Tutulan Dilekler…

Hayatta bir dilek tutma şansımız olsa… Olmaz ya hani… o dileğimiz de gerçek olsa ne kadar karışık bir dünya olurdu… Birinin dileği, diğerinin dileği ile kesişti mi? Biri de diğeri de ayni şeyi istiyorsa hele… Çok büyük bir çıkmaz… Bazen “kader gayrete aşıkmış” cümlesinin altında yatan felsefe buna mı dayanır? diye düşünür dururum… Hiçbir şey öylece biz otururken gelip bizi bulmuyor…sonuçta… hep bir mücadele… Deneyimlerimizden yola çıkarak… Oturduğu yerden dileği gerçek olan da varsa… bize denk gelmedi diyelim.

Hastalıklarla savaşan… Zorlu hayat koşullarında yaşamlarını devam ettirmeye çalışanlar… Savaşlarda bin bir sorun ile var olma mücadelesi verenler… Daha neler… dünyanın bin bir hali ile… “gelsin gelecek olan” bekliyoruz… da demeye korkuyoruz… Zira ne çıkacağı belli olmuyor.

Toplumsal mutluluklar… bireysel kazançlar ile paralel gibi görünse de… mutsuzluklar hep ortak…  Bir toplumun bir dileği olsa… bizim toplumumuzun mesela… ortak bir dilek kolayca bulabilir miyiz? Lambadan üç dilek dileyin… diyen biri çıkmayacak biliyoruz… Bir ortak dilekte buluşabilsek… gerçeğe dönüştürmek zor olmasa gerek… bu yorumu yukarıdaki “gayret” kavramından destek alıp yapıyorum… Toplumsal beklentileri…. Kişisel beklentilerimiz ile paralel bir zemine oturtabilmek de büyük bir başarıdır… Kamu yararı ve kişisel yararlar kavramlarında olduğu gibi… Toplum olarak gösterdiğimiz başarılar… kişisel başarılarımız ile bir noktada kesişebilir… Başarılı sanatçılarımız ve sporcularımız ile duyduğumuz gurur gibi… mesela…

Toplum olarak yaşadığımız umutsuzluklar dönem dönem yerini umuda bağlayabilir…Her hangi bir nedenden… Bunun için yapılması gerekenleri siyasal yönetimlerin omuzlarına bırakıyoruz… Yönetimlerin, etkin, verimli gibi kavramların yanında katılımcılık… şeffaflık… gibi kavramları da göz ardı etmesini istemiyoruz…

Özellikle aynı gemide olma duygusu… Başarı ve başarısızlıklar… mutluluk ve mutsuzlukları hep aynı anda yaşayacağımızın garantisini vermez ama… büyük oranda etkili olur… Başarı ve başarısızlık… mutluluk ve mutsuzluk çok soyut kavramlar… anlatması da açıklanması da zamana, döneme, topluma, kültüre göre de farklılık gösterebilir. Hele beklenti kavramı diğerlerinden çok daha ayrık bir yerde durur… Yine toplumsal beklentiler ve kişisel beklentiler olarak…

Çok genellemeye gitmeden…Şimdi bir odada herkes bir dilek tutsa… tuttuk mu? bu dilekler gerçek olsa… Neler olur dersiniz?  Daha geniş düşünelim… Her ülkenin bir dilek tutma şansı olsa… Gerisi zaten uluslararası alanda büyük bir karmaşa…

Şimdi bizlerin… kişilerin… dilekleri vardır tutulur da diyelim… olur olmaz tartışması bir tarafa… Ama toplumların, devletlerin dilekle işi olmaz… onlar çalışıp yapmalı… Ama yönetenler toplumun dileğini bilir aslında… onun için çalışır… Her istenilenin, dileğin gerçek olduğu bir dünya olmasa da…