Fide Kürşat'tan Yeşilköy'deki "orman talanı"na tepki: Bu ihmale sessiz kalmayacağız
CTP Milletvekili Fide Kürşat, Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada, Erenköy-Karpaz Belediyesi’nin Yeşilköy’de bir mezarlık alanı oluşturmak için orman arazisini tahrip etmesine “Bu yalnızca bir mezarlık tahsisi değil, doğaya karşı işlenmiş bir suçtur” ifadeleriyle tepki gösterdi.
- “Hükümetin orman politikası, ihmal ve doğaya ihanetten ibarettir”
- “Mezarlık ihtiyacını karşılamanın yolu, yeşil alanlarımızı tahrip etmek olamaz!”
- “Bu ormanları tahrip edip betonlaştırmak mı, ranta kurban etmek mi, yoksa peşkeş çekmek mi amaçlanıyor?”
- “Çam kese böceği, ormanlarımız için ateşsiz yangındır”
- “Orman yangınlarını için var olan sistemi devreye sokamayacaksak hükümet neden var?”
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) İskele Milletvekili Fide Kürşat, Meclis’te yaptığı konuşmada, Erenköy-Karpaz Belediyesi’nin Yeşilköy’de bir mezarlık alanı oluşturmak için orman arazisini tahrip etmesine sert tepki gösterdi. Kürşat, hükümetin bu duruma göz yumduğunu belirterek, “Bu yalnızca bir mezarlık tahsisi değil, doğaya karşı işlenmiş bir suçtur” dedi.
“MEZARLIK İÇİN 12 DÖNÜMLÜK ORMAN TAHRİP EDİLDİ”
Kürşat, 1920’lerden beri var olan çam ağaçları ve Kıbrıs’a özgü endemik bitkilerle dolu 12 dönümlük bir orman alanının, Erenköy-Karpaz Belediyesi tarafından dozerlerle tahrip edildiğini ifade etti.
Konuyla ilgili Yeşilköy İnisiyatifi, KEMA Vakfı ve bölge sakinlerinin büyük tepki gösterdiğini belirten Kürşat, eski Orman Dairesi Müdürü Faik Koyuncuoğlu’nun mezarlık için başka alanlar bulunabileceğini vurguladığını hatırlattı.
Tarım ve Orman Bakanı Hüseyin Çavuş’un, Yeşilköy İnisiyatifi ile yaptığı görüşmede, bu ormanın “küçük bir köşeciği” olduğunu söyleyip bir çözüm üretmediğini belirten Kürşat, “Hükümet, bu doğa katliamına göz yumarak köyümüzü sel riskiyle de karşı karşıya bırakıyor” dedi.
“ÇAM KESE BÖCEĞİ, ATEŞSİZ YANGINDIR”
Kürşat, hükümetin ormanlar üzerindeki ihmalinin Yeşilköy’le sınırlı kalmadığını söyledi. Çam kese böceğiyle mücadelenin 2021 yılından bu yana durdurulduğunu ifade eden Kürşat, bu zararlının ormanlara verdiği hasarın geri dönülemez boyutlara ulaştığını vurguladı.
Kürşat, “Çam kese böceği, ormanlarımız için ateşsiz yangın anlamına gelir. Bu durum yalnızca ormanlarımızı değil, insan ve evcil hayvan sağlığını da tehdit ediyor” dedi.
Uzmanların yıllardır çam kese böceğiyle biyolojik mücadelenin önemine dikkat çektiğini belirten Kürşat, havadan biyolojik ilaçlama ile mücadele yöntemlerinin uzun süredir uygulanmadığını hatırlattı.
Kürşat, eski Tarım Bakanı Dursun Oğuz döneminde bile “yarım yamalak” da olsa mücadele çalışmalarının yapıldığını, ancak mevcut bakan Hüseyin Çavuş’un iki yıllık görev süresinde hiçbir adım atılmadığını söyledi.
“ORMAN YANGINLARI VE DİKİM POLİTİKALARI İHMAL EDİLİYOR”
Konuşmasında orman yangınları ve ağaçlandırma çalışmalarına da değinen Kürşat, “Eskiden yılda 1 milyon ağaç dikilirken, bu rakam 200-300 bine düştü. Üstelik yangınlarla mücadelede kullanılan sinyalizasyon sistemi 10 yıldır atıl durumda” dedi.
Kürşat, orman fakiri bir ülke olan Kuzey Kıbrıs’ta, bu ihmallerin doğaya ve iklim krizine karşı işlenmiş bir suç olduğunu belirtti.
“ORMANLARIMIZ, BİZİM NEFESİMİZDİR”
Konuşmasının sonunda hükümeti kınayan Kürşat, ormanların yalnızca ağaçlardan ibaret olmadığını vurgulayarak, “Bu hükümet, doğaya ve geleceğe ihanet ediyor. Biz, bu katliamlara sessiz kalmayacağız. Çünkü doğa sessiz kalabilir ama bir gün intikamını alır” dedi.
CTP Milletvekili Kürşat, hükümete ormanları koruma ve ağaçlandırma seferberliği başlatma çağrısında bulundu.
Kürşat, Meclis Genel Kurulu'ndaki konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Kurak bir ada ülkesiyiz. Ormanlarımız sınırlı, yeşil alanlarımız değerli ve korunmaya muhtaç. Ancak son dönemde yaşananlar, doğaya karşı işlenen bir suçun örnekleriyle dolu. Yeşilköy'e yeni mezarlık meselesi...
Erenköy Karpaz Belediyesi, hiç bir resmi makamdan izin almadan, Yeşilköy’de, güzelim bir orman arazisini, mezarlık yapılmak üzere tahrip etti. Söz konusu ormanlık alanda, 1920’lerde ekilen çam ağaçları, Kıbrıs’a özgü bir çok endemik bitki varken, belediye 12 dönümlük araziyi, dozerlerle dümdüz etti. Ne için?
Mezarlık yapılmak için Orman katledildi. Belediye Başkanı işi oldu bittiye getirmeye çalıştı, hükümet de göz yumdu.
Bu konuda, Kasım ayından beri, KEMA Vakfı, Yeşilköy İnisiyatifi ve bölge sakinleri büyük tepki koydu. Aslen Yeşilköylü olan Orman Dairesi eski müdürü Faik Koyuncuoğlu, bölgede tarım ve orman arazisi olmayan, mezarlık olabilecek başka yerler bulunduğunu söyledi. Yeşiköy inisiyatifi üyeleri, Tarım ve Orman Bakanı Hüseyin Çavuş ile görüşme yaptı. Bakan bu arazinin, ormanın küçük bir köşesi olduğunu bildiğini, konuyla ilgileneceğini söyledi. Ama konu ile ilgili hiç bir remi açıklamada bulunmadı. Bu konunun akıbeti nedir? Erenköy-Karpaz Belediyesine mezarlık için alternatif bir alan gösterilecek mi, yoksa talan edilen arazi mezarlık olacak mı? Bu alanın mezarlık yapılması durumunda, köy sel felaketi ile de karşı karşıya kalabilir. Böyle bir riske göz yumulacak mı?”
YAPILMAYA ÇALIŞILAN, YALNIZCA BİR MEZARLIK ALANI TAHSİSİ DEĞİL, BİR CİNAYETTİR
Bu yapılmaya çalışılan, yalnızca bir mezarlık alanı tahsisi değil, bir cinayettir. Hem doğaya, hem Yeşilköye, hem de ülkenin geleceğine işlenmiş büyük bir suç olacaktır. Mezarlık ihtiyacını karşılamanın yolu, ormanlık yeşil alanlarımızı tahrip etmek olamaz! Eğer gerçekten bu halka hizmet etmek istiyorsanız, doğayı yok ederek değil, koruyarak, doğaya uyum sağlayarak çözüm üretmelisiniz.
ÇAM KESE BÖCEĞİ ATEŞSİZ YANGINDIR!
Sayın milletvekilleri, bu hükümetin ormanlara karşı işlediği suçlar, sadece Yeşilköy’deki katliamla sınırlı değil. 2021 yılından beri, çam kese böceği gibi, ormanlarımızı tehdit eden zararlılara karşı biyolojik mücadele yapılmıyor. Bu böcek, ormanlarımız için ateşsiz yangın anlamına gelir. Tahrip ettiği ağaçları, bu ülkenin şartlarında yeniden yetiştirmek neredeyse imkansız. 2016 ile 2021 yılları arasında düzenli olarak yapılan, entegre mücadele ve biyolojik ilaçlama, bütçe yetersizliği bahanesiyle ve bu hükümetin vurdumduymazlığı yüzünden durdurulmuştur.”
UZMANLAR DEFALARCA UYARDI: MÜCADELE EDİLMEZSE, ORMANLAR CİDDİ ZARAR GÖRÜR!
Tabipler Birliği, geçen yıl konuya dikkat çekerek, Çam kese böceğinin yalnızca ormanlarımız için değil, insan ve evcil hayvan sağlığı için de risk oluşturan bir böcek olduğunu, tırtılların tüylerinde bulunan alerjenler özellikle hassas ve alerjik bünyeli çocuk ve erişkinlerde ve evcil hayvanlarda ciddi sağlık sorunlarına sebebiyet verebileceği yönünde uyarmıştı. Son yıllarda, Çevre Örgütleri, Biyologlar Derneği, Yeşil Barış Hareketi, Orman mühendisleri, sıkça çam kese böceği ile entegre mücadelede önemine dikkat çekmişler, çeşitli eylemler yapmışlardı. En son sanırım Eylül ayında Bakanlık önünde eylem yapıp bakanla görüşmüşler ve bir takım sözler almışlardı...
PEKİ NE OLDU KOCAAMAN BİR HİÇ!
Çam kese böceği ile entegre mücadelede önemli bir unsur olan kuşlarla zararlıya karşı mücadelede, kuş yuvaları yeterli miktar ve yaygınlıkta ormanlara yerleştirilemedi, böceklerle yapılan mücadelede de yeterli aşamaya gelinemedi. 2021’den 2024’de havadan biyolojik ilaçlama yapılmaması, bugün tüm ülke çapında salgın haline gelmesine, ormanlarımıza ciddi ve geri dönülmez zararlar verilmesine sebep olmuştur.
Biyologlar Derneği’nin eski başkanı Hasan Sarpten geçen gün yaptığı paylaşımda, son 4 yıldır hiçbir ilaçlama yapılmayan çam ağaçları kabuk böceklerinin de etkisiyle binlerce ağacın kuruduğunu ve kesildiğini Ve, ne yazık ki sayın Kelle'nin verdiği söze rağmen şu ana dek ilaçlama için hiçbir adım atmadığını ve bu vakitten sonra, ilaçlama yapmanın mümkün olmadığını, yeni çam kese böceklerinin çıkmaya başladığını belirtti.
Şubat ve Mart'ta iyice yorgun düşen son kalan ağaçların da, kurumaya yüz tutacağını ve 15 bin hektarın üzerinde yeni bir çam kese böceği istilasına hazır olunmasını ve bu yıl, evlerin içine kadar girebilecekleri yönünde uyardı. Geçen yıl birçok yurttaş tırtılların bahçelerde evlerin pencerelerindeki görüntülerini paylaşmıştı. Ancak bu hükümet, bu Tarım ve 'Orman' Bakanı ne yaptı? gözünü kapatıp, kulaklarını tıkadı....
AMAÇ NEDİR? BU ORMANLARI TAHRİP EDİP BETONLAŞTIRMAK MI?
O çok eleştirdiğimiz Tarım Bakanı Dursun Oğuz döneminde bile, yarım yamalak da olsa, bu işlere bütçe ayrılmış havadan biyolojik mücadele sürdürülmüştü. Hüseyin Çavuş’un bakanlıkta ikinci yılını doldurmasına ve Bakanlığının adında yer alan “Orman” ibaresi olmasına rağmen, kendisinin hiç ilgi alanına girmemiştir. Peki, soruyorum: Amaç nedir? Bu ormanları tahrip edip betonlaştırmak mı? Ranta kurban etmek mi? Peşkeş çekmek mi?
