YANKI

Prof. Dr. Mehmet ÇAĞLAR
chaglarm@yahoo.co.uk
Prof. Dr. Mehmet ÇAĞLAR

Yapay zekâ çağında insan kalabilmek

Yayın Tarihi: 20/09/25 07:30
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Teknolojinin rüzgârı gün geçtikçe daha sert esiyor. Yapay zekâ, robotlar, algoritmalar… Artık gündelik yaşamımızın, mesleklerimizin, hatta eğitimin nabzını onlar tutuyor. Parmaklarımızın ucunda bir dünya var: anlık cevaplar, hızla çözülen işler, dijital dostluklar. Ama tüm bu kolaylığın içinde sessizce eriyen bir şey var: insan olmanın kalp atışı.

Teknolojinin Rüzgârı ve İnsan Kalp Atışı

Bir zamanlar duygularımızla ölçerdik zamanı. Sevinçle hızlanan, hüzünle yavaşlayan kalp ritimlerimiz vardı. Şimdi ise ritmimizi, ekranların yenileme hızı belirliyor. Hatırlamak gerek: İnsan olmanın özü, yalnızca düşünmek değil, hissetmektir. Oysa hızın sarhoşluğunda duygularımızı rafa kaldırıyor, makinelerin soğuk zekâsına yaslanıyoruz.

Yapay Zekâ Bir Ayna

Yapay zekâ bir araçtır, bir aynadır aslında. Ona ne verirsek, bize onu yansıtır. Eğer biz içimizdeki insanlığı unutursak, ekrana bakan yüzümüzde de yalnızca boşluk belirir. İnsan kalabilmenin en büyük önlemi, duygularımızı diri tutmak, merhameti, sevgiyi, şefkati yeniden üretmektir. Çünkü hiçbir algoritma, bir annenin şefkatli bakışını; hiçbir robot, bir dostun yüreğiyle sarılışını taklit edemez.

Bahçenin Çiçekleri

Hayat bir bahçedir. Yapay zekâ, toprağı hızlıca işleyen modern bir traktör olabilir; ama bahçeye hayat veren şey, insanın eliyle diktiği çiçekler, gözyaşıyla suladığı umutlardır. Eğer o çiçekleri dikmezsek, teknoloji yalnızca çorak bir tarlada dönüp duran demir bir gövdeye dönüşür.

Gelişim İnsan İçindir

Unutmamalıyız: Gelişim, insanın yerini almak için değil, ona yol açmak içindir. Robotların arasında kaybolmak değil, onların bize açtığı zamanı, daha çok sevmek, daha çok düşünmek, daha çok hissetmek için değerlendirmek gerekir. İnsanlığın geleceği, makinelerle değil, kalplerimizle yazılacak.

Bugünün önlemi, yarının mirasıdır. Eğer çocuklarımıza yalnızca programlamayı değil, aynı zamanda empatiyi öğretebilirsek; yalnızca matematiği değil, aynı zamanda şiiri sevdirebilirsek; yalnızca hızın peşinde koşmayı değil, aynı zamanda durup bir gün batımını izlemeyi öğretebilirsek… işte o zaman insan kalmayı başarabiliriz.

Çünkü unutmayalım: Teknoloji bir gölge gibidir. Gölgenin büyüklüğü, güneşin konumuna bağlıdır. Biz güneşimizi, yani insanlığımızı kaybedersek, gölgemiz de anlamsızlaşır.

 

İnsanlık Işığını Korumak: Teknoloji Düşman Değil, Araçtır

Bütün bunlar teknolojiyi reddetmek anlamına gelmez; tam tersine, ona kalbimizi ve aklımızı birlikte katabilmeyi öğütler. Asıl mesele, yapay zekâyı ve dijitalleşmeyi bir tehdit olarak değil, insanlığın değerlerini büyüten bir fırsat olarak görebilmektir.

Eğitim ve Gençlik

Toplumun ve siyasetin görevi de burada başlar. Gençlerimizi yalnızca geleceğin mesleklerine değil, geleceğin insanlığına hazırlamak gerekir. Eğitim, kodlama öğrettiği kadar vicdan da öğretmeli; problem çözme becerisini geliştirdiği kadar şiir yazdırmayı da teşvik etmelidir. Çünkü eğer çocuklarımız yalnızca makinelerle yarışacak şekilde yetişirse, bir gün makinelerin gerisinde kalabilirler. Ama kalplerindeki sevgiyi, toplumsal duyarlılıklarını, insani dayanışmayı korurlarsa, hiçbir algoritma onları yenemez.

Siyasetin Sorumluluğu

Siyaset, toplumun ruhunu diri tutmakla sorumludur. Bir ülkenin gerçek gücü, teknolojik yatırımlarında değil, gençlerinin umutlarında saklıdır. Eğer onlara yalnızca iş değil, aynı zamanda insan kalabilme imkânı sunarsak, gelecek sadece verimli değil, aynı zamanda yaşanabilir olacaktır.

En Derin Hakikat

Ve işte en derin hakikat şudur: Yapay zekânın yükseldiği çağda en devrimci eylem, insanca sevebilmek ve insanca düşünebilmektir.

Yapay zekâ çağında insanlığın en büyük devrimi, makinelerle yarışmak değil; değerlerimizi, sevgimizi ve kalplerimizin ritmini unutmadan yarına yürüyebilmektir — çünkü gerçek gelecek, verilerde değil, birbirimize dokunan ellerimizde ve insanca sevebilmenin sonsuzluğunda saklıdır.

 

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Levent Kutay
Levent KUTAY'dan
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.