Mülkiyetle ilgili ortak politika
Algı nedir, ne olabilir, neden bu kadar etkilidir?
Olmayanı, varmış gibi göstermek bir yana, olmayana, varmış gibi inanmak da daha büyük bir sorun herhalde.
Büyük düşünmek, toplumsal meselelerde, siyaseti bir yana bırakmak.
Bunu başarmak zorundayız, her zaman, her şeyi başkaları gelip yapmayacak.
Artık gerçek dünyaya dönem zamanı, sorunlara odaklanma, var olduğunu iddia etmeden öte, varlığı göstermek.
Geçiştirilemeyecek önemli bir konu;
“Güney Kıbrıs’ta başlayan tutuklamalarla birlikte açılan yargılamaların kapsamı her geçen gün daha da genişliyor. Kıbrıs Postasının güvenilir kaynaklardan elde edilen bilgilere göre, Rum yönetimi Kuzey Kıbrıs’taki gayrimenkul satışlarını yalnızca hukuki bir mesele olarak görmekten çıkarmış; artık bireyleri doğrudan hedef alan bir cezalandırma sürecine dönüştürdü.
Yargılamalar ve tutuklama tehditlerinin ilk mağdurları inşaat sektörü temsilcileri ve müteahhitler oldu. Ancak bugün gelinen aşamada bu tehdit çok daha geniş bir kesime yayılmış; emlakçılardan eşdeğer mal sahiplerine kadar uzanan bir yelpazede tüm KKTC vatandaşlarını kapsar hale getirildi.
Son olarak, aralarında KKTC vatandaşlarının da bulunduğu 13 kişiye suçlamalar getirtildi.
Alınan bilgilere göre, bu kişilerden 4’ü eşdeğerci mal sahibi(eşdeğer malı satan) 4’ü Türk vatandaşı müteahhit ( eşdeğer malı satın alıp üzerine inşaatı yapan)ve 5’i de alıcı konumundadır (yurtdışından gelip ev satın alanlar) Ayrıca Rum makamlarının tebligat yöntemini değiştirerek elektronik tebligat uygulamasına geçtikleri anlaşıldı. Bu yeni yöntem, daha geniş bir kesimin hızlı ve doğrudan bir şekilde yargı sürecine dâhil edilmesini kolaylaştırmakta ve tehdidin boyutunu daha da artıyor.”
Kıbrıs Postasının bu haberi çok çok önemlidir.
Daha öncede bu konuyu yazmış, gündeme getirmiştim.
Konu siyaset ötesidir, genelde Kıbrıs sorunu, özelde Kıbrıslı Türkler için yaşamsal öneme sahiptir.
İç çekişmeler bir tarafa, herkes tam bir belirsizlik içindedir.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis, ara bölgede bir araya geldi.
Beklenti düşük, zaten görüşme sonrası açıklamalarda bunu destekledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, mülkiyet konusunu da gündeme getirdiklerini ve rahatsızlıklarını Stewart’ta aktarıp, bu konuyu New York’a iletmesini talep ettiklerini açıkladı.
Altınını çizeyim, konu önemlidir ve KKTC’nin verdiği izinlerle yapılan yatırımlar bir çıkmaza doğru gitmektedir.
CTP lideri Tufan Erhürman da yaşanan sıkıntılarla ilgili bir açıklama yapmıştı;
“Bugün yaşananların temel sebebi, Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesinden uzaklaşan, uluslararası hukuku görmezden gelen, iki bölgelilik ilkesini yok sayan, ‘yürüyün da gorkmayın’ sözcükleriyle özetlenebilecek yaklaşımdır.”
HP Başkanı Kudret Özersay, TDP Başkanı Zeki Çeler, sivil toplum örgütleri, ilgili taraflar konuya dikkat çeken açıklamalar yaptılar.
Ortak nokta ve politika geliştirme açısından bir an önce hareket alanı yaratılmalıdır.
Ciddi anlamda bir kriz olduğunun kabullenilmesi ile Cumhurbaşkanı Ersin Tatar konu üzerinde geniş bir konsensüs sağlayıp, Türkiye’nin de desteğini alarak, gerekli girişimler bir an önce yapılmalı.
Yoksa çok daha sıkıntılı günlere doğru gidiliyor.
Kaybedecek olan yine Kıbrıslı Türkler, KKTC’nin kabullenilme siyaseti ve yıllardır süren var olma mücadelesidir.
Var olmamızı güçlendiren etkenler zayıflıyor ve biz seyrediyoruz.

Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.