ORMAN YANGINLARI VE DİKİM POLİTİKALARI
Bir diğer mesele ise, orman yangınları ve ağaçlandırma çalışmaları. Eskiden yılda 1 milyon ağaç dikilirken, bugün bu sayı 200-300 bine düşmüş durumda. Hem orman yangınlarını önlemede hem de yeni orman alanları yaratmada sınıfta kalmış bir hükümetle karşı karşıyayız. Ülkemiz, maalesef “orman fakiri” bir ülke olarak tanımlanmaktadır. Bu gerçeği değiştirmek ve orman varlığımızı artırmak için ciddi ve kapsamlı politikalara ihtiyaç duyulmaktadır.
Ancak mevcut hükümet, ormanların korunması ve genişletilmesi konusunda ne yazık ki gereken önemi göstermemektedir. Yeterli ağaçlandırma çalışmaları yapılmamakta, olan ormanlarımız ise ihmaller ve yanlış politikalar sonucu hızla yok olmaktadır. Yangınlarla mücadelede kullanılan sinyalizasyon sistemi, on yıldır atıl durumda. Bir hükümet, kendi orman yangınlarını önlemek için, var olan bir sistemi devreye sokamayacak kadar acizse, o hükümet neye yarar?
Teknoloji çağında yaşıyoruz; bu sistemlerin devreye alınamaması, sadece bir ihmal değil, büyük bir sorumsuzluktur. Bu ülkenin kurak iklim koşullarında, mevcut ormanları koruyamıyorsanız, bu halka nasıl hizmet edeceksiniz? Ülkemiz kurak, küresel iklim krizinin derin etkileriyle, değişen iklim şartlarında yetersiz ve zamansız yağışlarla, aşırı sıcaklıklarla yeni ormanlarının yetiştirilmesi neredeyse mümkün değilken mevcut alanların korunması kimin umurunda!
Daha vahimi, bu orman tahribatın etkileri sadece ülkemizi değil, tüm dünyayı etkileyen iklim krizine katkıda bulunuyor. Kuraklık, sel felaketleri ve doğal afetler her geçen gün artarken, bu duyarsızlığı kabul etmek mümkün değildir. İklim krizinin etkilerini azaltmak ve doğamızı korumak için hangi somut adımları atacaksınız?
ACİL ÇAĞRI: BU HÜKÜMETİN ORMAN POLİTİKASI, İHMALİN VE DOĞAYA İHANETTEN İBARETTİR
Bu yüzden buradan hükümete bir çağrıda bulunuyorum: 1. Orman yangınlarını önlemek için tüm teknolojik imkanlar seferber edilmeli, akıllı güvenlik sistemleri etkin bir şekilde devreye alınmalıdır. 2. Yeterli ağaçlandırma çalışmaları için seferberlik başlatılmalı, her yıl yok olan orman alanlarının fazlası yeniden doğaya kazandırılmalıdır. 3. Ormanların yapılaşmaya ve ekonomik çıkar uğruna tahrip edilmesine son verilmelidir.
Unutmayalım ki ormanlarımız, sadece bizim değil, tüm canlıların yaşam kaynağıdır. Bu konuda ihmalkar davranmak, doğrudan insanlığa ve doğaya karşı işlenmiş bir suçtur.
Sonuç olarak, değerli milletvekilleri, Bu hükümetin orman politikası, ihmalin ve doğaya ihanetten ibarettir. Yeşilköy’de yaşanan katliam, çam kese böceği ile mücadeledeki kayıtsızlık, yangın sinyalizasyon sisteminin çalıştırılamaması ve ağaç dikim politikalarındaki gerileme… Tüm bunlar, doğaya ve geleceğe karşı bir sorumsuzluk tablosudur. Bu ülkede ormanlar sadece ağaçlardan ibaret değildir; onlar bizim nefesimizdir, geleceğimizdir. Ve biz, bu katliamlara, bu duyarsızlığa sessiz kalmayacağız. Çünkü doğa, sessiz kalabilir ama bir gün intikamını alır! Bu hükümeti, doğayı ve ormanları yok eden politikalarından dolayı kınıyorum."
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.