTAY'dan
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları